AKP’nin arka bahçesi olacak sendikalar istiyorlar

AKP’ye biat etmeyen kamu emekçilerinin KHK ile bir gecede ve hukuksuz bir şekilde ihraç edildiğini belirten Eğitim Emekçisi Mehmet Şahin, hukuksuzluğa karşı direniş mesajı verdi.

AKP’ye biat etmeyen kamu emekçilerinin KHK ile bir gecede ve hukuksuz bir şekilde ihraç edildiğini belirten Eğitim Emekçisi Mehmet Şahin, hukuksuzluğa karşı direniş mesajı vererek, “Ne yaparlarsa yapsınlar, ne bizim azmimizden ne de Eğitim Sen’in direngenliğinden bir şey eksiltemezler! Sonuna kadar direneceğiz; çünkü son sözü direnenler söyler! Zalimin yanında olmaktansa mazlumun mağduru olmak bize onur verir” dedi.

29 Ekim akşamı çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile birçok hukuksuzluğa imza atan AKP/Saray hükümeti söz konusu Kararname ile yüzlerce eğitim emekçisini de açığa aldı.

KHK ile hukuksuz bir şekilde açığa alınan eğitim emekçilerinden Mehmet Şahin, AKP’nin KHK’lerle bir savaş imparatorluğu kurarak kendi dışındaki tüm güçleri hedef aldığını belirterek, “Bu iktidar başa geldiği ilk günden beri sistem ile ilgili sıkıntılarını gündeme getirip yeni bir düzen getirmek istediğini, cumhuriyet sisteminin Türkiye’yi götüremediğini söylüyor fakat istemini yerine getirmek için demokratik kitle örgütlerini kendine engel olarak görüyordu. Bu demokratik hareketlerin başında da Kürt hareketi yer alıyordu. Bu hareket Türkiye’de gerçek anlamda muhalefet yürüten, AKP karşısında dimdik durup ona teslim olamayan tek harekettir. Özellikle 7 Haziran seçimi sonrası Kürtlerin belli bir kitleye ulaşıp ciddi bir siyasi güç haline gelmesi AKP hükümetini ürküttü çünkü HDP çatısı altında gelişen demokratik muhalefetin baraj altında kalması beklenirken yüzde on dört oranında bir oy alarak 80 milletvekilini meclise göndermesi AKP’nin planlarını alt üst etti. İşte tam da bu nedenle AKP hükümeti üç yıl boyunca çözüm süreci adı altında yürüttüğü oyalama politikalarını bir tarafa bırakarak Türkiye’deki muhalefete topyekun bir savaş ilan etti. AKP bu savaşı yürütürken hukuku ve toplumsal değerleri bir kenara bırakıp Kürtlere özel yıkım ve vahşet planlarını devreye sokarak birçok kenti yerle bir etti. Bu manevra ile Kürt hareketini teslim almayı umarken büyük bir direniş ile karşılaşan AKP hükümeti ve Sarayın Kürt hareketi karşısında zayıfladığını fark eden cemaat AKP’yi bertaraf edip onun yaratmak istediği diktatöryayı kendisi yaratmak istediği için darbe girişiminde bulundu. Gerçi bu durum bizi şaşırtmadı; çünkü bir ülkedeki dinamikler demokrasiye dayanmıyorsa kim güçlü ise o iktidar olmak ister. Derken cemaat başarısız bir darbe girişiminde bulunarak iktidarı ele geçirmek bir yana AKP’ye istediği fırsatı altın tepside sundu. AKP ise bu fırsat ile var olan hukuku askıya alıp KHK’lerle ülkeyi yönetmeye başladı” dedi.

KESK VE DİSK KRİMİNALİZE EDİLİYOR!

