KCK Dış İlişkiler Komitesi: Hüseyin Arasan MİT-Parastin ortaklığıyla katledildi

Mezopotamya İşçileri Derneği Üyesi Hüseyin Arasan’ın MİT-Parastin ortaklığıyla katledildiğini belirten KCK Dış İlişkiler Komitesi, Kurdistan halkını, Hüseyin Arasan’a güçlü sahip çıkmaya, işgalci TC devletine ve işbirlikçisi KDP’ye tavır almaya çağırdı.

KCK Dış İlişkiler Komitesi, “9 Haziran günü Güney Kurdistan’ın Süleymaniye kentinde halkımızın ve mücadelemizin emekçi evladı Hüseyin Arasan, Kürt düşmanı terör örgütü MİT-Parastin ortak planı ile katledilmiştir" dedi.

KCK açıklamasında, “Türk devletinin zulmünden kaçıp, Güney Kurdistan’ın çeşitli kentlerinde yaşayan Kuzey Kurdistanlı yurtsever ve devrimcilerin Süleymaniye kentinde kurdukları Mezopotamya İşçileri Derneği üyeleri uzun süredir, sistematik bir tehdit ile karşı karşıyadırlar. Kürt halkının özgürlük davasında bedel vermiş ve işgalci TC devleti tarafından ceza almış bu yurtseverleri korumak ile mükellef olan hükümet ve yerel güvenlik güçleri maalesef bugüne değin sorumluluklarını yerine getirmemişlerdir” diye belirtildi.

KDP’YE BAĞLI PARASTIN KATLİAMLARIN TEMEL ÖRGÜTLEYİCİSİDİR

“Özellikle KDP’ye bağlı Parastin vb. kurumlar bu tür katliamların temel örgütleyicisi ve yürütücüsü pozisyonundadırlar” denilen açıklama şöyle: “Hewlêr kenti Kürt halkının katillerinin en güvenli sığınağı olmaya devam etmektedir. Başka kentlerde cinayet işleyen tüm katiller soluğu Hewlêr’de almaktadırlar. Şimdiye kadar Hewlêr’e kaçan hiçbir katil yakalanmamıştır. Bu durum bile tek başına KDP’nin katliamlardaki rolünü ortaya koymaktadır. Özgür Kürtlüğe ve Kurdistan yurtseverliğine en azılı düşmanlığı KDP ve ona bağlı ajan-işbirlikçiler yapmaktadır. Kurumsal olarak KDP’nin organize ettiği ve MİT’e kazandırdığı bu hainler onuruyla yaşayan insanlarımızı ve halkımızın emekçilerini hedef alıp şehit etmektedir. MİT’in tek başına Güney Kurdistan’da ajan örgütleme imkanı yoktur. KDP-Parastin yardımı olmadan tek bir adım atamayacağı da açıktır. KDP tek tek kişileri MİT’e ajan olarak örgütlediği gibi bazen de aile aile MİT’in hizmetine sokmaktadır. Hareketimizin bu tür kişi ve ailelere dair bilgisi ve hazırlığı vardır. Gereken tedbirleri de alacaktır. Halkımıza karşı gerçekleştirilen terör katliamlarında kullanılan ikinci bir merkez ise Kerkük’teki Türkmen Cephesi örgütlemesidir. İşgalci TC devletinin kirli işlerinin örgütlendiği bir merkez haline gelmiş olan bu yapı, Irak gözetiminde kullanılmaya devam etmektedir. Bu çete grupları üzerinden MİT adeta Kerkük’te karargah kurmuştur. Bu ajan-terör ağına dönükte ilgili Irak kurumlarını uyarıyoruz. Irak vatandaşlarının yabancı devletlere ajanlık yapma suçunu işlemekten alıkoymaya çağırıyoruz. Halkımıza ve güçlerimize dönük TC devleti adına yapılacak ajanlık ve terör faaliyetlerine cevabımızın olacağını hatırlatmak istiyoruz.

KÜRT YURTSEVERLERİN KATLEDİLMESİNE KARŞI TAVIR VE TEDBİR ALINMALI

Son olarak işgalci TC devletinin kontrolünde olmayan ama yeterli tepkiyi de geliştiremeyen Güney Kurdistanlı güçlere çağrıda bulunmak istiyoruz. 100 yıl önce halkımıza karşı alınmış kararlarla tarihsel soykırım sürecimiz derinleştirildi. Lozan soykırım anlaşmasının 100. yılındayız. Kürt birliği ve Kurdistan’ın özgürlüğüne dair yoğun tartışmalar var. Statü sahibi olan Güney Kurdistan’da Kuzeyli, Rojavalı, Rojhilatlı ve Başurlu birçok devrimci, aydın ve yurtsever TC-KDP işbirliğiyle şehit edildi. Birçok defa bu katliamların önüne geçilmesi için rol alınması çağrısında bulunduk. Dostane taziyeler Kurdistan’ın bölünmüşlüğüne çare olmadığı gibi, TC devletinin ve işbirlikçisi olan Parastin’ın terörist faaliyetlerini de durdurmuyor. Güney Kurdistan statü sahibi bir bölgemizdir. İşgal altındaki topraklarda bu tür saldırılar mümkündür. Ama Güney Kurdistan’da siyaset, toplum ve güvenlik kurumları ortaklığı ile ihanet ve işbirlikçi güçlerin terör saldırılarına izin verilmemelidir. Hareket olarak her zaman Güney Kurdistan’ın iradesini esas aldık. Bu tür saldırılar sonrası da katliamların aydınlatılmasını bekledik. Maalesef yeterli çabanın olmadığını, sonuç alınamadığını gördük. Bunda KDP’nin teröristleri ve katilleri koruyan stratejisini de önemle belirtmek zorundayız. Biz bir kez daha Kürt partilerine, demokratik kurumlarına, işgalci TC devletinin şantajlarına boyun eğmeyen güvenlik kurumlarına çağrı yapıyoruz: Kürt yurtseverlerinin katledilmesine karşı tavır alın, tedbir alın. Katliamlar olduktan sonra değil, öncesinde harekete geçin. Eğer bu katliamlar devam ederse halkımızı korumak ve önleyici tedbirler almak en temel görevimiz olacaktır.

HESABINI SORACAĞIZ

Bu temelde değerli yoldaşımız Şehit Hüseyin Arasan’ın anısı önünde saygıyla eğiliyor, katliamı gerçekleştiren işgalci ve terör odaklarından hesap soracağımızı belirtmek istiyoruz. Tüm Kurdistan halkını, şehit Hüseyin Arasan’a güçlü bir şekilde sahip çıkmaya, işgalci TC devleti ve işbirlikçisi KDP’ye tavır almaya çağırıyoruz.”