Yaylaya çıkmaları engellenince koyunları sattılar

Koruculuğu reddedince yaylalar yasaklandı: Hayvanlarını sattılar.

Tendürek bölgesinde bulunan ve “operasyon” gerekçesiyle yasaklanan yaylalara çıkmaları engellenen Çaldıran’ın Burçakalan (Qera) köyü sakinleri, 1 yıl içinde 2 bine yakın koyunu satmak zorunda kaldı. Köylüler, koruculuğu kabul etmedikleri için cezalandırıldıklarını söyleyerek, "Korucu olan köylere yaylalar serbest" dedi.

Van’ın Çaldıran ilçesi ile Ağrı’nın Diyadin ve Doğubayazıt ilçeleri arasında bulunan Tendürek bölgesinde süren “yasak” nedeniyle yaylaya çıkamayan bölge halkı, hayvanlarını satmak zorunda kaldı. Soykırımcı operasyonların aralıklarla sürdüğü bölgede bulunan Tepeli (Kelareş), Baş Ayaz (Dasina) ve Beyaz Su (Kanîsipî) yaylalarına çıkmaları 2 yıldır yasaklanan onlarca mahalleden biri olan Burçakalan (Qera) Mahallesi'nde sadece 1 yıl içinde 2 bine yakın koyun satıldı. Hayvan otlatacak yer bulamayınca çareyi satmakta bulan mahalleli, tek geçim kaynaklarının hayvancılık olduğunu dile getirerek, yasağın bölge halkını göçe zorladığına dikkat çekti.

600 KOYUNU SATMAK ZORUNDA KALDI

Koyunlarının tamamını satmak zorunda kalan Mahalle Muhtarı Nusret Dincer, koruculuk dayatmasını kabul etmedikleri için cezalandırıldıklarını belirtti. Dincer, “Yaylalara çıkıyorduk. Hayvancılık ile uğraşıyorduk. Şimdi o da yok, yapacak bir iş yok. Köyde 20 koyuna bakıyoruz. Önceden benim 600 tane koyunum vardı. Hepsini satmak zorunda kaldım. Yaylalar yasak, gidersek bizleri öldürecekler. Bizim köylerimize sürekli koruculuk teklif ediliyor ama bizler kabul etmiyoruz. Hiçbir silahı kabul etmiyoruz. Bizlere ‘kardeş’ diyorlar, kardeş dedikleri bizler şimdi rahat değiliz” diye konuştu.

‘HALK SÜT, PEYNİR VE YOĞURDU BİLE BULAMIYOR'

Beslediği 70 koyundan 60’ını satan Kubar Dincer, mahallelinin ihtiyacı olan süt, peynir ve yoğurdu dahi bulamayacak duruma geldiğini dile getirerek, “Hayvanlar yok, biz de geçimimizi sağlayamıyoruz. 6 tane çocuğum var. Onların durumu bizim durumumuzdan daha da kötü.  Bu yıl köyde kaldık. Durumumuz çok kötüydü. Geçen yıllarda yaylalara çıkıyorduk, geçimimizi öyle sağlıyorduk. Şimdi durum çok kötü” dedi.

Yaylaya gidemeyince arazi kiralamak zorunda kaldığını paylaşan Şevket Dincer ise, “Benim tek 100 bin TL’lik masrafım oldu. Orada otlarımız vardı, hepsini bırakmak zorunda kaldık. Burada başkalarının arazisini kiralayıp, hayvanlarımızı otlatıyoruz. Hesabı olmayan bir zarar var. Ben tek değil, bütün köyün durumu böyle. Geçen yıl da bir süre yasakladılar. Otlarımızın yarısı orada kaldı ama bu yıl tamamı ile yasakladılar. 400 koyun vardı, şimdi 100 koyun bile yok. Gidip dışarıdan ot almak zorunda kalıyoruz. Süt yok, yoğurt yok, peynir yok” ifadesinde bulundu.

‘KORUCU KÖYLERİNE YAYLA SERBEST’

Çaldıran Kaymakam’ı ile görüştüklerini ve “Zararınız ödenecek” sözünün verildiğini dile getiren Dincer, “Yaylaların serbest olmasını istedik. İzin vermedi. Kaymakam ‘Zararınızı ödeyeceğiz’ dedi, o da bize bir ödeme yapmadı. Bu köylerde ne kadar insan varsa hepsi mağdur. Evimiz, eşyamız hep yaylada kaldı. Getirmemize bile izin vermediler. Çocuklarım mecbur kaldığı için Batı’ya çalışmaya gitti. Bizleri buradan göç ettirmek istiyorlar. Biz buradan gitmek istemiyoruz. Korucu olan köyler gidebiliyor yaylalara; ama biz gidemiyoruz” diye konuştu.

‘KOYUNLAR KURBANLIK DERECESİNE GELMEDİ’

Mahallenin elinde kalan 200’e yakın koyuna çobanlık yapan Cumali Dincer de, hayvanların satılarak ot alındığını söyledi. Dincer, yaklaşan Kurban Bayramı’na işaret ederek, “Koyunlar kurbanlık derecesine gelmedi. Geçen yıllardaki kurbanlar gibi değil. Geçen yıllarda yaylada ot vardı, koyunlar daha dolgundu. Bizim isteğimiz koyunlarımıza ot bulmak, daha iyi bir şekilde beslemek. Yayla açık olsaydı hayvanlarımız iyi olacaktı. Bizim de durumumuz iyi olacaktı. Yasakların kalkmasını istiyoruz” dedi.