İşgalciler gerilla tarzı karşısında hezimete uğruyor

Savaş sahasındaki gelişmeler gerilla tarzının kazandığını, Türk ordusunun hezimete uğradığını işaret ediyor.

İŞGAL SALDIRILARI VE GERİLLA

3 Temmuz 2024’te işgalci Türk devleti Bahar Tepesi ve Sergelê'ye yönelik 3 koldan bir işgal operasyonu başlattı. Bu operasyon, öncekilerden farklılıklar ve hassas durumlar barındıran bir işgal harekatı. İşgalci Türk ordusu, resmi olarak dünyanın gözü önünde ilk defa Amediyê ilçesinden askeri konvoylarla KDP’nin resmi kontrol noktalarından Sergelê'ye geçti. 

Saldırının diğer kolu ise hava saldırılarıyla gelmesine rağmen, gerillanın savunması ve karşı saldırıları karşısında, askerlerini harekat planının uzağında; yani Bahar Tepesi'nin doğusu ve batısına çıkarmak zorunda kaldılar. Onlar üç koldan operasyon yapıp, gerillayı şoka uğratıp, bölgeyi işgal etmeyi planlayarak güya zaferlerini ilan edeceklerdi. Ancak bu uygulamaya geçtikleri gibi kendilerini gerilla tuzağının içinde buldular. 

İLK HAMLELERİ KIRILDI

İşgalci Türk ordusu bu operasyonunda başında gizli birimlerini kullanırken, yanı sıra merkezi bölgelerde kontrol noktaları oluşturma ve hava saldırılarıyla gerillanın hareket alanını daraltmayı amaçladı ancak gerilla güçleri önce bu gizli birlikleri kontrol altına aldı ve darbe üstüne darbe vurdu. Bu askerlerden çoğu öldürülürken, kalanların çoğu ise kaçıp kayboldu. Hatta bazı askerler kayalardan yuvarlanarak düştü. Askerlerin mevzilenme girişimlerine karşı gerilla, 5 koldan yürüttüğü karşı saldırılarla onları adeta soluksuz bıraktı. Türk ordusu büyük bir şok yaşadı. Hava üstünlüğü koşulları da oluşmayınca tüm askeri kabiliyetlerini yitirdiler. 

Savaşta ilk adım çok önemli. Tarihte birçok savaş sanatı uzmanlarının dediği gibi, savaşın kazanılması planlar dahilinde olur. Anlaşılıyor ki işgalci Türk ordusu, planlarını gerilla güçlerinin savaş gerçekliğine, yaşayacağı krizin zorluklarına göre hazırlamamıştır. İlk saldırıda işgal ordusunun kırılması, gerilla için büyük bir moral ve motivasyon oldu. Türk ordusunun ileriki günlerde nasıl perişan bir duruma düşeceğini hepimiz göreceğiz. Gerilla TV’nin yayımladığı görüntüler bunun belgesi niteliğinde.

Geçmiş yıllarda savaş inisiyatifinin karada gerilla eline geçtiğini gördük. Bu durumu fark eden Türk ordusu, yönünü hava operasyonlarına çevirdi. Esasında meydanda savaşan bir ordu da yok. Çatışmalarda gerilla güçlerinin çok az kayıp vermesi bunun ispatı. Yine çatışmalarda sadece işgalci ordunun ciddi kayıpları söz konusudur. Gerilla güçlerinin hava tekniğindeki gelişmeleri 2024 yılında ön planda oldu. Türk ordusunun gözdesi olan SİHA’lar çatışma alanlarında düşürüldü. Şu ana kadar 17 SİHA’nın gerilla güçleri tarafından düşürüldüğü açıklandı. Bu durumun Türk devletini çok ciddi bir paniğe sevk ettiğini görüyoruz. Şüphesiz ki paniğe kapılacaklar. O kadar övdükleri hava araçları gözleri önünde imha ediliyor. Bu onlar için açık bir yenilgidir. 

İKİ BİRİMDEN İKİ AYDA 40 HAVA SALDIRISI 

Diğer yandan gerilla güçleri, hava saldırılarında yüksek bir aşama kaydetti. Şehîd Doğan Zinar Birimi ve Şehîd Axîn Mûş Birimi son 2 ayda 40 hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırılarda işgalcilerin kayıpları şüphesiz ki çok önemlidir. Türk devletinin gerillaya karşı havadan saldırmak için devreye koyduğu bu tekniklerden sonuç almadığı ortada dururken, gerilla ise bugün bu tekniği ustaca onlara karşı kullanacak düzeydedir.

Bu eylemlerin en önemli etkisi psikolojik etkidir. Ne mevzileri ne de yüksek duvarları gerillanın bu saldırılarına karşı askerlerini koruyamadı. Aynı zamanda dünyanın en illeri tekniklerini de kullandılar, gerillanın bu eylemlerine engel olamadılar. Gerillanın yaratıcılığının çok iyi görülmesi gereken bir gerçeği var. Kamikaze İHA’ları şu anda Ukrayna ve Gazze’deki savaşta kullanılıyor ancak İHA’ların Kurdistan’da sonuç alamayacağı çok açık. Bu nedenle gerillaların geliştirdiği politikalar, aynı zamanda dünya teknolojisinin boyunduruk altına alınmasını da gösteriyor. 

