45 çizgi romanı olan İskoç Yazar Sean Wilson, Jeremy Corbyn, Noam Chomsky, Mahatma Gandhi ve Nelson Mandela gibi karakterleri de ele aldı. Fakat ilk defa 3 yıl önce Londra’da Jeremy Corbyn’in ön sözünü Fight the Power! adlı çizgi roman kitabının tanıtımı sırasında 40 yıldır Kürt dostu ve Peace İn Kürdistan’ın kurucusu Estella Schmid ile tanışıyor ve bu tanışma onu Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaşamını konu olan çizgi-romanı yazma sürecine götürüyor.
Yazar Wilson’ın kaleme aldığı, kendi deyimiyle yönetmenliğini yaptığı ‘Özgürlük Kazanacak-Çizgilerle Abdullah Öcalan’ın hayatı’nın çizimlerini ise İspanya’da yaşayan Keko adlı Kürt karikatürist yapıyor.
Kitabın Türkçe, Kürtçe ve Almanca baskılarının ardından İngilizce baskısı da çıktı. Tanıtım toplantıları için İngiltere’ye gelen yazar Sean Wilson, hem çizgi-romana olan ilgiyi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaşamına nasıl bir etki bıraktığını ANF’ye anlattı.
Freedom Shall Prevail (Özgürlük Kazanacak) çizgi romanınızdan başlayalım...
İlk fikir Estella Schmid’ten geldi. O, bunun çok önemli olduğunu söyledi. O zaman "The Many, Not The Few" adlı kitap vardı. Özellikle İngiltere İşçi Partisi'nin politikaları, tarihsel mücadelesi ve toplumsal hareketlerle ilgili bir çalışmadır. Kitap, özellikle Jeremy Corbyn’in liderliği döneminde İşçi Partisi'nin politikalarına ve bu politikalara verilen toplumsal yanıtları ele alır.
"The Many, Not The Few" adlı kitabı bitirdiğimizde, kimin bu fikri önerdiğini şimdi hatırlamıyorum. Ben mi önerdim? Estella mı? Bilmiyorum. Ama birisi, "Neden Kürtler hakkında bir şey yapmıyoruz" dedi. İngiltere’deki sendikaların bilgileri arasında Kürt halkını desteklediklerini gördüm. Bu da kitabın birazında yer alıyor. Sonra bir şekilde, birisi "Öcalan ve Kürt halkı üzerine bir şey yapabiliriz" dedi.
Uluslararası Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nden Heider Reimer’da "Evet, iyi olur," dedi. Reimer de çizgi romanları seviyor. Bu nedenle, her şey çok hızlı gelişti. Bazen yaratıcı bir proje yıllar alabilir, ama bu durumda iki hafta içinde başladı. Yani, her şey oldukça kolay oldu.
'İNGİLİZ OKUR DA VAR İRANLI DA...'
Pek çok dile çevrildi ve siz de kitabı tanıtmak için bu tanıtımlara katıldınız. Peki ne tür bir ilgi görüyorsunuz? Örneğin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ı ilk kez duyan insanlardan ne tür tepkiler alıyorsunuz?
Burada daha önce bir anarşist İngiliz vardı; özellikle bu kitap için etkinliğe geldiğini söyledi. Onun kitabı nasıl duyduğunu çözemedim. Ayrıca bir İranlı başka bir adam daha vardı ve o da bir şekilde kitabı duymuş. Çoğunlukla olumlu tepkiler aldım. Bazıları ‘neden çizgi-roman’ dediler, çünkü çizgi-roman deyince ‘mizah’ olarak algılıyorlar.
Bu durumun en ilginç yanı, genel yaklaşım açısından pek de yeni bir şey olmaması. Çünkü günümüzde karmaşık çizgi romanlara "grafik roman" deniliyor ve tarih, tıp, psikoloji, iklim sorunları gibi birçok farklı konuyu ele alan çok sayıda grafik roman mevcut. İlginç ve zor bir konu olarak adlandırılabilecek her şeyin hakkında bir çizgi roman yazılmış durumda. Bu nedenle, bu konu oldukça yerleşik bir çizgi roman türü.
