AB’nin öngördüğü proje, geçtiğimiz yıl sonunda 27 ülkenin liderlerinin katıldığı zirvede onaylanmıştı. Fransa, Finlandiya, Danimarka ve İsveç gibi ülkelerde yürürlükte olan karbon vergisinin 2021’den veya en geç 2023’ten itibaren karbondioksit (CO2) salınımları konusunda AB normlarına uymayan tüm ithal ürünleri etkilemesi bekleniyor. Bunların başında ise petrol, gaz ve birçok petrokimya ürününün yanı sıra demir-çelik ve çimento gibi geniş bir yelpazedeki ürünler bulunuyor.
2015 yılında Paris’teki COP21 Zirvesi’nde kabul edilen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Anlaşması kapsamında AB’nin verdiği vaatler arasında küresel ısınmaya neden olan karbondioksit (CO2) salınımlarını önemli oranda azaltmak bulunuyor. AB, bu kapsamda hem kendi üretiminin hem de ithal ettiği ürünlerin CO2 salınımlarındaki payını azaltmanın yanı sıra CO2 oranı yüksek ürünlerin vergilendirilerek sınırlandırılmasını amaçlıyor.
AB’NİN BELİRLEDİĞİ İKLİM NORMLARINA UYMAYAN İHRACATÇILAR ETKİLENECEK
AB’nin getireceği karbon vergisi doğrudan AB dışındaki ihracatçı şirketten talep edilecek. Bu vergiyi ödememek için ihracatçı şirketin AB'nin istediği sürdürülebilirlik koşullarını sağlamış olması gerekiyor. Aksi halde bu koşulları sağlama miktarına göre farklı oranlarda karbon vergisi ödenmesi gerekecek. Avrupalı ithalatçılar da doğal olarak karbon vergisi ödemeyecek ve sürdürülebilirlik koşullarını sağlamış olan üreticilerden ithalat yapmaya yönelecek.
AB dışındaki ihracatçı firmalar da Avrupa standartlarına uyumu gösteren CE ürün belgeleri gibi sürdürülebilirlik koşullarına uyumu gösteren belgeler almak durumunda kalacak.
Söz konusu verginin aynı zamanda AB’nin mevcut ekonomik kriz nedeniyle yaptığı 750 milyar Euro borçlanmanın finansmanı açısından da önem taşıyor.
RUSYA RAHATSIZ
AB’nin karbon vergisinden en çok etkilenecek ülkelerin başında ise Rusya geliyor. Birçok sektörde standartların AB’ye uymadığı bilinen ve küresel ısınmaya yol açan sera etkili gazların azaltılması noktasında geri duran Rusya, ihracatının önemli bir kısmını petrol ve doğalgaza dayandırıyor.
Konuya ilişkin dün açıklama yapan Rusya eski başbakanı ve Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev, karbon vergisinin ‘birçok ülkede endişeye neden olduğunu’ savundu. Verginin bizzat Rus ekonomisine etkilerine dikkat çeken Medvedev, “Bu verginin aynı zamanda Rus ekonomisi için ağır sonuçları olacak. Kimya, enerji, metalürji gibi birçok temel sanayi kolu bundan etkilenebilir” demişti.
Rus Bilimler Akademisi’nin tahminlerine işaret eden Medvedev, mali kayıpların milyarlarca Euro’ya ulaşabileceğinin altını çizmişti.
Eski başbakana göre AB’nin uygulamak istediği ‘gizli ekonomik korumacılık’ Rus mallarının AB’ye girişine engel olacak. Medvedev, AB’nin bu konuda Rusya ile müzakerelerde bulunması gerektiğini vurguladı.
İHRACATININ ÖNEMLİ BİR KISMI AB’YE VE CO2 ORANI YÜKSEK
Rusya’nın dış ticareti 2018 verilerine göre 693 milyar dolara ulaşırken, bunun 452 milyar kadarını ihracat gelirleri oluşturuyordu. Aynı yıl 241 milyar dolarlık ürün ithal eden Rusya, 200 milyar doları aşan dış ticaret fazlasıyla öne çıkıyor.
Ancak Rusya’nın hem avantajı hem de zayıf yönü olarak görülen noktalardan biri ise, ihracat gelirlerinin büyük oranda doğalgaz ve petrol gibi fosil enerjilerden sağlaması. Ülkede üretilen petrolün dörtte üçü, doğalgazın ise üçte birinden fazlası ihraç ediliyor. Üstelik bu sektörlerdeki en önemli müşterisi ise karbon vergisi getirmeye hazırlanan AB. 27 üyeli AB’nin ithal ettiği petrolün üçte birine yakını, doğalgazın ise beşte ikisi Rusya’dan geliyor.
2018 yılında Rusya’nın ihracatının yüzde 45’inden fazlası yani 205 milyar dolarlık kısmı AB’ye yapılmıştı ve o yıl 2017’ye göre yüzde 28 artış yaşanmıştı. Vergiden etkilenecek ürünlerin başında doğalgaz geliyor. AB’nin yıllık 500 milyar metreküp civarında olan doğalgaz ihtiyacının 200 milyar metreküplük kısmı Rusya’dan geliyor. AB ülkelerinin bu yıl birlikten ayrılan Büyük Britanya ile günlük petrol ithalatı ise 15 milyon varilin üstündeydi ve bunun üçte birine yakını Rusya’dan sağlanıyor.
Karbon vergisinin henüz yüzdesinin belli olmaması nedeniyle Rus şirketlere ne kadar bir yük getireceği kesin değil. Dimitri Medvedev, şimdilik ‘milyarlarca Euro’dan bahsediyor. Ayrıca birçok Avrupalı şirketi AB normlarına uyan ve iklim konusunda gerekli şartları yerine getiren başka ülkelerdeki şirketlere yönelmeleri durumunda ihracat hacminin düşmesi de söz konusu olabilir.
KUZEY AKIM-2’NİN DURMASI
Rusya’nın AB’nin karbon vergisinden dolayı her yıl yaşayacağı büyük mali kayıplar, son olarak Kuzey Akım -2 doğalgaz projesinde yaşanan tıkanma nedeniyle de önemli. Rus gazını Almanya’ya taşıyacak Kuzey Akım-2 projesi, ABD’nin yaptırım baskısı nedeniyle şimdilik durdurulmuş durumda. Oysa yıllık 55 milyar metreküp doğalgaz taşıma kapasitesi olan projenin yakın zamanda hayata geçmesi bekleniyordu.
ENERJİ BAĞIMLILIĞI RUSYA’YA KISMİ TAVİZ VERİLMESİNE NEDEN OLABİLİR
On yıllardır petrol ve doğalgaz gibi fosil enerji gelirlerinin ihracattaki payını azaltmaya daha doğrusu başka ürünlerin payını yükseltmeye çalışan Rusya için karbon vergisinin etkileri ağır olabilir. Ancak buradaki bir diğer nokta ise, Rusya’nın halen yüzde 30-40 aralığındaki pay ile AB’nin en büyük enerji tedarikçisi olması. Norveç’in payı yüzde 20’de kalırken, üçüncü sırada Cezayir geliyor.
AB’nin enerji bağımlılığından dolayı Rusya’ya ağır etkileri olabilecek bir politikadan kaçınması da olası ve Rusya ile müzakerelerle kısmi taviz vermesi de söz konusu olabilir.