İran, Kürtlere ‘benim namlum üzerinizdedir’ mesajı veriyor

KODAR Eşbaşkanı Fûad Berîtan, İran rejiminin kolber katliamlarının siyasi bir sorun olduğunu belirterek, "İran rejimi bu politikasıyla Kürt halkına benim namlum her zaman üzerinizdedir mesajı vermeye çalışıyor" dedi.

İran rejiminin 4 Eylül günü Rojhilat'ın (Doğu Kürdistan) Banê kentinde iki kolberi katletmesi sonrası gelişen halk serhildanına ilişkin ANF'nin sorularını yanıtlayan Doğu Kürdistan Özgür ve Demokratik Toplum Kongresi (KODAR) Eşbaşkanı Fûad Berîtan, İran rejiminin son zamanlarda kolberleri katlederek Rojhilat halkının gözünü korkutmaya çalıştığını ifade etti.

İran rejiminin halkı işsizlik ve açlıkla terbiye etme politikasının yeni olmadığını vurgulayan Berîtan, sorunun temelinde Kürt sorununun çözümsüzlüğü olduğunu ve siyasi bir sorun olduğunu kaydetti. "İran rejimi kolberleri katletme politikasıyla Kürt halkına benim namlum her zaman üzerinizdedir mesajı vermeye çalışıyor" diyen Berîtan, her zaman halkın taleplerinin yanında olacaklarını belirterek, "Kürt halkı da plansız ve programsız değildir" dedi.

4 Eylül günü İran rejim güçleri Banê kentinde iki kolberi katletmesi Rojhilat'ta büyük bir serhildana neden oldu. Daha önce de İran rejimi sistematik olarak kolberleri katlediyordu. Ama bu son katliam çok büyük öfkeye neden oldu. Sizce bu Rojhilat halkının bir patlaması mıydı, bunu nasıl okumak gerekir?

İran rejiminin kolberleri katletme politikasının son kurbanları Banê'de iki yurttaş oldu. Rojhilat halkı da İran rejiminin sistematikleştirdiği kolber katliamına dur demek için alanlara çıktı. Bu son derece demokratik, meşru ve haklı bir eylemdi. Bu eylemlerin devam etmesi ve gelecekte de benzer olayların yaşanmaması için sürmesi gerekmektedir.

Kolberlik meselesi ise İran rejiminin politikalarının bir sonucudur. Rojhilat'ın ekonomiden dışlanması, Kürt sorunu, militarize politikalar ve daha birçok baskı politikası Rojhilat'ta kolberliğin bu kadar yaygınlaşmasına neden oluyor. Bu yüzden kolberliği, İran rejiminin inkar ve imha politikalarından bağımsız bir şekilde ele alamayız. Bu siyasi, ekonomik ve toplumsal bir sorundur. Rojhilat'ta ortaya çıkan bu demokratik ve meşru refleksi de toplumun artık mevcut durumu kabullenmemesi olarak ele almak gerekir. Bu İran rejimine karşı bir toplumsal patlamadır. Bir çağrıdır. Herkesin de bu çağrıya ses vermesi gerekiyor. Bu siyasi bir meseledir. İran rejiminin sessizliği de siyasi bir tutumdur.

Bu noktada uluslararası kamuoyunun sessizliğine de değinmek gerekir. Yaşananlar karşısındaki sessizlik ortaklık anlamına geleceği gibi İran rejimini cesaretlendiriyor. Birçok yerde "Neden kolberlik yapılıyor?" gibi soruların sorulduğunu görüyoruz. Bunu sadece ekonomik bir soruna indirgeyemeyiz. İran rejiminin kendisi tarafından geliştirilen bir politikadır. Evet İran rejimi yoksulluk, işsizlik ve çaresizliği Rojhilat halkına dayatıyor. Ama bu bir siyaset, bir politika olarak kullanılıyor. Toplumu her zaman baskı altında tutmak için elinde tuttuğu bir sopa görevi görüyor.

İran rejimi çok eskiden beri kolberleri katlediyor. Ama son aylarda İran rejiminin kolberleri direkt hedef almasının arkasında ne olabilir?

