Etkinliklerden seçmece iddianame
Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreteri Derya Yulcu, Eğitim Sen’in duruşunun ve kararlarının gözardı edilerek, ‘terör örgütü üyeliği’ suçlaması için eylem ve etkinliklerinin çarpıtıldığını söyledi.
Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreteri Derya Yulcu, Eğitim Sen’in duruşunun ve kararlarının gözardı edilerek, ‘terör örgütü üyeliği’ suçlaması için eylem ve etkinliklerinin çarpıtıldığını söyledi.
Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreteri Derya Yulcu, ‘terör örgütü üyeliği’ suçlamasıyla, hakkında hazırlanan iddianamenin zorlama olduğunu belirterek, katıldığı basın açıklamalarının içlerinden Kürt sorunu ile ilgili olanların seçilmiş olduğunu kaydetti.
Sendika yöneticisi olarak 15 Ağustos’ta gittiği Antalya’da İlkokul Öğretmenleri Yardımlaşma Sandığı’nın (İLKSAN) temsilciler kurulu toplantısının ardından tutuklanan Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreteri Derya Yulcu, yapılan itirazla tahliye edilmişti. Tamamen keyfi bir tutuklama olduğunu belirten Yulcu, yakalama kararı çıkarılmasının ve operasyonla göz altına alınmasına anlam veremediğini kaydetti. Yulcu, şunları söyledi: “2011’deki Roboskî Katliamı anmasından başlanarak 2016’ya kadar tüm sendikal eylem ve etkinlikler alt alta dizilerek, bir örgüt üyeliği oluşturulmaya çalışılmış. Sayısız eylem ve etkinliğe katıldık ve katılıyoruz ama seçilmiş basın açıklamaları önümüze konulmuş. Örneğin, Roboski Katliamı’nın anmasına neden katıldığım soruldu.”
İddianamede yer alan etkinliklerden daha fazlasına katıldıklarını ifade eden Yulcu, “Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi, ana dilde eğitim, andımızın kaldırılması, 10 Ekim Katliamı için yaptığımız açıklamalar dosyalarımıza konulmuş. Yargıtay’ın eylem ve etkinliklerin sayısı artınca, örgüt üyeliği sonucu çıkarmak gibi bir kararı olduğu için de zorlama bir durum oluşmuş” dedi.
BİLEREK ÇARPITILIYOR
Yulcu, bir algı oluşturulmaya çalışıldığını; Eğitim Sen’in duruşunun ve kararlarının gözardı edildiğini söyleyerek, şöyle devam etti: “Sendikamızın aldığı kararlar doğrultusunda değil de Halkların Demokratik Partisi (HDP), Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği’nin (MED-DER) çalışmalarını uyguluyormuşuz gibi yansıtılıyor. Biz insan hakları, kadın hakları, çevre hakları savunucusuyuz. Savaşsız, sınıfsız, sömürüsüz, sınırsız bir dünya için mücadele ediyoruz. Buna karşı baskı ile karşı karşıya kalıyoruz.”
AKP ARTIK YÖNETEMİYOR
AKP iktidarının artık yönetemediğine dikkat çeken Yulcu, şunları ekledi: “AKP’nin geleceğimize, çocuklarımıza, kadınlarımıza söyleyecek ve verecek bir şeyi yok. Var olan haklara saldırıyor, çünkü yürütemiyor. Ekonominin çöktüğü, eşitsizliklerin derinleştiği, kamusal hakların yok edildiği bir süreçteyiz. Gerilim yükseltmesinin nedeni de bu. Yaşanan kriz, baskı ve anti demokratik uygulamalarla bastırılmaya çalışılıyor. Bu noktada örgütlü mücadele daha da önem kazanıyor. Yeter ki isteyelim ve cesaretimiz olsun. Mutlaka değişecek.”