Medya Mawa 26 yıl hiç durmadı

YJA STAR Komutanlarından Medya Mawa (Emine Kaya), genç yaşta katılıp 26 yıl Heftanîn’den Dersim’e kadar mücadele etti. Bagok’ta 30 Eylül 2018’de şehadete ulaştı.

“Ülke sevdası filizlendi yürekte

Güneşin aydınlığı yansıdı gözlere

Rüzgar özgürlük serpti dört bir yana

Toprakta ruh buldu

Yağmurun bereketiyle can oldu

Can cananı bulunca adı özgürlük oldu.”

Kürdistan özgürlük mücadelesine 26 yılını adayan Medya Mawa, Mardin’in Blaxşe köyünden ayrılışıyla başlayan bu uzun mücadele maratonunu tüm samimiyeti ve sadeliğiyle gerilla kameralarına anlatıyordu.

Medya Mawa (Emine Kaya), Mardin-Batman arasında bulunan Gercüş’e bağlı bir dağ köyü olan Blaxşe’de dünyaya gelir. Yurtsever olan bir aile ve köy ortamında büyür. 1990’lı yılların başlarında Kürt halkına uygulanan zorla göç politikları, on binlerce köyün yakılması ve katliamlara karşı Kürdistan’da halk serhildanları dalga dalga yayılırken Medya Mawa’nın doğduğu toprakları da etkisi altına alır ve bu süreçte gerilla saflarına toplu katılımlar olur. Henüz çok genç yaşta olan Medya Mawa, gerillaya katılma kararı alır. Bu kararını erkenden yaşama geçirmesinde yine aynı köyden katılan üç gerillanın köylerinin yakınında şehit düşmesi etkili olur. Aynı köyden 6 genç kadın, ikisi aynı zamanda akrabası olan 8 arkadaşıyla birlikte 1992’nin soğuk bir Mart gecesi evlerinden çıkarak Kürdistan dağlarındaki özgürlük mücadelesine ilk adımlarını atarlar.

YALIN AYAK BAŞLAYAN YOLCULUK

Evlerinden terlikle çıkarlar ikin genç kız. Köyden çıkar çıkmaz terliklerini de karın üzerinde bırakarak yalın ayak başlarlar Kürdistan’daki zorlu mücadele yürüyüşüne. Medya Mawa, gerillaya ilk katıldığı güne dair unutamadığı anları şu şekilde anlatıyordu: “1992 kışı diğer yıllara göre daha fazla kar yağmıştı ve katıldığımız zaman köyün etrafını çok kar tutmuştu. Gerillaya katılırken; gerilla her zaman karın yağmurun altında aç-susuz yürür, hiçbir zorluk gerillayı etkilemez, diye düşünerek kendimizi bu şekilde şartlandırmıştık. Köyden ayrıldığımız gece, ben ve bir arkadaşım daha ikimiz de evden terlikle çıkmıştık. O kadar kara rağmen terlikle geldik ve bu şekilde köyün dışına kadar çıktık. Köylüler ve annelerimiz gidişimizi duymuşlardı bu nedenle hızlıca köyden çıktık. Evden terlikle çıkan arkadaşım ve ben daha sonra terliklerimizi de çıkarıp karda bırakarak yola devam ettik, yani çıplak ayakla yürüdük. İki-üç saat yürüdükten sonra arkadaşlara söyledik yalın ayak olduğumuzu. Arkadaşlar şaşırıp neden söylemediğimizi sorduklarında ‘Gerilla böyledir, ayakkabısız da yürür. Yok, onun için böyle yürüdük’ dedik.”

