Siirt HDP İl Eş Başkanı Abdullah Çetin, kentteki siyasal süreç ve partisinin çalışmalarını  ANF’ye değerlendirdi.  
Çetin, OHAL'in ilan edilmesiyle uzun tutukluluk uygulamalarının ilk kez Siirt’te hayata geçirildiğini belirterek, “Yasal olarak belirlenen 30 gün. Diğer illere göre Siirt’te bu süre dolduruluyor. Kente özgü bir durum var. 150’den fazla yönetici ve çalışanımız şu an tutuklu. 19 resmi yöneticimiz yine cezaevinde. 26 gün gözaltında tutulan Eruh Belediyesi eş başkanları ve yöneticileri var. Şirvan ilçesindeki tüm DBP ve HDP ilçe yöneticilerimizin tamamı cezaevinde" bilgilerini verdi.

'ONLARA FIRSAT VERMEYECEĞİZ'

Siirt Emniyeti’nin,  HDP ve DBP’lilere dönük baskıcı ve iş yaptırmamaya dönük bir politika izlediğini ifade eden Çetin, AKP'nin, Siirt’ten milletvekili ve belediye sayısını arttırmak için gizli ve sinsi bir çalışma yaptığını vurguladı. Çetin, şöyle devam etti:

“Burada Kürtler, Araplar ve Türkler birlikte yaşıyor. Hâlâ bir umutla bu kentin yönetimini tekleştirmeye çalışıyor. Kürlerin bu şehirde söz sahibi olmasını sindirebilmiş değil. Özel bir politika uygulanıyor. Siirt’te onuruyla ayakta durmak isteyen herkes, devletin hedefi oluyor. Şu an bir suskunluk olabilir ama yaptığımız ev ziyaretlerinden duyulan rahatsızlığın had sahada olduğunu görüyoruz. Bu halk kendi içerisinde bir muhasebe yapıyor. Önümüze bir seçim konulursa yeniden bütün belediyeleri alabilecek güç ve inançtayız. Halkta böyle bir durum var. Gezdiğimiz mahalle ve sokaklarda bunu görüyoruz.”
Çetin, Siirt Belediyesi’ne neden kayyum atandığının hâlâ açıklanmadığına dikkati çekerek, hendeklerin bahane yapılarak halkın iradesinin gasp edildiğini söyledi. Çetin, “Hendekler bahane edildi ve kayyum atandı. Burada ne vardı, peki? Bu tarz bahanelerle yıllardır binbir emekle kazanılan belediyeler elimizden alınmak isteniyor. Bu fırsatı onlara vermeyeceğiz” dedi. 

'HALKIMIZ DEĞERLERİNİ SAHİPLENİYOR'

Siirt'te 9 komisyonla bir çalışma yürüttüklerini aktaran Çetin, atanan kayyumu tanımadıklarını ifade etti. Çetin, şunları dile getirdi: "Bütün yerel üye ve gönüllülerimizle birlikte kapı kapı çalışıyoruz. Göz göze, gelip bu süreci halkla birlikte paylaşmaya çalışıyoruz. Akşamları bütün mahallere dağılıp ev ev çalışıyoruz. Önümüzdeki süreci iyi değerlendirmeye çalışıyoruz. Bu saldırı ve vahşete rağmen ayakta durmaya çalışıyoruz. '90’lı yılları hatırlıyorum. Bu partide çaycılık yapıyordum. O süreçte de bayrak provokasyonu yaşanmıştı ve ağır bir baskı dönemi başlamıştı. Yine halkta bir sessizlik ve iç muhasebe dönemi başlamıştı. Şu anki süreç o dönemi hatırlatıyor bana. Kitleler yine suskundu ama ciddi anlamda bir sahiplenme söz konusuydu. Devlet özellikle tutuklanma ve ölümü göstererek korku salıyor. Ama halkımız değerlerini sahiplenmeye devam ediyor."

‘SİİRT’TE KAYYUM OLMAYI KİMSE KABUL ETMEDİ’ 

Kentte AKP İl Başkanı Özgür Çelekoğlu’nun, kendi evinde bölgenin “ileri gelenleriyle” kayyum için toplantı yaptığını aktaran Çetin, “Birçok aşiret liderine kayyumluk teklif edilmişti. Ama bunların hiçbiri kabul etmedi. Bilgiler bizde teyitlidir. Hangi aileye teklif götürülmüş, biliniyor. Tuncer Bakırhan’ın tutuklanması için uyduruk bir mahkeme yaptılar ve ceza verdiler. Özellikle bu cezadan sonra AKP İl Örgütü böyle bir kayyum arayışına girdi ama bir şey elde edemedi. Sonra Vali Yardımcısı kayyum olarak atandı. Yaptıkları tek şey, kadro oluşturmak. Müdürlüklere kendilerine yakın insanları atıyorlar” şeklinde konuştu.

‘MADENDE İLLEGAL PATLATMALAR VARDI’

Siirt HDP İl Eş Başkanı Abdullah Çetin, son olarak Şirvan’daki maden katliamına değinerek, şunları aktardı: “Diğer medyada çıkan ‘aşırı yağmur yağdığı için heyelan oluştu’ haberleri gerçeği yansıtmıyordu. Biz o gece gittiğimizde yağmur yoktu. Orada temel ihlal, illegal patlamalarda. Gübreyle güçlendirilen patlatmalar yapıldığı için heyelan gerçekleşiyor. İHD Siirt’in de bu konuda bir raporu ve şikayeti olmuştu. 4 işçi hâlâ toprak altında. Şirketin para verip cenazeleri toprak altında bırakma gibi bir konuyu gündeme getireceğini de söylüyor aileler. Elbistan’da benzer bir durum yaşanmıştı. Cenazeleri toprak altında bırakmışlardı."