İran rejiminin attığı hiçbir adım siyasetten bağımsız değildi. Rojhilat'ta da özellikle sınır hattında yürüttüğü politikalar da Kürt halkını teslim alma politikalarıdır. Kolberleri katletme de bunun bir parçasıdır. Kürt halkını teslim alma politikalarının bir parçasıdır. İran rejiminin Rojhilat'taki politikalarının tamamı özel politikalardır. Ekonomi, siyaset, toplum, yaşam ve tüm politikaları özel olarak belirlenmiştir. Bugün Rojhilat'ta özel yönetim vardır. Mesela İran, Türk devleti gibi OHAL ilan etmiyor ama fiiliyatta OHAL her zaman vardır. Bu özel politika da her gün sorunları biraz daha derinleştirmeye devam ediyor. Topluma karşı zaman yayılmış bir savaştır.

İran rejiminin bu kadar aleni bir şekilde ve tüm dünyanın gözleri önünde her gün kolberleri katletmesi acaba Kürtlere verilen bir mesaj mı? Çünkü İran rejimi bazen idamlar, bazen tecavüz saldırıları bazen de bu şekilde kolberleri katletmeyle mesaj vermeyi seven bir devlet...

Kürt halkı bugün Ortadoğu'da sahip olduğu ideoloji ve model ile değişimi öncüsüdür. Rojava'da ortaya çıkan durum, Bakûr'daki direniş düzeyi Rojhilat'ı etkilemektedir. İran rejimi de birçok politikasında olduğu gibi kolberleri katletme politikasıyla da özellikle yoksul Kürt halkının gözünü korkutmaya çalışıyor. Benim namlum her zaman üzerinizdedir mesajı vermeye çalışıyor. Evet, eskiden beri kolberlik bir sorun olarak ortada duruyordu fakat diğer parçalardaki halkımızın direnişi ve özgürlük mücadelesi belli bir düzeye ulaşınca İran rejimi de özellikle kolberler üzerindeki baskısını arttırmaya başladı.

Diğer yandan İran rejimi Rojhilat'ın büyük bölümü askeri alana çevirmiştir. Her yere güç yığarak, halkın yaşam alanlarını işgal ederek toplumu nefessiz bırakmaya çalışıyor. Halkın ekin yerleri, pazarları işgal edilmiştir. Bunlar da bir korkunun neticesidir. Dolayısıyla kolberlere yönelik politikayı sadece ekonomik olarak ele almak eksik kalacaktır. Bunun temelinde İran'ın yürüttüğü siyaset var ve bu siyaset de Kürt halkını uzun vadede yok etme politikasıdır.

İran rejimi daha önce kolberliği "yasallaştıma" gibi bir girişimde bulunmuştu. Seçim zamanında Hasan Ruhani'nin de bazı vaatleri olmuştu. Siz bu yerine getirilmeyen vaatleri nasıl görüyorsunuz.

İran'da iş yasası var. Ama kolberliğin hiçbir yasası yok. Bizler KODAR olarak daha önce İran'ın ve Rojhilat'taki ekonomik, toplumsal ve siyasal sorunlara ilişkin bazı önerilerde bulunmuştuk. Kolberlerin durumuna ilişkin de bazı değerlendirmelerimiz vardı. Ama bunların hiçbirinde adım atılmadığı gibi her gün baskı, katletme, işkence etme ve eskisinden beter hale getirme politikaları devam etti. Halkın serhildanı da toplumun bu konuda ne kadar daraltıldığını bir kez daha gösterdi. Bizler bir kez daha bu sorunun parlamentoda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade ediyoruz. Başta kolberlerin sorunu olmak üzere birçok sorun yasal çerçevede rahatlıkla çözülebilir. Mevcut yasalar ekonomik, siyasal, toplumsal ve güvenlik çerçevesinde yeniden ele alınmalı. Bu sorun yasal çerçevede çözülmediği sürece büyüyerek devam edecektir. Bunun yanında yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, bunun hukuki alt yapısının oluşturulması var olan birçok soruna doğal çözüm getirecektir. Bu sorunların sebebi devlettir ve çözmesi gereken de devlettir.

Halkın temsilcisi olarak parlamentoya giren veya kent-vilayet meclislerinde yer alan seçilmişlerin de bu sorunun çözümü için çaba sarf etmesi gerekiyor. Bu sorunu gündeme getirmeleri ve çaba içerisinde olmalılar. Çünkü onlar bu halkın oylarıyla seçildiler. Bu katletme, işkence etme ve baskı keyfiyetçiliğinin ortadan kaldırılması gerekiyor. Öte yandan bu katliama sebebiyet veren kişilerin yargılanması gerekmektedir. İki askerin tutuklanması sorumluların yargılandığı anlamına gelmiyor. Bu biz zihniyet meselesidir ve sorunun asıl sorumluları İran sisteminin en tepesinde yer alıyor.

