Katliamın tanığı yargı sürecinde yer almak istiyor

Berxbotan katliamının tanığı ve katliamda katledilen Şehit Metîn’in annesi Naîme Fetah Aqîl, DAİŞ’in yargılanma sürecinde hazır olmak istediğini kaydederek, “DAİŞ, savaşa, katliama tanık olan halkın karşısında yargılanmalı” dedi.

Türk devleti başta olmak üzere birçok güç tarafından da desteklenen DAİŞ çeteleri, 15 Eylül 2014'te Kobanê’ye saldırdı. Çeteler, Kobanê’nin 350 köyünü ele geçirdikten sonra şehir merkezine de yöneldi. Aylarca süren saldırılar karşısında YPG-YPJ güçleri, tarihin en büyük direnişini sergiledi ve 26 Ocak 2015'te DAİŞ, Kobanê'de en büyük darbesini aldı. Bu yenilgi DAİŞ için “bitişin başlangıcı” oldu. Aynı zamanda DAİŞ çeteleri ve destekçileri için büyük bir kırılmaydı. DAİŞ’in yenilgisi ardından Kürt halkına dönük yaşatılan katliamdan biri de 25 Haziran 2015 tarihinde DAİŞ'in Kobanê'de sivillere yönelik gerçekleştirdiği katliamdı.


Kente giren büyük bir grup DAİŞ çetesi, Kobanê'nin Berxbotan ve kent merkezinde sivilleri hedef aldı. O dönemlerde YPG Kobanê Komutanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre katliam sonucunda Berxbotan köyünde 23, Kobanê Kantonu Merkezi’nde de 210 olmak üzere toplam 233 sivil katledildi, 273 sivil de yaralandı. Yine 14 Asayiş üyesi, bir TEV DEM üyesi, bir Yekîtiya Ciwanên Rojava (Rojava Gençlik Birliği) üyesi de bu saldırılarda şehit düştü. 

KARARA DESTEK SUNULMALI

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi 10 Haziran’da yaptığı açıklamada DAİŞ çetelerine dönük yargısal sürecin başlatılacağını duyurmuştu. Farklı cezaevlerinde tutulan 60 farklı ülkenin vatandaşı olan 10 bini aşkın DAİŞ üyesinin ne zaman yargılanacağı ise Özerk Yönetim tarafından belirtilmedi.

Berxbotan köyü katliamı tanığı ve katliamda şehit düşen şehit Metîn Kobanê’nin annesi Naîme Fetah Aqîl, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin kararını destekleyerek, “Katliamda şehit düşen çocuklarımızın haklarına sahip çıkmalıyız, bir şehit annesi olarak DAİŞ’in yargılanma sürecinde hazır olmak istiyorum. Çetelerden hesap sorulmalı” diyerek uluslararası kurum ve kuruluşların sessizliğini de kınadı. 

O GÜNÜ KARA BİR GÜN OLARAK ANIYOR

DAİŞ çetelerinin 25 Haziran 2015’te Berxbotan köyüne saldırdığı dönemde Kobanê’nin Mihetê sokağında bulunan Kobanê Parkı’nda oğlu Metîn Kobanê’nin de katledildiğini söyleyen anne Naîme, katliama ilişkin şunları dile getirdi: “DAİŞ, Kobanê’ye saldırdığından birçok katliam gerçekleştirdi. Fakat 25 Haziran her yaklaştığında kara, acı ve hüzün dolu bir gün olarak anıyorum. Saldırdılar; çocuk, kadın, yaşlı demeden önüne geleni katlettiler. YPG elbisesi giyerek kapıları çaldılar, işkencelerle katlettiler. Yeri geldi kapıları kırdılar, kadınlara saldırdılar, kundaktaki bebekleri bile katlettiler. Yaşlılar, gençlere siper oldu ki katledilmesinler, ancak yine de katledildiler. Kendim tanık oldum, işkenceyle katlettiler. İnsanların can çekişmesinden haz alıyorlardı. Anneler acı çeksin diye önce bebekleri katlediyorlardı. Bazıları yataklarında yakalandı, ne olduğunu anlamadan hayata gözlerini yumdular. Uyur pozisyonda katledilenler bile olmuştu. Kafası kesilenler, bedeni parçalara ayıranlar tüm işkence yöntemlerini bir mazlum halkın üzerinde denediler.”

‘BİR HALKIN İNSANLARI KATLEDİLDİ, GÖZ YUMDULAR’

Sadece DAİŞ çetelerinin değil DAİŞ’e destek sunan, onlara yol verenlerinde yargılanması gerektiğine dikkat çeken anne Naîme, “Destek sunanlarda DAİŞ gibi çete, insanlıktan nasibini almamışlar. Böylesi bir katliam başka bir ülkede gerçekleşse yer gök inlerdi, müdahale edilirdi ve hak ettiği cezayı alırlardı ama mevzubahis Kürt halkı olunca kimseden ses çıkmadı. Aslında sessiz kalanlarda ortaklığını bir kez daha ifşa etmiş oldu” dedi.

‘DAİŞ’İ TANIKLAR YARGILAMALI’

Zindanlarda 10 bini aşkın yabancı uyruklu DAİŞ’in tutuklu olduğunu hatırlatan anne Naîme, bir halkın kanında eli olan DAİŞ çetelerinin yargılanması gerektiğini vurgulayarak konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Katledilen anne ve babaların arkasında onlarca yetim çocuk kaldı. Tarihi hafızamız olan büyüklerimiz katledildi. Gencecik insanların kafaları kesildi, gözleri çıkarıldı, bedenleri parça parça edildi. Büyük zulüm ve işkencelerle şehit edildiler. Bu vahşete karşı nasıl göz yumulabilir. Özerk Yönetim’in kararı yerindedir ve şehit ailesi olarak sonuna kadar destek sunuyoruz.

Uluslararası kurum ve kuruluşlar da DAİŞ’in yargılanma kararı için bir adım atmalılar. Katliamların, işkencelerin, savaşın tanığı olan insanlar DAİŞ’i yargılamalı, DAİŞ’i kendi elleriyle mahkûm etmeli. DAİŞ katliam, tecavüz, talan, hırsızlık ve işkenceyle tanınıyor, bunlara gözlerimizle şahit olduk. DAİŞ katletti, diri diri gömdü, tecavüz etti, çaldı, talan etti. Bu zulme karşın bile Kürt halkı insanlığından ödün vermedi. Halkların Özerk Yönetimi olan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi uzun yıllardır DAİŞ’i kamplarda ve zindanlarda tutuyor ama artık şehit ailelerinin karşısına çıkarılıp yargılanmalı, işledikleri suçlar ifşa edilmeli, destekçileri de bir kez daha gün yüzüne çıkarılmalı.”