Artık Demhat da bir mum ışığı oldu

Şehitlerin aydınlattığı yolda ilerleyen Rojava Devrimi’nde artık Demhat da bir mum ışığı oldu...Güzel gözleri ve yüzü gülümsüyordu Demhat’ın, yüreğindeki insan sevgisi yüzüne vurmuştu adeta…

Şehitlerin aydınlattığı yolda ilerleyen Rojava Devrimi’nde artık Demhat da bir mum ışığı.

İngiliz, Amerikalı, İspanyol, Estonyalı, Yunan, İtalyan, İsviçreli… Hepsi de Rojava’yı Rojava yapan kan gölünde açan goncalar. Hangi enternasyonalist savaşçıyla konuşsam ‘buraya insanlık adına geldim, devrime katkı sunmak ve Kürtlerin yanında olmak benim de görevimdir’ cevabını aldım.

Dün cephede dolaşırken Demhat ile ortak arkadaşlarımızdan biri olan ve Roza’yı hep görüyorum. ‘Benden bir şey gizliyorsun, bana bir şey söylemek istiyorsun’ diyor ama ben söyleyemiyorum. Demhat’ın şehit düştüğünü benden duymasın istiyorum. 

Amerikalı Demhat Newyork, 5 Temmuz gecesi arkadaşlarıyla bir operasyondan dönüyorlardı, bulundukları nokta ve konaklama mevzileri arasında kısa bir mesafe kalmıştı. 6 kişilik bir gruptular. O kanlı gecede Demhat ile birlikte 3 gencecik şehid daha vermişti YPG ve yarılılar da vardı. Grubun ilerleyişi esnasında Demhat’ın arkadaşlarından birisi mayına basıyor, mayının patlamasıyla eşzamnalı olarak ateş altında kalıyorlar. 4 şehit ve yaralılar, yine ilk yardım noktasına ambulansın acı çığlıklarıyla getirildi.

Reqa cephesinin ilk yardım noktasında konaklıyordum. Gece saat 02.00 sıralarıydı. Aracın acı çığlığı üzerine koşarak doktorun yanına gittim. Aracın kapısı açıldığında battaniyelere sarılı 3 cenaze ve 3 de ağır yaralı vardı. Doktor telaşla müdahaleye başladı. Cenazeleri kontrol etmek için battaniyeleri teker teker açmaya başladım, 2’si tanınmayacak haldeydi. Bir diğeri ise İngiltere’den YPG’ye katılan Soro’ydu. Soro ile bir önceki gün saldırı grupları noktasında görüşmüş ve beni önümüzdeki günlerde mevzisine davet edip söyleşi sözü vermişti. Cenazesini görmek içimi parçalasa da acı içinde kıvranarak çığlıkları yükselen bir yaralıya doktorun müdahalesinde yardımcı olmak için yanına gittim. 

Ağır yaralıydı; her iki bacağınında kemikleri görünüyor, her yer kan içindeydi. Elleriyle yüzünü kaptmıştı, koluna takılacak serum için ellerini açmak zorundaydım, bana oradaki arkadaşlarca bu görevin o esnada neden verildiğini kollarını açınca anladım, yaralı Amerikalı Heval Rodi’di. İngilizce konuşmam ve müdahalesinde yardımcı olmam için bana kollarını açtırmışlardı. Yaklaşık bir haftadır hemen hemen her gün gördüğüm Rodi orada kanlar içindeydi. 

Bir anda beynimde büyük bir çınlamayla kendi kendime ‘Demhat!’ dedim... Önceki gün Rodi, Demhat ve Soro’yu saldırı gruplarının buluşma noktasında bir aracın arkasında birlikte görmüştüm. Yüzleri gülüyordu, uzun süredir bekledikleri ön cepheye doğru yola çıkıyorlardı artık.

Rodi düzgün cümle kuramıyordu, yormamak için sormadım. Rodi’nin ilk müdahalesi biter bitmez, dil bilmeme rağmen şehit ve yaralıları getiren gruba biraz agresifçe ‘Demhat, Demhat!’ diye bağırmaya başladım. 3 yabancı, gruba yeni katılmıştı ve yerel güçler grubunda kimse isimlerini daha ezberleyememişti. Aralarından birtanesi yanıma geldi ve ‘Demhat ecnebi, ameriki?” dedi… ‘Evet, Demhat’ dedim. Bana ‘Şehîd Demhat’ diye cevap verdi. Anlattıklarından Demhat’ın cenazesinin o esnada halen çete elemanlarının içerisinde kaldığını, QSD güçlerinin cenazeye ulaşmak için operasyonda olduklarını anladım. 

Sabaha karşı olmuştu, ilk yardım noktası durulmuş, herkes biraz dinlenmek için uzanmıştı, ben Demhat’ı bekliyordum. Gelecekti, gelmeliydi...

YPG’ye katılan yüzlerce yabancı savaşçının devrim topraklarında devrim şehidi olmasınının anlam ve önemini düşündüm. Bu şerefli ölümlerin dünya halklarının kardeşliğini getireceğini düşündüm, sohbetlerimizi düşündüm, Demhat’ı bir kez daha yaşadım ve panzerin çığlık atan sireniyle kafamı kaldırdım. Ön tarafa koştum, Demhat gelmişti. Güzel gözleri ve yüzü gülümsüyordu Demhat’ın, yüreğindeki insan sevgisi yüzüne vurmuştu adeta… Doktor gerekli işlemleri yaptıktan sonra araçla gönderdi… O gece kimse uyumadı... Demhat’ın fotoğrafındaki panzerle cenazesi gelmişti...

Demhat basına konuşan bir savaşçı değildi, belki de ilk ve son söyleşisini bize vermişti. Demhat ile söyleşimizi gerçekleştirdiğimiz noktada tam 10 gün sonra şahadetinin gururla uzanışı benim için Demhat’ı daha da özel kıldı. 

Demhat’ın şehit olduğunu, Roza’ya ben söyleyemiyorum...

(27 Haziran'da yapılan söyleşinin linki: https://anfturkce.net/rojava-surIye/abd-li-ypg-savascisi-demhak-kuertler-duenyanin-problemini-coezueyor-92588)

KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA