2020: Felaketin bir yılı…

Dünya her yıl olduğu gibi felaketleri, savaşları, isyanları ve siyasi çekişmeleri geride bırakıyor. Her geçen yıl insanın doğaya ve birçok toplumsal yapıya verdiği zarar yine ona felaket olarak dönüyor. 2020 de böylesi yıllardan sadece bir tanesiydi.

Dünya şüphesiz ki farklı yüzyıllarda ya da son 20 yılda atlattığı felaketleri sadece bir senede yoğun bir şekilde yaşadı. 2020’de 2000’li yıllardaki SARS, MERS, Kuş ve Domuz Gribi salgınlarından sonra, onlardan daha büyük bir salgını Covid-19 ile gördü ve de devam ediyor. SARS ve MERS’in de dahil olduğu Koronavirüs ailesinden ve ilk olarak Çin’in Wuhan kentinde, 2019 Aralık ayında ortaya çıkan SARS-Cov-2 ya da yaygın adıyla Covid- 19, 2020’nin tamamına yayılırken, dünya önümüzdeki yıllarda virüsü de yarattığı birçok krizin sonuçlarını görmeye devam edecek.

YIL SAKİN BAŞLAMADI: KASIM SÜLEYMANİ ÖLDÜRÜLDÜ

2020, Covid-19 salgını öncesi de çok sakin başlamadı. 2019’da başlayan ve aylarca söndürülemeyen Avusturalya’daki yangında 25 insan ile sayısız canlı hayatını kaybetti, 8 milyon hektarlık orman ve yeşil alan yok oldu.

İnsan eliyle çıkarılan ama “doğal afet” olarak anılan yangınlar devam ederken bir siyasi bomba da 2020’nin ilk günlerinin ortasına düştü. ABD, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’ye Irak'ın başkenti Bağdat’taki havalimanında insansız hava aracıyla suikast düzenledi. Kasım Süleymani’nin öldürüldüğü 3 Ocak’ta duyuruldu. Süleymani’nin öldürülmesi üzerine İran’da 3 gün ulusal yas ilan edildi. Binlerin katıldığı cenazede izdiham sebebiyle 50’yi aşkın kişi yaşamını yitirdi.

Bu olayın üzerinden çok fazla zaman geçmemişti ki 8 Ocak’ta İran, Ukrayna’ya ait bir yolcu uçağını düşürdü. Ukrayna’nın başkenti Kiev’e gitmek üzere Tahran Uluslararası İmam Humeyni Havalimanı’ndan kalkan Boeing 737 tipi yolcu uçağı, 8 Ocak sabahı havalandıktan kısa süre sonra düşürüldü. Uçaktaki 176 kişiden kurtulan olmadı. İran ise uçağı yanlışlıkla düşürdüğünü açıkladı.

DOĞAL AFET, IRKÇILIK VE SAVAŞ

Ocak aynın ilk günlerinde Endonezya’da meydana gelen selde 53 kişi öldü. Son 13 yılın en büyük felaketi olarak adlandırılan selden Ulusal Afet Ajansı Yönetimi rakamlarına göre, 30 milyon insan etkilendi. Türkiye’de Şubat aynın ilk haftasında Van’ın Bahçesaray ilçesinde ise bir minibüs ile bir iş makinesinin üzerine çığ düşmesi sonucu 5 kişi yaşamını yitirdi. Kayıp iki kişiyi arama çalışmalarında yaşanan ikinci çığda ise en az 50 kişilik ekip kar altında kaldı ve 41 kişi hayatını kaybetti.  24 Ocak günü, merkez üssü Elâzığ’ın Sivrice ilçesi olan 6,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremde, Elazığ’da 35, Malatya’da 4 olmak üzere en az 41 kişi hayatını kaybetti, 1.607 kişi de yaralandı.

Almanya’da, 19 Şubat’ta ırkçı Tobias Rathjen’ın Hanau’nun Kesselstadt semtinde ve Kurt-Schumacher Meydanı’daki iki nargile kafeye girerek 5’i Türkiyeli olmak üzere 9 göçmeni katletti.

Türkiye’de 2020’nin ikinci büyük depremi 30 Ekim’de Ege Denizi’nde yaşandı. 6,8 şiddetindeki deprem Türkiye ve Yunanistan’ı vurdu. Toplam 119 kişi öldü, yaklaşık bin kişi de yaralandı. Pakistan’daki bir yolcu uçağı da 22 Mayıs’ta Karaçi kentinde bir yerleşim alanına düştü. Kazada 97 kişi hayatını kaybetti.  

2 MİLYONA YAKIN İNSAN HAYATINI KAYBETTİ

Doğal afetler ve savaşlarda ölen insan sayısı hiç de az değilken dünya Çin’in Wuhan kentinden yayılan Koronavirüs ailesinden Covid-19’a karşı savunmasız kaldı. Son olarak İspanyol Gribinde böylesi büyük bir salgın yaşayan dünya ve kapitalizm ciddi bir kriz yaşadı. Çin hükümetinin bir süre hastalığı kabul etmemesi ve önlem anlamaması sonucu dünyaya yayıldı. Dünya Sağlık Örgütü bir süre temkinli yaklaştıklarına dair açıklamalar yaptığı için eleştirilerin hedefi oldu. DSÖ 11 Mart 2020’de pandemi ilan etti. Türkiye Sağlık Bakanlığı ise aynı gün ilk vakayı açıkladı. Covid-19, özellikle Wuhan’dan sonra İtalya’da toplu ölümlere sebep oldu. İlk süreçte virüsün İtalya’dan sonra en çok etkilediği diğer bir ülke İran oldu. Virüsün hızlı yayılımı ile ülkeler sınırlarını kapattı, olimpiyatlar, festivaller, büyük organizasyonlar ertelendi. Bunu takip eden günlerde birçok ülkede sokağa çıkma kısıtlamaları ile üretime ara verme, kısacası maksimuma yakın bir seviyede hayatı durdurma söz konusuydu. Haziran ayına gelindiğinde ise tüm ülkeler kötüye giden ekonomilerin de etkisiyle kısıtlamaları gevşetti. Uluslararası dolaşım yeniden açıldı. Salgında önlemler yazın gevşetilirken kasım, aralık ayı itibariyle birçok ülke önlemleri yeniden artırdı. Şu an aralık ayı verilerine göre dünyada 78 milyon vaka, 44 milyon iyileşen hasta ve 1,72 milyon da hayatını kaybeden insan var.

BATANLAR VE KÂR EDENLER

Covid-19 sadece insanların hayatını riske atmadı. Dünya ekonomisi duran üretim yüzünden büyük anlamda sıkıntıya girdi. Örneğin 1818 yılında kurulan ve ABD’nin ilk hazır giyim markası olan Brooks Brothers, mahkemeye iflas koruma başvurusunda bulundu. Yine Victoria’s Secret’ın İngiltere’deki kolu iflas ederken Hertz de iflas erteleme başvurusu yaptı. Nike ise yüzlerce işten çıkarma yapacağını açıkladı. Salgının başında bir kaybeden de petrol fiyatı oldu. Brent petrol fiyatı varil başına %9 düşerek Kasım 2002’den bu yana en düşük seviye olan 23 doları gördü. Buna benzer birçok düşüş ve iflas yaşansa da salgında kârına kâr katan firmalar da oldu. İnternet üzerinden alışverişlerde yaşanan yükseliş Amazon'un hisselerini artırdı. Bunu yanı sıra temizlik şirketleri, Netflix gibi online platformlar, oyun şirketleri de kârlarını katladı. 2020’de dünyanın en değerli şirketleri listesindeki ilk 5 sırada teknoloji firmalar yer aldı. Bir diğer kazanan ise aşının bulunmasıyla ilaç firmaları oldu.

2021 SONUNDA 150 MİLYON İNSAN SEFALETE SÜRÜKLENECEK

Peki firmalar batarken ya da kâr ederken dünya halkları için durum neydi? Dünya Bankası yaptığı açıklamayla yoksulluğun, şimdiye kadarki en yüksek seviyede görüldüğü 2017 rakamlarına varacağını açıkladı. 2017 yılında yaşanan küresel ekonomik krizin etkisiyle dünya nüfusunun %9,2’si aşırı yoksulluk seviyesine gerilemişti. Raporda dünyada halihazırda 115 milyon kişinin aşırı yoksul olduğu belirtilirken Covid-19 salgını yüzünden bu sayıya 88 milyon kişinin daha eklenebileceği ve 2021 sonunda 150 milyon kişinin sefalete sürüklenebileceği öngörülüyor. Dünya Bankası’nın bu öngörüsü, 2020 yılı için dünya nüfusunun yüzde 9,1 ile 9,4'üne tekabül ediyor.

