İnsanlığın buluştuğu mevzi

Kobanê’nın ardından Til Hemis, Til Beraq, Şedadê, Eyn Îsa, Girê Spî, Tişrîn, Minbic, Tebqa… YPG vurdu, kötülüğün görünen temsilcisi DAİŞ çürüdükçe çürüdü,

Çoğunun, Kürt Özgürlük Mücadalesi ve onun ürünü Rojava Devrimi’ne akan hikayesi, Kobanê Devrimi ile başlıyor. Modern dünyanın enstrümanlarıyla barbarlık gösterisi yapan Ortaçağ cehaleti referanslı DAİŞ’e karşı insanlığı temsil eden destansı direniş, Ortadoğu sınırlarına sığmayıp devletlerin riyakarlığını da yüzlerine çarpınca yüreği insanlık için atan milyonlara umut oldu. Yılın tam 134 günü mermi yağdı Kobanê’de, sonunda iyilikle bezenmiş insan ve iradesi kazandı. Dünya gözünü dikmişti; kimisi kafasını okşadığı DAİŞ’lilerin düşürmesini bekledi, kimisi 90 dakikası bitmiş penaltılara giden bir futbol maçı gibi izledi, kimisi yüreği kan ağlarken direnişin yaydığı umuda ortak olmak için sabırsızlandı. Kobanê kazandı, insanlık da kazandı ve artık yeni bir etap başladı.

Kobanê direnişiyle birlikte yüzlerce Batılı, insanlık adına verilen bu mücadeleye katılmak ve Rojava Devrimi’nin bir parçası olmak arzusuyla DAİŞ’e karşı savaşmaya akın etti. Kobanê’nın ardından Til Hemis, Til Beraq, Şedadê, Eyn Îsa, Girê Spî, Tişrîn, Minbic, Tebqa… YPG vurdu, kötülüğün görünen temsilcisi DAİŞ çürüdükçe çürüdü, Avrupa riyakarlığının faturasını sahiplenmek istemedi. Ancak güzel insanları, halklarının onuruna yakışanı yaptı.

İngiltere, DAİŞ’in hamisi Erdoğan’a silah satıyor, kanlı pazarlıklar yapıyor ama İngilizler, Rojava’da Kürtlerle omuz omuza DAİŞ’e karşı savaşıyor.

Amerika, denge siyaseti ve müttefik küstürmemeler oynarken Amerikalı gençler, tereddütsüz olarak tercihlerini YPG saflarına katılarak gösteriyor.

‘Ticaret’, ‘pazar payı’, ‘markaların selameti’ için Erdoğan’dan tokat yemekten bıkmayan, YPG sembollerini bile yasaklayacak kadar yılışan Alman iktidarına rağmen Alman aktivistler, karanlık bulutları kaynağında dağıtmaya karar veriyor.

İsviçre, dünya kan ağlarken kendi konforunda bir açıklamayı bile çok görüyor. İsviçreli gençler, Rojava’da olmayı yetersiz görüp ön cephelere koşuyor.

İspanya, kendi kirli mirası üzerinde debelenip dünyanın geri kalanını umursamadan devam ediyor ama İspanyol gençler öncülük ettikleri enternasyonalist taburu ile DAİŞ’in üzerine yürüyor.

Saymakla bitmez ‘yabancı’ dediğimiz, dünya halklarının kardeşliği ve insanlığın iyiliği için şehit düşen güzel gözlü Avrupalılar...

Yüzleri gülüyordu

Reqa cephesinde İngiliz, Amerikan, Alman, İspanyol ve İsviçreli aynı mevzideler. Elleriyle toprak/taş taşıyarak önüne siper yaptıkları mevzilerinde ziyaret ettim. Yüzleri gülüyordu, olmak istedikleri yerdeydiler, elleri tetikte ve namluları DAİŞ’e doğrulmuştu. 23 yaşındaki Agit, İngiltere’den; 24 yaşındaki Arya, İspanya’dan; 31 yaşındaki Robin Almanya’dan ve 39 yaşındaki Çiyager, İsviçre’den. Mevziden yüreklerini açtılar.

Neden şimdi Rojava’dalar?

Agit: YPG’ye katılalı 3 ay oldu. Beni esas motive eden şey DAİŞ’e karşı savaşmak ve Rojava Devrimi’ni desteklemek. Demokratik ulus çabasını çok önemsiyorum. Dünya için bir alternatif model olabilecek Rojava Devrimi’nde emeğim olsun istiyorum.

Arya: Demokratik toplumcu devrimin bir parçası olmak istediğim için buradayım. DAİŞ’e karşı savaşmak da bunun gereğidir. DAİŞ, bu dünyada olmamalı, insanlığa ait bir şey olmadığı tarihe yazılmalı.

Robin: Aslında benim çıkış noktam DAİŞ’e karşı olmaktı, nacak Kürtleri tanıdıktan sonra bunun ötesine geçtim. Kürt halkının mücadelesine ortak olmak ve onları desteklemek için DAİŞ’in varlığına da gerek yok. Kürtler, kendi ülkelerinde barış içinde yaşayama kavuşuncaya kadar bir savaşçı olarak yanlarında olacağım.

