15 Ağustos’tan özyönetim direnişine

15 Ağustos 1984’ün Kürt tarihi açısından bir milat olduğu, faşist-soykırımcı rejim altında yok oluşa gidiş sürecine “Dur” denilerek özgürce var oluş sürecinin başladığı açıktır.

Kürtler her yerde 15 Ağustos Devrimci Atılımını kutluyor. 15 Ağustos 1984 Eruh ve Şemdinli eylemlerinden bu yana geçen otuz üç yılın derslerini çıkarmaya çalışıyor. Ağustos ortası aynı zamanda 24 Temmuz 2015 faşist-soykırımcı saldırganlığına karşı başlayan demokratik öz yönetim direnişinin de yıldönümü oluyor. Varto’dan başlayan öz yönetim direnişlerinin ikinci yıldönümü yaşanıyor. Dolayısıyla Kürt miladı olan 15 Ağustos gerilla atılımının otuz üçüncü yıldönümü ile, gerillanın dağdan şehre inmesini ifade eden ve ikinci 15 Ağustos anlamında olan özyönetim direnişlerinin ikinci yıldönümü birlikte kutlanıyor. Nasıl ki 15 Ağustos gerilla atılımı 12 Eylül faşist-askeri rejimini yenilgiye uğrattıysa, demokratik özyönetim direnişlerinin de AKP-MHP faşizmini mutlaka yeneceği kanaati tüm Kürtlerde ve kamuoyunda hakim bulunuyor.

15 Ağustos 1984 Eruh ve Şemdinli eylemlerinden 10 Ağustos 2015’ten itibaren başlayan Cizre ve Sur direnişlerine kadar uzanan süreçteki Kürdistan’ın durumu bütün yönleriyle analiz ediliyor. 15 Ağustos 1984’ten 10 Ağustos 2015’e kadar Kürdistan gerçeği sorgulanıyor. 15 Ağustos atılımının komutanı Agit’ten Sur direnişinin komutanı Çiyager’e, 15 Ağustos kahramanlık atılımının fedai komutanı Zilan’dan Şırnak direnişinin komutanı Zeryan’a kadar Kürt erkeğinde ve kadınında yaşanan değişiklikler irdeleniyor. Köle ve boyun eğmiş insandan özgür ve savaşan insan gerçeğinin nasıl ortaya çıkartıldığı anlaşılmaya çalışılıyor. Köle toplumdan özgür topluma nasıl ulaşıldığı gerçeği bilince çıkartılmak isteniyor.

Agit(Mahsum Korkmaz), aslen Silvanlı olan, ancak Batman’da doğup büyüyen bir Kürt insanı. Lisede öğrenci iken Kürdistan Özgürlük Hareketini tanıyor ve 15 Ağustos atılımının gerilla komutanı olacak bir düzeye kendini ulaştırıyor. Çiyager, Batman’da doğan ve Batman ile Amed’te büyüyen bir Kürt insanı. Öğrenci iken Kürdistan Özgürlük Hareketini tanıyor ve Sur demokratik özyönetim direnişinin komutanı olacak düzeye kendini ulaştırıyor. Demek ki insan isterse ve devrimci bilinç edinirse kendini her bakımdan yeniden yaratabilir ve en üst düzeye kadar görev sahibi kılabilir.

Çok açık ki, kadın cephesindeki durum çok daha ilginçtir. Zilan(Zeynep Kınacı), Malatya’da doğup büyüyen bir Kürt kadını. Hemşire iken Kürdistan Özgürlük Hareketini tanıyor ve 30 Haziran 1996’da Dersim’de herkesi sarsan fedai eyleminin sahibi oluyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan “Zilan komutan, biz onun emir erleriyiz” diyor. Zeryan, Amed’de doğup büyüyen bir Kürt kadını. Öğrenci iken Kürdistan Özgürlük Hareketini tanıyor ve Şırnak öz yönetim direnişinin komutanı olacak düzeye kendini ulaştırıyor. 2005 yazında gerçekleşen “Canlı kalkan eylemi” içinde yer alarak gerillaya katılıyor ve on yıl sonra faşizme karşı en sert ve anlamlı direnişin komutanı haline geliyor.

Buradan şu sonuçları çıkartabiliyoruz. Birincisi, demek ki Kürdistan Özgürlük Hareketi insanı yeniden yaratabiliyor ya da insanın kendi kendini yeniden yarattığı bir yer oluyor. Çok açık ki, köleden özgürlük savaşçısı yaratıyor. Elbette bunun nasıl gerçekleştiği ve neye dayandığı çok önemli oluyor. İkincisi, bu kendini yeniden yaratma sürecinin incelenmesi ve anlaşılması gerekiyor. Kadın ve erkek bir insanı tanımanın en derin bilgileri işte burada saklı bulunuyor. Üçüncüsü, söz konusu gerçekler açığa çıkartıyor ki, kadın-erkek her Kürt genci, eğer isterse kendini bir özgürlük savaşçısı ve komutanı haline getirebilir. Yani bir Agit, Çiyager, Zilan ve Zeryan olabilir. 15 Ağustos gerilla atılımıyla bunun önü açılmıştır, demokratik öz yönetim direnişleriyleyse bu süreç zafer çizgisine girmiştir.