AŞILAR ACİL ONAY ALDI

Yıl boyu Covid-19 ile mücadele eden dünyada 120’den fazla aşı çalışması yapıldı. Birçok ülkede yürütülen aşı çalışmasında ilk olarak, 11 Ağustos’ta Rusya’nın Sputnik aşısına Rusya Sağlık Bakanlığı tarafından tescil verildi. Alman BioNTech ve Amerikan Pfizer ortak aşısının onayı yapılırken; Kanada da ABD'li biyoteknoloji şirketli Moderna'nın geliştirdiği Covid-19 aşısını onayladı. Türkiye’nin de büyük oranda aldığı Çin merkezli Sinovac Biotech şirketi de son olarak 3. Faz sonuçlarını açıklamaya başladı. Bazı ülkeler aralık ayında aşılamaya başlarken 2021’in başlarında aşılamanın yaygınlaşacağı düşünülüyor. Birçok ülke ilaç firmalarından aşı siparişleri verirken hatta ihtiyacının çok çok üstünde dozlar isterken yoksul ülkeler için ise henüz durum belirsizliğini koruyor.

‘NEFES ALAMIYORUM!’

25 Mayıs 2020 tarihinde ABD’nin Minneapolis kentinde beyaz polis Derek Chauvin, kelepçeli şekilde yere yüzüstü yatırdığı Afro-Amerikalı George Floyd’un boynuna, 8 dakika 46 saniye boyunca diziyle bastırarak Floyd’u katletti. Floyd’un bu durumunun cep telefonu kameraları ile çekilmesi ve boynuna bastırılırken “Nefes alamıyorum” diye bağırması ABD’nin büyük kitlesel eylemlere sebep oldu. Irkçı tutumlarıyla bilinen Trump’ın pervasızlığı üzerine protestolar tüm Birleşik Devletlere yayıldı. Hem Trump karşıtları hem de Siyahlar haftalarca sürecek Black Lives Matter (BLM) protestoları için sokaklardaydı. Öyle ki Seattle da kısa süreli işgal eylemi bile gerçekleşti. Asker sokaklara indi, Trump kilise önünde İncil kaldırdı derken kendi partisinden senatörler bile bu hareketini eleştirerek sembolik olarak eylemlere destek verdi. Floyd’un katledilmesinin ardından ağustos ayında, yine Siyah Jacob Blake'in polis tarafından arkasından yedi el ateş açarak ağır yaraladığı Wisconsin eyaletinin Kenosha kentinde de protestolar yapıldı. Son yıllarda yapılan ırkçılık karşıtı eylemlere nazaran BLM protestoları, Avrupa ve dünyanın birçok yerine sıçradı. Dahası eylemlerde kölelik ile adı anılan birçok tarihi figürün heykelleri yıkıldı. ABD tarihine geçen bu eylemler sadece Siyahlar tarafından değil, geniş kitlelerce sahiplenildi.

Kuzey Amerika’da toplumsal fay hatları yerinden oynarken 23 Haziran’da Meksika’nın güneyindeki Oaxaca eyaletinde de 7,5 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

TÜRKİYE’NİN MAVİ VATAN SEVDASI

Türkiye, son birkaç yıldır Doğu Akdeniz’de yürüttüğü faaliyetlerine yeni hamleler ekledi. Libya’da Serrac hükümetini destekleyerek Doğu Akdeniz’e açılmayı planlayan Türkiye, ateşkes sonrası amacına ulaşamadı. Bunu üzerine Avrasyacı generallerin ortaya attığı “Mavi Vatan” doktrini çerçevesinde etrafını çevreleyen denizlerde hak iddia etmeye başlayan Türkiye; sismik çalışmalar yapması için 21 Temmuz 2020’de Oruç Reis araştırma gemisinin yapacağı sondaj faaliyetleri nedeniyle Kızılhisar Adası ve çevresine NAVTEX ilan etti. Bu hamleyle Yunanistan ile ilişkilerin gerilmesine neden olurken Fransa da Yunanistan cephesine yer alarak Doğu Akdeniz’e firkateyn yolladı. Bununla birlikte uzun süredir birçok cephede karşı karşıya gelen Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkiler daha da sertleşti. Savaş eşiğine gelen Türkiye ile Yunanistan arasında Almanya’nın arabuluculuk yaptığı ileri sürüldü. Fakat Türkiye bazı noktalarda geri adım atsa da D. Akdeniz’de faaliyetleri bitirmeyeceğini söyledi. Son olarak aralık ayında toplanan AB Liderler zirvesinde, Türkiye’ye karşı Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleriyle bağlantılı kişi ve kuruluşlara yönelik yaptırım listesinin genişletilmesi kararı çıktı. Yaptırımların kapsamının genişletilmesi ise Mart 2021’de yeniden ele alınacak.