15 GÜNLÜK EĞİTİMLE 44 GÜN DİRENİŞ

Katılım yaptıktan kısa bir süre Botan’da kalıp daha sonra yeni savaşçı eğitimi almak için Heftenîn alanına geçen Medya, ilk gerilla kıyafetlerini ve ilk silahını burada alır. Yine burada ilk gerillacılık ve savaş deneyimini yaşar. Heftenîn’de 1992’de başlayan Güney Savaşı’ndan bahsederken, çoğunluğu yeni savaşçı olmasına rağmen özellikle genç kadın gerillaların savaşa katılımından ve şehit olan arkadaşlarından etkilendiğini belirten Medya, bundan sonra yürüttüğü mücadelenin temelindeki en önemli etkenlerden birinin buradaki gençlerin direnişi olduğunu vurguluyordu. Medya buradaki ilk gerillacılık dönemine ait duygu ve düşüncelerini şöyle dile getiriyordu: “Yeni katıldığımız için Parti ideolojisi ve felsefesini tam olarak tanımıyor olmamıza rağmen halkın o dönemki ‘Direnişe evet, teslimiyete hayır, direnişi yükseltelim!’ sloganını doğru anlamıştık. Bu savaşa katılan arkadaşların çoğu beraber geldiğimiz yeni savaşçılardı. Bazı arkadaşlarımız şehit olduğunda en çok etkilendiğim şey onların direnişi, savaşa katılımları, cesaretleri, PKK’ye, Kürt halkına ve Önderliğe bağlılıkları oldu. İlk adımımda ve sonrasında, onların devamcısı olarak başarılı bir yürüyüş ve direnişin ortaya çıkmasında bu ruhları etkili oldu.”

Bu savaşta Bakur ve Başûrê Kurdistan sınır hattında ilk defa bir çatışmaya girdiğini dile getiren Medya Mawa, yeni savaşçılık sürecine ilişkin şunları anlatıyordu: “Kuzey’den faşist Türk ordusu, Güney’den ise KDP saldırıyordu. Çoğumuz yeni savaşçıydık ve henüz 15 günlük bir silah eğitimi almıştık. Kısa bir eğitim fakat büyük bir direnişle 44 güne yakın süren savaşın sonunda geri çekilerek Botan’a gittik”

İLK KAPSAMLI EYLEMİ MARİNOS KARAKOLU

Başûr savaşının ardından Botan alanına dönen Medya Mawa, Botan’ın Beytüşşebap, Gabar, Mawa ve Cudi alanlarında kalır. Gerillada katıldığı ilk kapsamlı eylemin Marinos Karakolu eylemi olduğunu dile getiren Medya, şunları paylaşıyordu: “1993 yılında savaş üstünlüğü gerillanın elindeydi. Cudi, Gabar ve Besta’daki hareketli tabur ve takımlar Kato Marinos’ta, Marinos Karakolu üzerine hamle başlatmak için Beytüşşebap’a toplanmıştı. Yaklaşık 180 arkadaşla birlikte biz de bu hamleye katıldık; hem karakolu vuracak hem korucu köyüne baskın yapacaktık. Karakol eyleminin koordinesi Heval Adıl’dı. Heval Sozdar’ın hareketli takımı da gelmişti. Takım komutanımız Dilan Derik arkadaştı. Bizim timimiz köye inecek, korucular eğer bizimle savaşırsa savaşacak, savaşmazlarsa silahlarını alacaktık. Korucuların silah bırakmasıyla silahlarını alıp karakolun önünden döndük. Karakol eylemi de başarılıydı. Tüm karakol düştü. Karakol kaldırıldığında halk çok mutlu oldu. İlk defa köylüler damlara çıkıp ‘tilili’ çektiler. Köyden geçerken bizi karşıladır. Bir evin önünden geçerken, bir ana gelip bize su verdi, köylüler ceviz kırıp bize veriyordu. Korucular silah bırakmış, köyün kontrolü bizim elimize geçmişti. Bu karakol eyleminde saldırı gurubunda yer alan Xanım Siperti ve Şoreş arkadaşlar şehit oldu. Kato Marinos’ta her iki arkadaşın mezarlarını yan yana yaptık.”