Beni bu projede özel kılan ise elbette bu konudaki ilk kitap olması. Ancak bu tür çizgi romanlar zaten iyi bir şekilde yerleşmiş durumda. Bu harika bir şey çünkü birçok sanat formu gerilerken, çizgi romanlar artış gösteriyor ve daha zeki, daha karmaşık hale geliyor. Bir çizgi roman yaratıcısı olmak için harika bir zaman.
'YENİ KUŞAK DAHA İYİ ANLAYACAK'
Kürtler için çizgi romanlar çok yeni…
Yeni kuşak çok kitap okumuyor. Çizgi roman daha çok kullanılıyor. Ve bu önemli bir araç bu yeni kuşağa ulaşma açısından. Ve bugün Rojava’da çocuklar için ders kitapları arasına girdi bu çizgi roman. Ve bence artık şimdi ki kuşak Kürt hareketini ve Abdullah Öcalan’ı daha iyi iyi tanıyacak.
Sizce çizgi romanlar diğer edebiyat türleri ve sosyal alanlarla birlikte düşünüldüğünde nasıl kullanılmalı ya da geliştirilmeli?
Eh, çizgi romanlar daha ciddi bir hale gelmeye başladığında, yalnızca ders kitaplarını seven bazı insanlar buna biraz karşıydı. Çünkü öncelikle, bu sadece bir çizgi roman, diye düşündüler. Ancak çizgi romanlar giderek daha popüler olup, siyaset, tarih ve sosyoloji gibi konuları ele almaya başladığında, bazı insanlar rahatsız olmaya başladı ve ders kitaplarının daha iyi olduğunu savundu. Fakat dünya genelinde, üniversitelerde yapılan çeşitli çalışmalar, yalnızca metin içeren bir kitap, bir dergi formatı ya da çizgi roman verildiğinde, insanların bilgiyi daha kolay öğrendiğini ve -bu çok önemli- bilgiyi daha iyi hatırladıklarını gösterdi. Bilgiyi öğrenmenin bir anlamı yok eğer onu hatırlamıyorsanız. Şimdi artık çok açık ki çizgi romanlar, karmaşık konuları sunmak ve hatırlamak için çok iyi bir sanat formu.
Bir diğer konu ise daha önce konuşmamda da belirttiğim gibi eğer 17 yaşındaki bir gence iki yüz ya da üç yüz sayfalık bir metin verirseniz, genelde bu durum onların gözünü korkutur. Ama aynı şeyi çizgi roman formatında sunduğunuzda, zaten şunu düşünüyorlar: "Oh, bu ilginç." Bu da öğrenmeye karşı olan psikolojik engeli ortadan kaldırıyor ve bu çok önemli bir nokta.
'PROJEMLE BİRLİKTE KÜRT HALKINA DAHA YAKIN HİSSETTİM'
Peki neden Kürt Halk Önderi ve Kürtler ilginizi çekti ve neden Abdullah Öcalan'ı seçtiniz, neden bu projeye dahil oldunuz?
Şöyle ki, bu fikir ortaya çıkar çıkmaz, Öcalan hakkında öğrenmeye başladım. Çünkü o zamana kadar neredeyse hiçbir şey bilmiyordum. Ve Kürt mücadelesi hakkında bilgi edindiğimde, hemen bunun benim ilgi alanıma girdiğini gördüm. Çünkü bu, insanların demokratik bir toplum oluşturmaya çalışmasıyla ilgili. Ayrıca Kürt halkı bana çok nazik ve misafirperver davrandı, bu tür bir kitap hazırladığım için bana teşekkür ettiler. Bu da beni Kürt halkının mücadelesine daha da yakınlaştırdı.
Ama bence çok önemli bir nokta var: Bu durum, benim siyasi eğilimlerimle zaten örtüşüyordu; kapitalizm karşıtı ve kabaca anarşist felsefeye ve demokratik konfederalizme yatkın bir bakış açısına sahip biriyim. Bence bu, gerçekten daha iyi bir topluma doğru ilerlemek için çok iyi bir yol. Bunun nedeni bu sanırım...
'ÇOCUKLUĞUNDA YAŞADIKLARINI PARADİGMAYA DÖNÜŞTÜRMÜŞ'
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın size etkisi nedir?
