Avrupa’nın insan kaçakçılarıyla mücadelede işi zor

Bu yılın ilk 4 ayında rekor sayıda mültecinin Akdeniz’de yaşamını yitirmesi, insan kaçakçılarıyla mücadelenin önemini hatırlattı.

Bu yılın ilk 4 ayında rekor sayıda mültecinin Akdeniz’de yaşamını yitirmesi, insan kaçakçılarıyla mücadelenin önemini hatırlattı. Ancak Avrupa polis ve yargısının şebekelerle mücadelede bir dizi zorluklar yaşadığı ve bunların aşılmasında pek başarılı olamadıkları görülüyor.

Bu yılın ilk üç ayındaki katliamlar dikkate alındığında, Akdeniz üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışan her bin mülteciden 48’i yaşamını yitirdi.

Avrupa Birliği (AB) ülkelerine geçtiğimiz yıl içinde 664 bin kişi iltica başvurusunda bulunurken, bu kişilerin neredeyse tamamı insan kaçakçısı şebekeler aracılığıyla hedefledikleri ülkelere geldiler. İnsan kaçakçılarının özellikle Akdeniz’deki faaliyetleri dikkat çekiyor ve büyük çaplı örgütlenmelerden ziyade bağımsız hareket eden binlerce farklı grubun varlığından söz ediliyor.

İnsan kaçakçılarının bazıları farklı ülkelerde seyahat acentası adı altında faaliyet yürütürken, Türkiye’de Facebook üzerinden dahi ‘tüm Avrupa ülkelerine’ sloganıyla şebekeler örgütleniyor. Avrupa ülkelerine gitmek için mültecilerin kişi başına 3 ila 7 bin Euro arasında ödediği ve bu ücretlerin 8 yaşın üstündeki çocuklardan dahi alındığı biliniyor.

Alman Kriminal Dairesi (BKA) uzmanlarından Markus Pfau’ya göre, bazı şebekeler polis tarafından yakalanan mültecilere istedikleri ülkeye götürmeye garantisi dahi veriyor.

HİYERARŞİK DÜZENİ OLMAYAN KÜÇÜK YAPILAR

İnsan kaçakçılığını birbirine hiyerarşik olarak bağlı olmayan, strüktüre olmuş küçük şebeke ağlarından oluşması da dikkat çekiyor. Şebekelerin her biri gidilen istikametteki bir güzergahın geçilmesinden sorumlu ve bu şekilde polisiye önlemlerden etkilenme risklerini de azaltıyorlar.

Libya başta olmak üzere Kuzey Afrika’dan İtalya ve Yunanistan gibi ülkelere yapılan insan kaçakçılığı ise dramatik sonuçlarına rağmen engellenemiyor. Kimi gemilere bine yakın mülteciyi bindiren şebekelerin en düşük ücretle dahi milyonlarca euroluk gelir ettikleri ve bunun için de yüzlerce kişinin hayatını tehlikeye attıkları biliniyor.

MÜLTECİLER KENDİLERİNİ ŞEBEKELERE BORÇLU MU HİSSEDİYOR?

Şebekelerin geçiş ücretlerini peşin alması nedeniyle finansal takip yapılması neredeyse imkansız iken, mültecilerin tanıklıklarının da yeterli olmadığı kaydediliyor.

Ayrıca birçok mültecinin ülkesinden kaçmasına yardımcı olduğu için kendilerini insan kaçakçısı şebekelere borçlu hissetmeleri de Avrupa’daki soruşturmaları zorlaştırıyor. ‘Bir İnsan Kaçakçısının İtirafları’ başlıklı kitaba imza atan İtalyan yazar Giampolo Musumeci’ye göre de, birçok mülteci şebekelerin ‘kendilerine sunduğu hizmetten dolayı müteşekkir’ ve tanıklık yapmak istemiyorlar.

HER ŞEBEKENİN MÜŞTERİSİ  KENDİ ÜLKESİNDEN

İnsan kaçakçılığına karşı mücadeledeki en önemli sorunlardan biri ise, şebekelerin genellikle vatandaşı oldukları ülkelerin insanlarına yönelik olarak çalışmaları. Yine Avrupa ülkelerinde yaşayan üçüncü ülke vatandaşlarının geride bıraktıkları akrabalarına yardım etmeleri de önemli bir zorluk olarak görülüyor. Bunun da Avrupalı soruşturma ekiplerinin işini zorlaştırdığına dikkat çekiliyor.

Interpol Genel Sekreteri Jürgen Stock tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir basın açıklamasında da, şebekelerle mücadelenin sadece Avrupa ülkelerinin yürütülemeyecek kadar zor olduğuna vurgu yapılmıştı. Şebekelerle mücadele için üçüncü ülkelerin polis ve yargısının işbirliğinin gerekli olduğunun altı çizilmişti.

Libya başta olmak üzere şebekelerin aktif olduğu ülkelerin neredeyse tümünün kriz, çatışma veya ekonomik sorunlarla boğuşması da, uluslararası bir işbirliğinin önündeki en önemli engel.