TUAY-DER kampanyasını sürdürüyor

Marmara TUAY-DER, siyasi tutsakları kapsam dışı bırakan infaz düzenlemesi Meclis’ten geçmesine rağmen kampanyasını sürdürüyor.

Marmara TUAY-DER’den Ronahi Kalkan, koronavirüsü salgınından dolayı tehdit altında olan siyasi tutsaklarun durumlarına dikkat çekmek amacıyla sosyal medyadan yürüttükleri kampanyanın, yasa bu haliyle onaylansa da büyütüleceğini söyledi.

Koronavirüsü salgını tüm dünyada etkili olmaya devam ederken Kürdistan ve Türkiye'de de hasta ve hayatını kaybedenlerin sayısı artıyor. Virüs tehdidi altında olan hapishanelerde bulunan siyasi tutsakların durumlarına ilişkin ise halen olumlu bir adım atılmış değil. Tutsak yakınlarının ve sivil toplum örgütlerinin çıkarılacak olan infaz yasasındaki düzenlemenin siyasi tutsakları da kapsaması yönündeki çağrıları ve mücadelesi devam ediyor. Tutuklu ve Hükümlülerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER) öncülüğünde sosyal medya üzerinden imza ve benzeri kampayalar yürütülüyor.

TOPLU ÖLÜM EVLERİ Mİ OLSUN?

ANF’ye konuşan Marmara TUAY-DER’den Ronahi Kalkan, sosyal medya üzerinden hapishanelerdeki siyasi tutsakların durumlarına dikkat çekmek ve infaz yasasının kapsamı dışında kalmamaları için yürüttükleri kampanya hakkında bilgi verdi. Kalkan, şunları paylaştı: "Cezaevleri yangın yerine dönüyor. Aileler çocuklarından haber alamıyor. İnfaz yasasını protesto eden tutsaklar başka cezaevlerine gönderiliyor ve aileleri ile görüştürülmüyorlar. Bunları duyunca bizler de haklı olarak endişe duyuyoruz. Zaten cezaevleri yapı itibariyle yaşam koşullarının zor olduğu yerlerdir. Endişelerimiz giderek artmakta. Özünde hiçbir tutsak ayırt etmeksizin, yaşam hakkının kutsallığını baz alarak cezaevlerinin boşaltılmasını istedik. Sonradan ceza infaz yasasının ayrımcı tutumu nedeniyle 'infazda eşitlik' sloganıyla kampanyamıza yön verdik. Kampanyamız sosyal medya üzerinden başladı ve devam etmektedir. Hatırı sayılır bir ses getirdi bu dayanışmamız. Amacımız ölümlerin olmaması ve bu salgının cezaevlerini toplu ölüm evleri haline getirmemesidir."

HERKESTEN EMPATİ BEKLİYORUZ

Yaşamın kutsallığı için her çalışmanın değerli olduğunun altını çizen Kalkan, şöyle devam etti: “Amacımız daha büyük ve etkili kitleler üzerinden kamuoyu oluşturmaktır. Tabi büyük destekler de alıyoruz. Biz herkesten anlayışlı olmalarını ve empati kurmalarını istiyoruz. Kampanyamıza desteklerini bekliyoruz. Bizler kutsal olan yaşam hakkını savunuyor ve tutsaklar özgür oluncaya kadar bunu haykırmaya devam edeceğiz. Elbette ki bizler hiçbir zaman pes etmeyeceğiz. Yasa bu haliyle Cumhurbaşkanı tarafından onaylansa da mücadelemizi demokratik bir çerçevede büyüteceğiz. Bunun uluslararası bir insan hakkı olduğunu biliyoruz. Bu yüzden de dünyanın neresinde olursak olalım bu hakkı elde etmek için mücadele kararlılığı içerisinde olacağız.”

KAMPANYAYI SAHİPLENSİNLER

Salgın nedeniyle demokratik eylemler yapamadıklarını dile getiren Kalkan, şunları ekledi: “Bir protesto eylemi veya herhangi bir basın açıklaması dahi yapılamıyor. Bu nedenle bugün bu çalışmanın en büyük ayağını sanatçıların, siyasetçilerin, aydın ve yazarların üstlenmesi gerekiyor. Gerek sosyal medyada sesimize ses olarak gerekse de Türkiye ve Avrupa'nın her alanına sesimizi ulaştırarak özgür yarınları elde etmemizi sağlayabilirler. Bu anlamda tüm siyaset, sanat, sendika, aydın, yazar, basın ve yayın çevrelerinin aydınlık yarınlar için kampanyamızı sahiplenip destek olmalarını ve büyütmelerini bekliyoruz."