FRANSA’DA İKİNCİ DEFA KARİKATÜR SALDIRISI

Fransa ve Türkiye arasındaki ilişkiler sadece Doğu Akdeniz ile sınırlı kalmadı. Türkiye, temmuz ayında Ayasofya’yı müze statüsünden çıkararak cami yaptı. Erdoğan yaptığı bu hamle ile milliyetçi- muhafazakâr çevrelerde itibar yükseltirken dünyanın birçok yerinden tepki geldi. Bu tepkilerden biri de sürekli sürtüşme yaşanan Macron’dandı. Eylül-Ekim aylarında Macron ve Erdoğan karşılıklı sözlü atışmaya varan tartışmalar yaşadı. Ekim ayında Fransa’da bir okulda ifade özgürlüğünü anlatan öğretmen Samuel Paty, Charlie Hebdo’nun Hz. Muhammed karikatürünü gösterdi. Rahatsız olan öğrencilerin çıkabileceğini ifade eden öğretmen, ifade özgürlüğünü anlatmak için bunu kullansa da Müslüman velilerden şikâyet geldi. Aradan 1 ay geçmesinden sonra Paty başı kesilerek katledildi. Polis aynı gün, öğretmeni öldüren Abdoulakh A. isimli kişiyi vurarak öldürdü. Soruşturma kapsamında 11 kişi gözaltına alındı. Fransa’da büyük eylemler gerçekleşti. Kısa süre sonra Fransa'nın güney şehri Nice’te düzenlenen bıçaklı saldırıda üç kişi öldü, çok sayıda kişi de yaralandı. Saldırıda ölen kişilerden birinin kafası kesildi. Macron, “Saldırıya uğrayan, açıkça Fransa’dır” dedi. Sonrasında ise İslami örgütlerin daha sıkı denetleneceğini açıkladı. Erdoğan da bunun üzerine Türkiye’deki Fransız mallarının boykot edilmesi çağrısında bulundu ve Macron’un “zihinsel noktada tedaviye ihtiyacı olduğunu” ifade etti. Macron ise herhangi bir karşı boykotta bulunmayacaklarını açıkladı.

AZERBAYCAN-ERMENİSTAN SAVAŞI

Uzun yıllardır çözülmeyen Dağlık-Karabağ meselesi Türkiye’nin Suriye’den bölgeye cihatçıları taşıması ve Azerbaycan’a destek vermesiyle yeniden alevlendi. İki ülke arasında 27 Eylül’de başlayan savaşta birçok sivil hayatını kaybetti. Rusya tarafsız kalırken birçok batı ülkesi başta Fransa olmak üzere Türkiye’yi savaş çıkarmakla itham etti. Fransa, Türkiye’nin Suriye’den cihatçı gönderdiğine dair delilleri dünya ile paylaştı. Dağlık Karabağ'ın ikinci en büyük şehri Şuşa'nın Azerbaycan kontrolüne geçmesi sonrası Putin’in arabuluculuğu ile İlham Aliyev ve Nikol Paşinyan tarafından ateşkes antlaşması imzalandı ve savaş 10 Kasım 2020 tarihinde son buldu.

Fransa ise Azerbaycan-Ermenistan savaşı devam ederken Lyon’da Ermeniler ve Kürtlerin yaşadığı bölgede şiddet eylemleri yapan Ülkü Ocakları faaliyetlerine son verdi. Ülkü Ocaklarına bir yasak da Hollanda’dan gelirken Almanya’da da bozkurtların yasaklanması talebi artıyor.

Başka bir savaş da kasım ayı başında Etiyopya ve Tigray bölgesinde gerçekleşti. Uluslararası Af Örgütü Etiyopya’nın Tigray bölgesine 9-10 Kasım günleri yaptığı askeri operasyonda yüzlerce sivilin öldürüldüğünü kaydetti.

HALKLAR BASKIYA VE YOKSULLUĞA KARŞI SOKAKLARA ÇIKTI

Dünya her ne kadar Covid-19 salgını ile evlere kapanmış olsa da salgını fırsat bilen devletlere karşı halklar sokaklara döküldü. Açlığa mahkûm edilen dünya halkları “virüsten değil açlıktan öleceğiz” diyerek protestolar gerçekleştirdi.  Şili’de 2019’da başlayan halk protestoları, ülkede belirli aralıklarla devam ediyor. Ekim 2019’da başlayan eylemlerde şimdiye kadar 23 kişin hayatını kaybetti. Şili’de yaşanan eşitsizliğe, adaletsizliğe ve yoksulluğa karşı bu kitlesel protestolarda polisin aşırı güç uygulaması tepkileri ve eylemler daha da artırdı. 1 yıl boyunca ara ara devam eden eylemlerde 8 bin 575 insan hakları ihlali tespit edildi buna karşın sadece 16 polis görevden alındı.

