Yazılı bir açıklama yapan Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) Genel Merkezi şunları belirtti: “İnsanlık koronavirüs salgını ile sarsılmış vaziyette. Büyük ekonomik paketler, bin bir türlü önleme rağmen büyük bir hızla yayılan pandemiye karşı rızalık toplumunun düsturları tüm müdahale çabalarına ve yok saymalara karşı hakikat kendi demini sürebilmek adına insanlığa adeta çağrı yapıyor. Pandemi rızasız inşa edilen devlet aklının gerçeği iken cümle varlık ile ikrarlı yaşayama hakikatiyle sınanıyor insanlık!

Nefs deryasında boğulanların inşa ettiği iktidarlar gözle görülmeyen bir zerre ile baş edemeyecek kadar çaresiz kalmış durumdadır. Anayê mezini yok sayan, adeta talan eden ve rızkın kadir kıymetini unutan, lokma pay etmekten sakınan iktidar aklı oluşturduğu bilim dini ile bu virüsü yaratmıştır. Cümle varlığı metalaştırarak adeta pazarlama gayreti içerisine düşen na hak zihniyetin ardılları bulundukları bölgelerle yetinmeyip dünyaya egemen olmanın hesaplarını yapmakta ve yeni sistemler inşa etmeye çalışmaktadır. Korona görme, koklama, tatma diyor. Bizden üç duyumuzu planlı çalan üretilmiş virüs. Bu durum, finans kapitalin kendini pazarlama, etik değerleri olmayan çaresiz bilimciliğin bilgi kuramını dayatma süreci olarak algılanmalıdır. Dünya Auschwitz kampına dönüştürülmek isteniyor. ‘Ya sisteme tabi ol ya da öl’, ‘Ya kendini yalnızlaştır ya da ben öldürerek yalnızlaştıracağım’. Böylesi bir durumda rızaya dayalı toplumlara düşen yaşadığımız her mekanın ve her canın kadir kıymetini bilerek dayanışmaktır.

Bu manada; aşikare olan şudur koronavirüsü hastalıklı, rızasız finans kapital sistemin bilim dini’nin ürettiği ve kendisini yeniden inşa etmek istediği bir bio-politik savaş argümanıdır.

Peki bu senaryolar bizlere dayatılan evde kal çaresizliği çözüm üretme kapasitesi barındırıyor mu? Gözlemlediğimiz kadarıyla tüm bilim kendini sağlık çalışanlarının emektar ellerine bırakmış. Bir dönem korku üretmekten başkaca bir iş yapmıyor. Dezenfektanla doğa daha fazla kirletiliyor. Lakin halen bu konuda da sorumlu bir açıklama yapılmamıştır. DSÖ pazarlayacağı aşı peşinde iken dünya halklarının sağlığına dair biçareliğini, finans kapitale olan hizmetine sunmaktadır. Hastalığın oluşum ve yaşama koşulları halen belirlenmiş değil. Tüm yük bundan sorumlu olmayan halkların omuzuna yüklenmekte. Ne olacağını bilen sakin olun çağrısı çok yapay görünüyor.

Türkiye aynı şekilde virüsün yayılma hızını manipüle eden bir çizgide ilerliyor. İzlediği yöntemler Diyanet üzerinden dua ile geçiştiren gerçeğe gözlerini kapatan, Sağlık Bakanı açıklamaları özgüven barındıran bir kofluk ile halkın karşısında boşa zaman harcamaktadır. Cezaevleri bir trajedi doğurmak üzeredir. Düşünülen af meselesi eşit yaklaşımı gözetmiyor. Çocuk istismarcılarını, uyuşturucu tüccarlarını, kadın katillerini kapsama alan kanun devletin asıl kendine karşı işlediği suçları affedebilirken, yine siyasi tutsaklar kapsam dışında tutulmak istenmektedir. Emekçiler halen burun buruna çalışmakta. Ekmek parasına hayatlarını ortaya koymaktadırlar. Basın sahih bilgiye ulaşmakta zorlanmakta ve tehdit edilmektedir. İşsizlik durumu ile karşı karşıya kalan halka bütçe yerine, işverene çalışan bir hazine büyük umutsuzluk yaratmaktadır.

İnsafa bırakılamayacak bir süreç ile karşı karşıya olan biz halklar; tüm sosyal alanlarımızı ve yapılarımızı toplum ve doğa sağlığı için seferber etmek ve toplumsal dayanışmayı, tüm merkezi düşmanlaştırma politikalarına karşı dayanışmaya dönüştürmek zorundayız. Unutmayalım ki, dayanışma türlü haldedir ve bizler cümle varlığın rızkını gözeten, yol üstü geçtiği yerlere dahi börtü böceğin hakkıdır diyerek lokma bırakan bir düşün dünyasından besleniyoruz.

Demokratik Alevi Federasyonu olarak tüm yönetimlerimizin, üye ve dostlarımızın toplumsal dayanışmada her alanda aktif rol üstlenmelerinin toplumsal direncimiz açısından hayati bir önemi olduğunu bir kez daha belirtiyor ve bugün itibariyle darda ve zorda olan canlarla dayanışmaya yönelik ‘Kardeş Aile’ kampanyasını başlatıyoruz.

Unutmamalı ve dayanışma gücümüzü küçümsememeliyiz.

Dünyanın en güçlüleri yaratıkları mikroskobik bir virüse teslim olmuşken, Xızır’ı gayretin ne kadar önemli olduğunu birbirimize Xızır olarak ve doğaya / yaşama şifa olacağımızı açığa çıkartabileceğimiz bir zamandayız.”

İletişim Bilgileri; 

Almanya; 

+49 176  45 99 32 64

İsviçre; 

+41 78 724 49 35

Fransa; 

+33 768 10 45 42

Viyana;

+43 660 49 61 400