Şırnak'ta 14 Mart'ta "sokağa çıkma yasağı" adı altında başlayan soykırım saldırıyla birlikte şehre giriş çıkışlar yasaklanırken, kentte bulunan 800 kişi kapasiteli Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki tutsaklarla da iletişim kesilmiş durumda. Cezaevinde 300'ü siyasi tutsak olmak üzere toplam bine yakın tutuklu ve hükümlü bulunuyor. 

Siyasi tutsaklar ile adli mahkumların iletişim ve görüş hakları dahil bütün haklarının elinden alındığı cezaevinden haber alınamıyor. Tutsaklar ile tutuklu ve hükümlüler 8 Mart'tan bu yana telefon hakkını kullanamıyor. Yine saldırıların başladığı 14 Mart'tan bu yana ise tutsaklar aile ve yakınlarıyla görüşemiyor. 

DURUŞMAYA KATILAMIYORLAR

Soykırım saldırılarının sürdüğü kentte tutuklu yargılananların duruşma tarihleri geçmesine rağmen mahkemeye çıkarılmazken, duruşmaların görülmesi için SEGBİS yöntemiyle de savunma haklarını dahi kullanamıyorlar. 

ALIŞVERİŞ YASAK

İki ayı aşkın süredir, tutsaklar ile tutuklu ve hükümlülerin sağlık durumları ve ihtiyaçları konusunda avukatların başvurusuna rağmen hiçbir bilgi alınamazken, cezaevinde suların kesik olduğu ve kantinden alışveriş yapılmasına izin verilmediği bildirildi. 

TEDAVİ EDİLEMİYORLAR

Tutsakların avukatlarından edinilen bilgiye göre; Cizre ve Silopi'deki soykırım saldırılarında yaralanan ve yaralı olarak tutuklanan kendi ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayan tutsaklarında aralarında bulunduğu cezaevinde revir çalışmıyor. Öte yandan Şırnak Devlet Hastanesi'ne de hasta kabulü olmadığı için hasta tutsak ve yaralıların tedavileri yapılmıyor. 

Yine cezaevinde son dönemlerde özellikle siyasi tutsakların kaldığı koğuşlardan çok sayıda tutsağın sürgün edildiği ve sürgün edilen tutsakların ailelerine nereye götürüldüklerine dair bilgi verilmediği öğrenildi. 

Bütün iletişim kanalları kesilen ve iki ayı aşkın süredir tecridin dayatıldığı Şırnak T Tipi Cezaevi'ndeki müvekkillerinin yasal haklarını kullanmaları için İnfaz Hakimliğine başvuru yapan avukatlara ise, cezaevi yönetiminden skandal bir cevap verildi. Yapılan başvuruyu infaz hâkimi, "Kamunun kusuru yok. Ben yetkili değilim" diyerek reddetti.