“OHAL ilanı ile tüm sendikalara savaş ilan eden iktidar AKP’li olamayan hiçbir şeye yaşama hakkı tanımıyor. Biz öğretmenler de bugün AKP’ye biat etmeyip barıştan yana bir tutum sergilediğimiz için bedel ödüyoruz” diyen Şahin, şöyle devam etti: “Bu bedeli öderken hiçbir şekilde üzülmüyoruz çünkü yaptığımız seçim ezilenlerin yanında olmaktı. Bugün toplum büyük bir zulüm ile karşı karşıya kalıp bunca bedel öderken bizler görevden ihraç edilmemizin söz konusu edilmeyecek kadar küçük bir mesele olduğunun farkındayız. Ancak şu da açık bir gerçekliktir ki; AKP hükümeti bize yaptıkları ile bir yandan toluma mesaj verirken, diğer yandan eğitim sistemini istediği gibi şekillendirip KESK’i kriminalize etmek istiyor. Bununla amaçladığı emekçinin yanında olan sendikaları tasfiye edip kendine ait sendikalar kurmaktır. Başka bir deyişle AKP’nin arka bahçesi olacak sendikalar kurmaktır. İşte bu nedenle KESK ve DİSK’in çalışma alanlarını yok etmek için daha çılgın bir karara imza atıp KHK ile bu sendikaları kapatmaya kadar giden bir sürecin bizi beklediğini düşünüyorum.”

EĞİTİM SEN’İN DİRENGENLİĞİNDEN HİÇBİR ŞEY EKSİLTEMEZLER!

KHK ile ihraç edilen öğretmenler için demokratik kesimlerden ciddi bir tepkinin yükselmemesi durumunda bu sayısının gittikçe artacağına dikkat çeken Şahin, “Son KHK ile Amed’de ihraç edilen Eğitim Sen üyesi öğretmenlerin sayısı 79. Bu hukuksuzluğa karşı ciddi bir ses ve cevap olunmazsa yarın bu sayı yüzleri hatta binleri bulabilir. Bildiğiniz gibi bugün Amed’de 4300 öğretmen açığa alınmış durumda –tabi bu duru hukuksuzluklar açısından buz dağının görünen tarafı- hal böyle iken bundan sonraki süreçte bu ülkede neler olabileceğini kimse kestiremiyor. Ciddi bir kaos söz konusu ve biz Eğitim Sen’li öğretmenler olarak bu süreci dayanışma içerisinde göğüsleyerek iyi günlere doğru ilerlemek istiyoruz. Şunu kesin olarak biliyoruz ki; kazanan biz olacağız! Ne yaparlarsa yapsınlar, ne bizim azmimizden ne de Eğitim Sen’in direngenliğinden bir şey eksiltemezler! Sonuna kadar direneceğiz; çünkü son sözü direnenler söyler! Zalimin yanında olmaktansa mazlumun mağduru olmak bize onur verir” şeklinde konuştu.

HİÇBİR HUKUKSUZLUK SONUNA KADAR SÜRMEZ!

Uğradıkları haksızlık karşısında eğitim emekçileri olarak izleyecekleri hukuki yola ilişkin bilgi veren Şahin şöyle devam etti: “Sizin de bildiğiniz gibi KHK’lerin önünü kanunen kapalı; ancak biz yine de başvurumuzun ret edileceğini bile bile uluslararası hukuk yollarını kullanabilmek için iç hukuku tüketmek için başvuruda bulunacağız. Bu nedenle bir prosedürü yerine getirmemiz gerekiyor. Normal sıralamaya göre önce İdari Mahkeme’ye, olmazsa Danıştay’a, o da olmazsa Anayasa Mahkemesi’ne başvurmamız gerekir. Ancak bu başvuruların olumsuz sonuçlanması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurabiliriz. İşte bu nedenle bugün arkadaşlarımızla yaptığımız toplantıda İdari Mahkeme’ye başvurmanın gereksiz olduğuna karar verdiğimizden dilekçelerimizi direkt Danıştay’a sunduk. Öte yandan sendika genel merkezimiz uluslar arası İLO sözleşmesine dahil olan birçok sendika ile iletişim kurarak var olan duruma ilişkin kamuoyu yaratmaya çalışıyor. Evet, belki şu an bir hukuksuzluk ile karşı karşıyayız ancak şunu da çok net biliyoruz ki; hiçbir hukuksuzluk sonsuza kadar sürmez!”