Haziran ayında ise artan işsizlik ile hayat pahalılığı üzerine Lübnan halkı sokaklara çıktı. 26 Kasım’da ise Hindistan'da, milyonlarca işçi, emekçi, Covid-19 önlemlerinin alınmaması sebebiyle salgınının işçi ve emekçiler arasında büyük yıkıma neden olduğunu söyleyerek greve çıktı.

TRUMP İKİNCİ DEFA BAŞKAN SEÇİLMEDİ!

ABD’nin 2016 seçimlerinde Demokrat aday Hillary Clinton’ı mağlup ederek başkan seçilen Donald Trump, ikinci kere girdiği başkanlık yarışını kaybetti. 3 Kasım 2020’de yapılan başkanlık seçimini Joe Biden kazandı. Black Lives Matter eylemleri, Trump’ın göçmen karşıtlığı, diplomatik ilişkilerde ABD’nin fabrika ayarlarına uygun olmayan hamleleri ile bir dönem kapandı. Birçok kişi ABD’nin müesses nizama geri döndüğünü kaydetti. Covid-19’dan dolayı uzaktan oy verme işlemi yöntemi uygulanan seçim, ABD tarihinde rekor oy kullanımına ulaştı.  Trump ise sonuçlara itiraz etti. Fakat Trump’ın bazı itirazları yeniden sayımla sonuçlansa da genel tabloyu değiştirmedi. Biden 306 seçici delege kazanırken Trump 232’de kaldı. Henüz görev süresi dolmayan Trump ara ara hala seçimin hileli olduğuna dair iddialarını Twitter’da gündeme getiriyor.

BERAT ALBAYRAK GİTTİ, REFORM DEĞİL TUTUKLAMALAR BAŞLADI

Dünya Amerikan seçimlerini konuşurken Türkiye’de 8 Kasım’da Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, resmi Instagram hesabından istifa ettiğini duyurdu. Olay ilk başta hacklenme sanılsa da uzun bir sessizliğin ardından AKP hükümeti makamları olayı doğruladı. Bu olaydan bir gün önce yani 7 Kasım’da Merkez Bankası Başkanı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile değiştirilmişti. Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal görevinden alınarak, yerine eski maliye bakanı ve son olarak Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı yapan Naci Ağbal getirildi. Piyasalar Albayrak’ın istifasına olumlu tepki verdi ve TL değer kazandı ama döviz belli bir süre sonra yine yükselmeye devam etti. Ağbal piyasa beklentisi çerçevesinde faizi yükseltti ama bu hamleler var olan kırılganlığı yapısal anlamda ve uzun süreli etkilemedi.

TÜRKİYE’DE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

Albayrak’ın gitmesi ardından AKP içinde çözülmelere dikkat çekilirken ABD’nin S-400, AB’in ise Doğu Akdeniz yaptırımı öncesi hukuksal reformlardan söz edilmeye başlandı. Fakat bu açıklamalardan kısa süre sonra sadece 1 hafta içerisinde 1000’i aşkın HDP ve DBP yöneticisi gözaltına alındı. Türkiye yargısı son olarak DTK eşbaşkanı Leyla Güven’e yargılandığı davadan 22 yıl ceza vererek tutukladı. AİHM Büyük Daire Başkanlığı’nın 4 yıldır tutuklu bulunan HDP eski eş başkanı Selahattin Demirtaş için verdiği “Derhal serbest bırakılmalı” kararı ise bizzat Erdoğan tarafından “karar bizi bağlamaz” sözleri reddedildi.

13 Aralık gecesi Irak'ın kuzeyinde Peşmerge ile PKK arasında yaşanan çatışmalar ise devam ediyor. Türkiye ise peşmergeyi destekleyen açıklamalar yapıyor.

Dünya 2020’yi önceki yıllarda olduğu gibi felaketler, savaşlar ve siyasi çekişmelerin yanı sıra milyonlarca sivilin hayatını kaybetmesi ile bitiriyor. Başta Türkiye olmak üzere halklar için yoksulluk, baskı ve zulüm devam ederken halklar ise 2021’e de direnerek giriyor.