Abdullah Öcalan’la ilgili olarak, sanırım iki şey var ve herkes zaten bunları biliyor: Kendi kişisel acısı, kişisel mücadelesi, ama belki de bundan daha önemlisi, tarih boyunca birçok kişinin yaptığı gibi bu demokratik amacı diktatörlüğe veya baskıcı bir yapıya dönüştürmemesi. Bu, son derece önemli. Bu, 19. Yüzyıldaki Komünarları, 20. Yüzyıldaki İspanyolları ya da şu anda Kürt halkını kapsar. Gerçekten demokratik bir sistem kurmaya çalışırken bunun diktatörlüğe dönüşmemesi. Ve Öcalan bunu anlıyor gibi görünüyor ve demokratik kalmasını istiyor. Bu, dünyaya önemli bir mesaj.
Onun yaşamında en çok sizi etkileyen ne oldu?
Kitabın başında Abdullah Öcalan’ın çocukluğunu ele alıyor. Bu kitap mücadeleyi yazılı ve çizgi roman haliyle gerçekleştirmek önemliydi. Bu kitapta Abdullah Öcalan’ın çocukluğuna gidiyoruz. Abdullah Öcalan daha çocukluğunda yaşadıklarını bugünkü paradigmaya, felsefeye yansıtıyor. Daha 7 yaşında iki Kürt çocuğuyla yaşadığı tecrübeyi, stratejisini bu ilişki ile geliştiriyor. Kürt çocukları ile yaşadığı münakaşalarından geliştirdiği stratejiyi ileride mücadeleye katıyor. Halklar içerisindeki yaşam tecrübesi var ve demokratik konfederalizm böyle şekilleniyor. Yaşadığı tecrübeyi demokratik konfederalizm paradigmasında yaşamsal hale getirdiğini göreceksiniz..
Yine Abdullah Öcalan'ın çocukluğunda kadına yönelik şiddet ve yok sayılmayı görmüş olması, kadınların yaşadığı eşitsizliği, baskıyı görmüş olması ileride kadın kurtuluş mücadelesini oluşturmada bir temel haline geliyor. Bu çok etkileyici idi. Ve Abdullah Öcalan’ın yaşam tecrübelerini okumuş olabiliriz ama çizgi romanda yaşıyor gibi hissederiz.
'KENDİSİNİ DEĞİL HALKI DÜŞÜNÜYOR'
Sizce Kürt Halk Önderi'nin fikirleri Ortadoğu'daki çatışmalar, savaş, şiddet gibi çıkmazları çözebilir mi?
Evet, bence burada iki nokta var. Eğer "Abdullah Öcalan’ın fikirleri faydalı ve pratik mi?" diye sorarsak, kesinlikle evet. Ancak, "Bu fikirlerin uygulanmasına izin verilir mi?" diye sorarsak, muhtemelen ‘hayır’. Çünkü son 200 yılda, kapitalizmden daha iyi bir sistem yaratmaya çalışan her harekette, her zaman bir güç grubu gelip sizi engelliyor, sadece engellemiyor, aynı zamanda sizi vuruyor da. Dolayısıyla burada zorluk fikirlerin uygulanabilir olup olmaması değil, onlara bir şans verilip verilmeyeceği.
Bu iki tamamen farklı noktayı içerir. Bence bu fikirler uygulanabilir ve bu çok önemli, çünkü Britanya'daki, Türkiye'deki ya da dünyadaki çoğu insan kapitalizme alternatif oluşturulabilecek uygulanabilir bir alan olmadığına inanıyor. Bu yanlış. Böyle bir alan var. Bunu yaratabiliriz. Bu alanı biz inşa ederiz. Ama bizim bunu denememizi istemeyen güçlü gruplar var. İşte zorluk bu. Eğer bu engeli aşabilirsek, bu fikirleri hayata geçirebiliriz.
Kürt Halk Önderi'nden haber alınamıyor ve dünya çapında milyonlarca insan onun özgürlüğü için sokaklara çıkacak. Komplonun yıl dönümünde neler söylemek istersiniz?
