Moldova’da AB referandumu: Müdahale mi oldu?

Moldovalılar AB’ye üyelik ilkesine ilişkin yapılan referandumda, uzun süre “hayır” oyları önde iken, sonuçlara göre “evet” oyları kıl payı kazandı. Moskova’ya göre oy sayımında “anormallikler” var. AB yanlısı cumhurbaşkanına göre de dış müdahale var.

Pazar günü  yapılan referandumda “hayır” tarafının uzun süre önde gitmesinin ardından, pazartesi sabahı “evet” oyları bin oy farkla (yüzde 50,28) birinci geldi.

AB yanlısı politikalar izleyen Cumhurbaşkanı Maia Sandu için bu sonuçlar sarsıcı oldu ve imajını zedeledi. Cumhurbaşkanı gece yarısı verdiği ilk resmi tepkide “demokrasiye yönelik eşi benzeri görülmemiş bir saldırıyı” diye kınadı ve “teslim olmayacağını” belirtti.

Sandu, “Ulusal çıkarlarımıza düşman yabancı güçlerle birlikte hareket eden suç grupları, ülkemizi belirsizlik ve istikrarsızlığa hapsetmek için on milyonlarca euro, yalan ve propaganda ile ülkemize saldırdı” dedi. 

Kremlin de referandumdaki oy sayımında “anormallikler” olduğu tepkisinde bulundu. Rusya Devlet Başkanlığı Sözcüsü Dmitri Peskov Avrupa yanlısı Moldova Cumhurbaşkanı Maia Sandu'nun, Moldova'nın çıkarlarına düşman “yabancı güçlerle birlikte hareket eden suç gruplarının” seçim sürecine müdahil olduğu yönündeki “ciddi suçlamalarına” ilişkin “kanıt” talep etti.

Referandumla eş zamanlı olarak cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. 52 yaşındaki aday Sandu, birinci geldi ancak seçimler ikinci tura kaldı. 

Referandumdan çıkan bu sıkı sonuçlar dikkate alındığında Sandu'nun 3 Kasım'da yapılacak ikinci turdaki başarısı garanti olmaktan uzak duruyor. İlk turda oyların %42'sini alan Sandu, yine de Rusya yanlısı sosyalistlerin desteklediği 57 yaşındaki eski savcı Alexandr Stoianoglo'nun (%26) oldukça önünde görünüyor. 

Ancak analiste göre Stoianoglo birçok küçük adayın oy rezervlerine güvenebilir. Muhalefet sık sık mevcut iktidarın insan haklarını çiğnemeye hazır olduğu tepkisinde bulunuyor.  Stoianoglo ise böyle bir hükümet karşısında “adaletin yeniden tesis edilmesi” çağrısında bulunurken AB'den Rusya'ya kadar “dengeli” bir dış politika izlemesinden yana tutum gösteriyor. 

Komşu Ukrayna'nın işgalinden sonra Moskova'ya sırtını dönen Maia Sandu, bu stratejisini doğrulamak için AB üyelik ilkesini de referanduma götürme kararı almıştı.