15 Ağustos 1984’ün Kürt tarihi açısından bir milat olduğu, faşist-soykırımcı rejim altında yok oluşa gidiş sürecine “Dur” denilerek özgürce var oluş sürecinin başladığı açıktır. Kürdistan’da Kürtlük ve özgürlük adına her şeyin bu geçen otuz üç yıl içerisinde ya yaratıldığı, ya da yeniden üretildiği tartışma götürmez bir gerçektir. Bugün çağımızın belası olan DAİŞ ve AKP-MHP faşizmine karşı savaşabilen Kürdün bu temelde ortaya çıktığı açıktır. Hem de herkesin kaçtığı bir ortamda DAİŞ faşizmini durduran ve yenilgiye uğratan güç olmuştur. Kürtler maddi açıdan çok, bu süreçte manevi açıdan büyük gelişme kaydetmiştir. Özgürlük ruhu ve bilinci, kadın özgürlük çizgisi, büyük cesaret ve fedakârlık, direniş ve dayanıklılık gibi hususlar bu süreçte gelişmiştir.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, PKK’nin kuruluşu ile başlayan ve 15 Ağustos gerilla atılımı temelinde gelişen süreci hep bir başlangıç ve hazırlık olarak nitelemiştir. Söz konusu hazırlıklar temelinde esas büyük mücadelenin ve gelişmenin daha sonra yaşanacağını belirtmiştir. Şimdi belirtilen söz konusu büyük mücadele ve gelişme başlamış gibidir. DAİŞ karşısında Şengal ve Kobanê zaferleri ile başlayan Rojava ve Başur direnişlerinin Suriye ve Irak üzerinden giderek bir Demokratik Ortadoğu Devrimi haline gelmekte olması bu gerçeğin önemli bir yüzü olmaktadır. 10 Ağustos 2015 tarihinden itibaren başlayan demokratik öz yönetim direnişleri ise söz konusu gerçeğin diğer yüzünü ifade etmektedir. Çünkü Demokratik Ortadoğu Devriminin başarısı ve kalıcı haline gelmesi kesinlikle Türkiye’de Demokratik Devrimin zaferine ve kalıcılaşmasına bağlıdır. Bunu yaratacak olan da Cizre ve Sur direnişleri ile özdeşleşmiş bulunan demokratik öz yönetim direnişlerinin zaferidir.

Bu açıdan 15 Ağustos 1984 atılımının otuz birinci yıldönümünde başlamış bulunan demokratik öz yönetim direnişlerini önemsemek, 15 Ağustos atılımı ile kopmaz bağını kesinlikle görmek ve ikinci 15 Ağustos atılımı olarak ele alıp bu temelde zafere taşımak üzere mücadele etmek gerekir. Hatta demokratik öz yönetim direnişlerini 15 Ağustos atılımının zafer süreci olarak tanımlamak bile yanlış değildir. 15 Ağustos atılımı gerçekleri açığa çıkarmış ve mücadele gücünü yaratmıştır. Dünya gerçeğini, TC gerçeğini, Kürt halkının gerçeğini, dost ve düşman gerçeğini açığa tüm yalınlığı ile çıkartan güç 15 Ağustos Devrimci Atılımıdır. Aynı zamanda başta gençler ve kadınlar olmak üzere Kürt halkının bilinçlenmesini ve örgütlenmesini de yaratarak, özgürlük için mücadele edecek gücü var etmiştir.

Şimdi 15 Ağustos atılımının ortaya çıkardığı bu güç tarafından yürütülen demokratik öz yönetim direnişleri Kürt varlığı ve özgürlüğü mücadelesini zafere taşıyacak yegane güç durumundadır. Nitekim böyle bir karaktere de sahiptir. Şimdiye kadarki yürütülüşünde yaşanan bazı hata ve yetersizlikler söz konusu bu gerçekliği kesinlikle değiştirmez. 2015 Ağustos’unda başlamış bulunan demokratik öz yönetim direnişleri Kürdistan Özgürlük Devrimini kalıca zafere mutlaka ulaştıracaktır. Başlangıcı böyledir, yürütülüşü böyledir ve sonucu da kesinlikle böyle olacaktır. Çünkü Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır’ın belirttiği gibi, faşizme karşı sonuna kadar direniş temelinde yürütülmektedir. Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç’un ifade ettiği temelde yaşanan direniş her zaman gurur vericidir. Sur Komutanı Çiyager’in ifade ettiği gibi sonunun muhteşem olacağı şimdiden bellidir. Şırnak Komutanı Zeryan’ın net olarak belirttiği gibi, direniş daha başlangıcında zafer kazanmıştır.

Kürt halkının söz konusu bilinç ve kararlılıkla özgürlük direnişini geliştireceği ve zafere taşıyacağı kesindir. Bu temelde Komutan Agit ve Zilan şahsında tüm 15 Ağustos kahramanlık atılımı şehitlerini, Varto’da öz yönetim direnişlerinin başlatıcısı olan Ekin Van, Sur Komutanı Çiyager, Cizre Komutanı Axin, Nusaybin Komutanı Xebatkâr, Gever Komutanı İslam ve Şırnak Komutanı Zeryan şahsında tüm demokratik öz yönetim direniş şehitlerini saygı ve minnetle anıyoruz. Amaçlarının mutlaka başarılacağını belirtiyoruz.

YENİ ÖZGÜR POLİTİKA