Abdullah Öcalan'ın özgür bırakılması gerekiyor. İnsanlar sürekli Nelson Mandela’dan bahsederken Abdullah Öcalan’la bağlantı kuruyor. Onun serbest bırakılması tamamen imkânsız değil. Ancak sanırım Abdullah Öcalan’ın kendisi, kendi özgürlüğünden daha önemli olanın Kürt halkının özgürlüğü olduğunu söyleyecektir. Fakat bu iki şey birbiriyle bağlantılı.
Son olarak, Estella Schmid ile nasıl tanıştınız? Onu ne kadar tanıyorsunuz? Şu anki durumu hakkında bilginiz var mı? Sağlığı pek iyi değil. Onu etkileyici bir karakter olarak mı görüyorsunuz? Kısaca Estella Schmid hakkında ne kadar bilgiye sahipsiniz?
Estella, bu kitabın gerçekleşmesini sağlayan kişidir. Çünkü bu fikir benim olsa bile, açıkçası hatırlamıyorum. Onun, bu fikri ateşleyen kişi olduğunu düşünüyorum. O zaman GATU'nun Genel Sekreteri olan Doug Nichols beni ona tanıttı. Onun iyi bir fikir olduğunu söylemesi, belki de durumu başlatan şeydi. Yani aslında kitabı o başlattı. Sonrasında, Roy Moore ve Heider bu kitabın üretiminde yer aldığında, Estella’yı da kitaba koymanın güzel olacağını söylediler. Düşünüyordum ki, evet, bu iyi. Estella’yı koymalıyız. Çünkü kendisi, uzun bir süredir mücadelede yer almış, son derece bilgili bir insan. Ne kadar süredir? Bilmiyorum, çok uzun bir süre. 1991 yılında Öcalan ile çekilmiş bir fotoğrafını bana gösterdiğini hatırlıyorum.
Yani, Rojava'da bir yerde çok eski bir fotoğraf. Bu bağlılığı beni de etkiliyor. Tüm hareket içindeki herkes, siz de dahil olmak üzere, benim için bir ilham kaynağı.
Bu tür bir bağlılığa hayranlıkla ve ilhamla bakabiliyoruz; uzun bir süre boyunca kendimiz için iyi bir şey yapmak adına.
ÇİZGİ ROMANA DAİR
Orjinal adı ‘Freedom shall prevail the struggle of Abdullah Öcalan and the Kurdish people’ adlı çizgi roman ilk olarak Kürtçe, Almanca ve Türkçe yayımlandı. Bugünlerde İngilizce baskısı da yapılarak okuyucusuyla buluştu. Türkçe çevirisinin adı "Özgürlük kazanacak-Çizgilerle Abdullah Öcalan’ın hayatı" olan ve 160 sayfadan oluşan çizgi roman Abdullah Öcalan’ı ve Kürtleri tanımak isteyen kişilerin anlayacağı yalın bir dil ve kurguyla yazılmış.
Kitabın yayın editörlüğünü Uluslararası Abdullah Öcalan’a Özgürlük-Kurdistan’da Barış İnisiyatifi yaptı. Kitabın oluşmasında ana fikir ise Londra’da yaşayan Estella Schmid tarafından geliştiriliyor. Çizgi roman kitabının yazarı ise ünlü bir isim olan ödüllü Yazar İskoç asıllı Sean Michael Wilson. Wilson’un yazarı ve kendi deyimi ile kurgu ve yönetmenliğini yaptığı kitabın çizgilerini ise İspanya’da yaşayan Keko adlı Kürt yapıyor.
Çizgi roman iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm Abdullah Öcalan’ın çocukluğu ve yaşamı, ikinci bölüm ise ‘Demokratik Konfederalizm’ paradigması ve Rojava Devrimi ekseninde gelişiyor. Çizgi romanın hikâyesinin anlatıcı ana karakteri ise halen Londra’da yaşayan ve 40 yıldır Kürt halkının özgürlük mücadelesinde yer alan Alman asıllı Estella Schmid. Estella, aynı zamanda 1991 yılında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşen bir İngiliz heyetinde yer alıyor. Ve o tarihten sonra Kürdistan için Barış Projesi’nin başında yer alıyor ve aralıksız çalışmalarını sürdürüyor.