Çiyager: DAİŞ’e karşı savaşmak. Evet, şimdi benim tek amacım bu; onu yok etmek istiyorum.

Reqa onlar için neyi ifade ediyor?

Agit: DAİŞ’in sembolik başkenti halinde, şimdi Dêrazor’a taşımışlar gibi olsa da Reqa halen onların başkenti. QSD’nin Raqa’yı alması artık dünyaya DAİŞ’in yenilgisini gösterecek.

Arya: Reqa gerçekten sembolleşmiş, burada alacağımız zafer DAİŞ’i bitirecek ve sembolikliğini de kıracak. QSD, burada sadece Reqa’yı veya başka alanları özgürleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda demokratik toplumun harcını karıyor. Reqa sonrası politik ve sosyal çalışmalarla halkların kardeşliğini sağlamak ve kalıcı demokrasiyi getirmekle anlam kazanacak.

Robin: Avrupa’da DAİŞ’in yaptığı katliamların karar merkezi Reqa’ydı. Reqa’yı özgürleştirmemiz bunun sonunu getirecek. Burası benim için çok önemli. Yılanın başı burada ve onu ezmemize ramak kaldı.

Çiyager: Bu bir devrim hareketidir, devrimde her mücadele anlamlıdır ama Reqa daha anlamlıdır. Burası tam da devrimin kalıcı sütunlarını çakacağı noktadır. Robin’in dediği gibi insanlığın başına bela olan bu yılana burada öldürücü darbeyi vuruyoruz. Böyle bir zaferin hayali bile güzel.

Devletlerinin bakışı nedir?

Agit: İngiltere, özgür Rojava’yı tanımalıdır. İngiltere esas olarak Rojava’yı DAİŞ bittikten sonra desteklemelidir. Burada savaşıp dönenler kriminalize ediliyor. Avrupa’nın Paris’te, Londra’da, Brüksel’de katliamlar yapan DAİŞ’e karşı savaşanlara yönelik bu tutumu anlaşılır gibi değil. Biz burada dünyanın en kötü teröristlerine karşı savaşırken bazı arkadaşlarımızı kendi ülkemiz ‘terörist’ diye karşılıyor.

İkinci bi husus da Theresa May hükümetinin Türk devleti ile ilişkileri rahatsız edici. Ben çok büyük bir solcu veya komünist değilim ama ben Jeremy Corbyn’i destekliyorum, en azından İngiltere Türkiye arasındaki kirli silah ticaretini durduracağından emindim.

Arya: İspanya’da bizim arkadaşlarımız ve geri dönüşleriyle ilgili konu gri bir bölge; yani bazı arkadaşlara hiçbir şey yapmıyorlar ama bazı arkadaşlarımız da direkt olarak ‘terörist’ diye hapse atılıyor. İspanya’nın YPG’yi nasıl gördüğü anlaşılmıyor. İspanya, bir Kürt otonomisine nasıl bakıyor, diye sorulsa vereceğim cevap şu olur: İspanya bakmıyor bile, bir fikri yok. İspanya duyarsız.

Robin: Ben Almanya’nın Ortadoğu politikası ve Rojava’ya yaklaşımını net olarak bilmiyorum, bildiğim tek şey desteklemedikleridir. Eğer destekleselerdi böyle olmazdı, bizleri geri döndüğümüzde ‘terörist’ saymazlardı ya da DAİŞ ve hamilerinin Almanya’da varlıklarına izin vermezlerdi. Şunu biliyor ve iğreniyorum; Almanya, Türk devletinin iyi partneri; silah ticareti bile yapıyor. Aynı zaman da utanıyorum. Hele YPG olmayı veya sembollerini yasaklaması tam utanç verici.

Çiyager: Geri döndüğümde polis tarafından sorgulanacağımdan eminim. Bana ceza verirler mi bilmiyorum. Bu şık değil ama beni sorgulayacaklar.

Avrupa’dakilere mesajı var mı?

Agit: Yapabildiğiniz her şeyi Rojava için yapın.

Arya: Bu mücadele toplumsaldır, diasporada olan insanlar fiziken bu topraklarda olmayabilir ama Avrupa’da da yapılacak çok şey var. Ellerinden geleni yapsınlar. Politik, ekonomik ve moral açıdan Avrupa’daki halklar Rojava’ya destek çıkmalıdır.

Robin: Benim bir sosyal medya paylaşım sitem var ve oradan sürekli mesajlar geliyor. İnsanlar Rojava’da olamadıkları için üzüntülerini ifade ediyor. Onlara söyleyebileceğim şudur; eğer gelemiyorsanız, seyretmekle yetinmeyin. Avrupa’da yapabileceğiniz her şeyi yapmanızı öneriyorum.

Çiyager: Savaşmaya devam edin; biz burada, siz de orada. Faşizme karşı her alanda savaşacağız ve eşitliğe dayalı özgürlükçü demokrasi kazanacak.

KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA/EREM KANSOY