Banê serhildanı sırasında Rojhilat halkına ilk destek açıklaması sizden, yani KODAR'dan geldi. Genel olarak Rojhilat halkı ve diğer siyasi güçlerin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Rojhilat halkı ve siyasi güçlerinin bu sorunun sadece ekonomik bir sorun olmadığını görmeleri gerekir. Bu Kürt halkına yönelik bir saldırıdır. Kürt siyasi güçlerinin ve Kürt halkı için mücadele ettiğini iddia eden herkesin bunun karşısında birlik içerisinde ve omuz omuza mücadele içerisinde olması gerekir. Bizim bir araya gelerek bunların hepsini konuşmamız ve çözüm yolu bulmamız gerekir. Ortak bir platformda halkımızın sorunlarını konuşmalıyız. Halkımızın ve siyasi güçlerimizin devletten bir beklentisi olmadığına göre, çözümü kendimiz bulmalıyız. Evet, devletin adım atması gerekiyor ama bunu sağlayacak olan da bizleriz. Ulusal bir platformda bir araya gelerek bu sorunun çözümünü konuşmamız gerekmektedir.

Peki ya uluslararası kamuoyunun tutumunu nasıl görüyorsunuz?

Kolberler meselesi her ne kadar bir iç mesele olarak gözükse de bunun uluslararası kamuoyunu ilgilendiren bir yanı da var. Uluslararası insan hakları örgütlerinin sessizliklerini bozmaları ve bu konuyu gündemlerine almaları gerekir. İran'ın bu politikalarını rahatlıkla yürütememesi için baskı yapılmalı.

KODAR, bu yılın ilk aylarında sunduğu yol haritasında bu konuları etraflıca ele almıştı...

Evet, bizler Kürt sorununun uluslararası bir sorun olduğunu dile getiriyoruz. Böyledir de. Bu sorunun çözümü de yine uluslararası olacaktır. O yol haritamızda bu sorunların çözümü için öneriler sunmuştuk ve sorunun demokratik yollarla çözümünün tercihimiz olduğunu kaydetmiştik. Bugün de aynı şeyleri söylüyoruz. Ama çözüm demokratik yollarla gelişmezse, halkımız savunacak özgüce de sahibiz. Biz bu sorunun da siyasi ve demokratik çözümünü de ahlaki, insani ve politik görevimiz olarak görüyoruz.

KODAR olarak açıkladığımız yol haritamızda bu sorunların siyasal çözümleri için bazı komisyonların kurulmasını önermiştik. Bunların içinde güvenlik, ekonomi, siyasi, kültürel haklar ve benzeri komisyonlar vardı. Mesela güvenlik komisyonuyla artık sadece Kürt halkı için değil İran'daki tüm halklar için bir tehdit olmaya başlayan asker ve güvenlik mensuplarının durumu ele alınacaktı. Yine ekonomi komisyonunda bu tür sorunları çözümü görüşülebilirdi.

Bu saldırılar karşısında kolberler ne yapabilir?

Kolberlerin bu saldırılardan korunmasının tek yolu örgütlenmeleridir. Baştan başa bir örgütlenme ağı oluşturabilirler. Bu bir savunma mekanizması olacaktır. Bu şekilde öldürme, yaralama, işkence yapma ve tutuklama politikaları karşısında bu örgütlü mekanizma harekete geçerek hesap sormalıdır.

Diğer yandan İran rejimi Banê'de, Ciwanro'da, Kirmanşan'da, Sinê'de ve diğer yerlerde tutukladığı kişileri ve onlara destek veren aydınları bırakmadığı sürece halkımız eylemlerini devam ettirmeli. Kepenkler açılmamalı ve baştan başa çeşitli eylemlerle taleplerinin arkasında durmaya devam etmeli.

İran rejimi de Kürt halkının siyasi sözümden yana olduğunu bilmelidir. Ama bunun kabul edilmemesi durumunda Kürt halkının da çaresiz ve programsız olmadığı görülmelidir. Kürt halkı eylemlerden tutalım açlık grevlerine ve kendisini savunma konusunda her yol ve yönteme başvuracaktır. Bizler de sonuna kadar halkımızın taleplerinin yanındayız.