Dikkat çeken diğer bir konu ise, gerilla güçlerinin bu eylemleri her yönden, havadan videoya almasıdır. Eğer gerilla güçleri Erdoğan’ın dediği gibi bölgede kilitlenmişse, organize bir şekilde bu saldırıları video çekecek kadar nasıl rahat davranıyor. Türk devletinin bu sorunun cevabını veremediği ve veremeyeceği belli. 

GERİLLA HAKİMİYETİNİ DAYATIYOR

Zengin savunma ve saldırı taktiklerle, yaratıcı teknik ile gerilla güçleri savaş alanında hakimiyetini dayatıyor. Gerilla güçleri tünel savaşlarındaki uzmanlığını kanıtladı. Arazide uzman timlerle işgalcilere ağır darbeler vuruyor. Özel hava araçlarıyla da yarattığı gerçeklik, düşman için bir kabus olmuş ve yüreklerine korku salmıştır. Gerilla artık, arazide, yer altında ve havada çağın savaş koşullarına öncülük eden profesyonel bir ordu haline gelmiştir. 

Bütün bu faktörler Bahar Tepesi ve Sergelê'deki çatışmalarda büyük etki yarattı. Çatışma bölgesinde yaşananlar, oradaki insanlar tarafından takip ediliyor ve kaydediliyor. Eğer bu alanlar henüz boşalmamışsa, gerillanın direnişine gözleriyle tanık oldukları içindir. Özellikle hava eylemleri çok farklı bir atmosfer yarattı. 

Bu gerçeği gizleyen ve ortaya çıkmasını istemeyen Türk devleti ile KDP, son günlerde alan ile ilgili haber yapan birçok gazeteciyi gözaltına aldı. KDP aynı şekilde alanda görüntü çeken ve paylaşanları tutuklamakla tehdit etti. Madem Türk medyasının iddia ettiği gibi işgalci Türk ordusu başarılı bir durumda ise neden bölge halkının aktardığı gerçeklerden korkuyorlar? Başarılı bir durumları olmadığı kesin. Tam tersine tarihi bir yenilgi yaşıyorlar. Son günlerde bölgedeki köylere yönelik saldırılarını artırmalarının nedeni bu yenilginin yarattığı öfkedir. Bölgede bulunan Kürt ve Süryani köyleri bombalanıyor, arazileri yakılıyor ve boşaltılmaya zorlanıyor. Türk devletinin işgal emeline ulaşması için buralar boşaltılmaya zorlanıyor.  Bütün bunları gerçekleştirememelerinin nedeni gerillanın direnişidir. Hatırlatmakta fayda var, iki defadır Kürt gençleri Kurdistan güneyine yönelik işgal dalgalarına karşı harekete geçiyor. Teslim olma durumu ya da köylerin boşaltma durumu olsaydı bu eylemler düzenlenmezdi. 

Doğa kırımı da bu operasyonun bir amacıdır. Türk devleti, askerleriyle, korucularla, özel sektörüyle ağaçları kesiyor, tarlaları ateşe veriyor. Bu eylemler Kürt halkına yönelik kırımın bir sonucudur.  Yaşları Türk devletinin yaşından büyük ağaçları kökünden kesip, vahşice yakıyorlar. Bu gerçek kamuoyu tarafından iyi okunursa bu operasyonların gerçeği de iyi anlaşılacaktır. 

KDP’nin buradaki tutumundan da işgal hareketinin bir parçası haline geldiği ortaya çıkıyor. Ancak Irak hükümetinde birçok çelişki ve fikir ayrılığı ortaya çıkıyor. Bazıları hükümet adına bu hareketle ilgili kaygılarını aktarıyor, bazıları da kınıyor. Irak hükümetinin birlik olmadığı açıktır. Türk devleti, bu durumdan faydalanıyor. Bu durumdan kaynaklı Irak’ın iç çelişkilerini kullanarak, bu şekilde Irak’ın tavır alma gücünü ortadan kaldırmak istiyor. Yani krizi derinleştirme politikası izliyor. Ancak bu durum Irak vatandaşları tarafından kabul edilmiyor. Türk devletinin saldırısı sonucu Perex'te 9 vatandaşlarının nasıl öldürüldüğünü gördüler. Yine işgal saldırılarının feci sonuçlarını ve Amediyê bölgesini Türk toprağı olarak gösteren yasak işaretlerini görüyorlar. Önümüzdeki günlerde ya Irak hükümeti tavır almak zorunda kalacak ya da protesto dalgalarıyla karşı karşıya kalacak. Bu tavırların gerçekleşmemesi, Türk devletinin Duhok, Hewlêr ve Musul'u işgalinin pratik anlamda önünün açılacağı anlamını da taşıyor. 

KİLİT 4 YILDIR BOZUK

Amediyê bölgesindeki 14 gündür süren işgal harekatının ardından Türk devletinin büyük sıkıntılar yaşadığı ortaya çıktı. En başından beri bölgenin kontrolünü ve savaş inisiyatifini kaybetti. Gerilla güçleri, işgalcilere her taraftan tam inisiyatif ile saldırıyor. Türk devletinden yüz yıllık intikam ve hesap sorma tarzında savaşıyorlar. Türk devleti kilit yakında kapanacak diyor ama 4 yıldır kilit bozuk. Şimdi de dışarıda bırakılan bizzat Türk ordusunun kendisidir. Önümüzdeki günlerde pek çok sürprizi barındıran bir süreç yaşanacak. İşgalci Türk ordusunun nasıl yenildiğine ve gerilla tarzı ve yöntemlerinin nasıl başarıya ulaştığına şahit olacağız.