ÖNDERLİK SAHASINDA EĞİTİM

Rojava sahasına 1997’de geçerek 97-98 yıllarında Mahsum Korkmaz Parti Merkez Okulu’nda eğitim görme şansını yakaladığını belirten Medya Mava, Öcalan ile tanışma ve kendisinden eğitim aldığı sürece ilişkin, şunları dile getiriyordu: “Önderlik sahasının her yönü insan eğitmeye dönüktü. Özellikle bir kadın için daha geniş bir eğitim kapsamı vardı. Spordan okuma-yazma ve üslup-hitabete, insan ilişkilerinden yaşamı güçlü bir şekilde gözlemlemeye kadar her konuda, her davranış eğitiliyordu. Bu eğitim zeminini bize Önderlik sunuyordu. Önderlik okulda olmadığı zamanlar bile her şey onun fikirlerine, sistemine göre işlerdi. Bu eğitimden aldıklarıma nasıl layık olacağım ve güven konusunda eğittim kendimi. Yaptığın her şeye inanmak, inanarak yapmak üzerine çok yoğunlaştım. Bizim için yaşamın her anı eğitimdi.”

KÜRDİSTAN GERİLLASIZ KALMAMALI

Eğitim sürecinin ardından Kandil, Behdinan, Zagros gibi Medya Savunma Alanları’nın birçok farklı yerinde pratik yürüten Medya Mawa, 2003’te tekrar Bakurê Kurdistan’a/Dersim’e giderken yaşadığı yol sürecindeki düşüncelerini şöyle aktarıyordu: “2003 yılında Dersim’e gitmek için Tendürek’ten geçerken Kawa arkadaşımız şehit oldu. 94’te Tendürek’te şehit olan arkadaşların Heval Kawa’ya vasiyetleri ‘Tendürek hiçbir zaman gerillasız kalmasın, her zaman Tendürek’te gerilla yaşasın’dı. Bu aynı zamanda hepimizin vasiyeti olmalı; Kürdistan dağları hiçbir zaman gerillasız kalmamalı, ne olursa olsun gerilla dağda olmalı.”

GERİLLA VE DOĞA BİRDİR

Çok genç yaşta özgürlük mücadelesine katılıp ömrünün iki katını Kürdistan dağlarında gerilla olarak yaşadığını anlatan Medya Mawa, doğup büyüdüğü köyün de dağlık bir alanda olması nedeniyle hiçbir zaman dağa yabancı olmadığını, ancak dağda yaşamın ve yaşam kurmanın farklı olduğunu dile getirirken, gerilla yaşamına ilişkin duygularını şu şekilde ifade ediyordu: “Gerilla yaşamında her zaman doğayla yaşamak var, nasıl doğa renklerle kendini açıyor, yaşıyorsa; gerilla da farklı bir renk veriyor bu doğaya. Gerilla ve doğa bir olmuş artık. Kürdistan dağları asla gerillasız yaşayamaz, gerilla da Kürdistan dağları olmadan yaşayamaz, çünkü her ikisinin de hakikatinde özgürlük, eşitlik, renklilik, güzellik var. Gerillanın özünde ve felsefesinde de bunlar var. Sevgi ve saygı duyma var. Bu nedenle gerilla yaşamını doğanın bir parçası olarak ele almak lazım, birbirinden bağımsız ele alınamaz. Doğanın değerini bilmenin de farklı bir anlamı var. Bu nedenle bence hiçbir kadın, gerilla yaşamı dışında bir yaşamı tercih etmemeli, çünkü herşey burada. Gerilla yaşamının tanımı yapılmadı aslında, ‘gerilla yaşamı’ denilince ‘özgür yaşam’ geliyor insanın aklına. Özgür bir yaşamın tanımını yapmak da biraz zahmetli, yaşamak lazım; ancak gerilla bu yaşamı anlamlı kılabilir ve bu nedenle tarif edilemez.”

KADIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİYLE TANINMA

PKK’de kadın ordulaşmasının başlangıcından günümüze bir kadın gerilla ve öncü bir komutan olarak bu sürecin içerisinde bizzat yer alan Medya Mawa, kadın özgürlük mücadelesinin kendisinde yarattığı değişim ve dönüşümü şöyle özetliyordu: “PKK’ye katılırken ‘Kürdistan sömürgedir, Kürdistan’ı kurtaralım’ diye düşünerek katılmıştık. Fakat PKK’de kadın özgürlük mücadelesiyle her şeyden önce kendimi tanıdım. Yani Önderlik, bizi bize tanıttı aslında. Önderliğin tüm çabası buydu, ‘Öncelikle kendinizi tanıyın’ diyordu ve kendimizi tanımamız için verdiği çabanın sonucu çözümlemeler geliştiriyordu. Biz de Kürt toplumundan, feodal aile yapılarından ve sömürge bir ülkeden geliyoruz. Gelirken zihniyetlerimiz, irademiz üzerinde bir kırılma yaratmış bunlar. Bir ülkede eğer insan olarak varlığın yoksa; bir ülken var ama sen orada kimliksizsin. Bu nedenle PKK ve kadın özgürlük mücadelesiyle bir kadın olarak önce kendimi tanıdım. Ben neyim, kimim, nasılım, nasıl yaşamalıyım?.. İnsanı tanıyarak, yaşamı tanıyorsun, yaşam sevgisini görüyorsun, yaşamın binlerce yılda nasıl kurulduğunu tanıyorsun, insanın tarihte nasıl bir rol oynadığını öğreniyorsun, kadının tarihte nasıl bir öncülük rolü oynadığının farkına varıyorsun. Doğa nasıl korunur? Doğa sevgisi nedir? Br çok şey değiştiriyor insanda. PKK’de özellikle de kadın hareketinde her zaman yeni bir akışkanlık var. Önderlik, ‘Jin, jiyan e’ derken bunu söylüyor. Kadın her zaman kendini yeniliyor. Her zaman değişim dönüşüm içerisinde. Bunların hepsini kadın mücadelesiyle öğrendik. Toplumu tanıma, toplumun temelini kadının oluşturduğunu ama mevcut sömürgeciliğin, iktidarın kadını nasıl bu emeğinden mahrum bıraktığını bu mücadelede öğrendik.”

GERİLLA OLMANIN ONURU YAŞANMALI

Medya Mawa, 26 yıllık gerilla yaşamına başladığında henüz doğmamış olan, ancak şimdi birlikte omuza omuza mücadele yürüttüğü genç yoldaşlarını gülerek şu şekilde anlatıyordu: “90’lı yıllarda doğmuş ve şimdi birlikte mücadele verdiğimiz genç arkadaşlara anlattığımızda şimdi belki onlara film gibi geliyor, bazı şeyleri duyduklarında ‘bunları filmlerde bile duymadık’ diyebiliyorlar. Bu nedenle Kürdistan coğrafyasını, gerillacılığı, Kürdistan özgürlük mücadelesini ve bu coğrafyada yaşanan katliamları anlatmak lazım. Şimdi gerillaya katılan arkadaşların 92-94’lerde köyleri yakılmış, zorla göçertilmişler, metropollerde büyümüşler ve gelmişler. Bazıları köylerini bile görmemiş, bilmiyor ama ben köylerini gördüm, gerilla olarak gittim, köyleri yakıldığında gördük, hepsine tanık olduk. Köyleri yakıldığında bu arkadaşlar daha dünyaya gelmemişlerdi belki. Bu nedenle yeni kuşaklara bunları anlatmak bizim sorumluluğumuz ve öncelikli görevimiz. Her arkadaş Kürdistan’ın güzelliğini yaşamalı; Botan’ı, Cudi’yi, Dersim’i, Zagros’u görmeli. Her Kürt genci gerillacılığı yaşamalı, gerilla olmanın onuru farklı bir şey. Yaşam için savaşıyorsun; özgür bir yaşam kurmak için dağlardasın ve nasıl yaşaman gerektiğini ancak bu dağlarda öğrenebilirsin.”

ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ARAYANIN KIBLESİ

PKK’yi tüm insanlık için yeni bir diriliş, yeni bir ruh olarak tanımlayan Medya Mawa, son olarak PKK’yi “Özgürlük isteyen insan PKK’ye gelebilir. Özgürlüğün mekanıdır PKK. Özgürlüğünü arayan insanın kıblesidir” şeklinde dile getiriyordu.

YJA STAR Komutanlarından Medya Mawa (Emine Kaya) geçtiğimiz yıl 30 Eylül günü Mardin’in Bagok alanında işgalci Türk ordusunun başlattığı operasyon sırasında HPG gerillası ve mücadele arkadaşı Akif Bagok (Mahmut Özdemir) ile birlikte şehadete ulaştı.