Tarihte ilk kez Êzidî halkının kendi asayiş gücü olarak örgütlenen Ezidxan Asayişi, kurulmasının üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen büyük bir ilgi görüyor. 

QÎRANİ: HİÇBİR EGEMENE, İŞBİRLİKÇİYE BOYUN EĞMEYECEĞİZ

Yeni eğitim devresini tamamlayan asayiş üyelerinden Serhildan Qîranî, ilk defa gerçekten Êzidîler için mücadele eden bir örgütle karşılaştığını belirterek, şunları kaydetti:

"Bugüne dek Êzidîleri örgütleyeceğini söyleyen birçok örgüt yalnızca yalan, zulüm ve zorbalık uyguladı, Êzidîlere karşı. Kendi menfaatleri dışında Êzidî çıkarları için en ufak bir adım dahi atmadılar. Ancak bugün gerçekten bir Êzidî gücü oluştu, Ezidxan bayrağı dalgalanmakta. YBŞ olsun, YJŞ olsun, Ezidxan Asayişi olsun, büyük bedeller ödenerek halka büyük bir inanç ve güven verildi. Bugünden sonra herkesin istediği gibi kullanabileceği bir halk olarak değil, başı dik, direngen, özgür bir halk olarak yaşayacağız. Ve bundan sonra hiçbir egemene, işbirlikçiye boyun eğmeyeceğiz. Artık Şengal dışındaki tüm halkımız da topraklarına geri dönmeliler. Bugün halkımıza karşı yalnızca topla, kalaşnikofla değil; çok özel bir savaş yürütülüyor. Korku ve mücadelesizlik geliştiriliyor. Halkımız Şengal’in korunmasında ve özgür-özerk Şengal’in inşasında yer almalılar. Çok büyük katliamlar ve acılar yaşadı halkımız ve bu güne değin kendimizi geliştirebileceğimiz, mücadele edebileceğimiz imkanlar tanınmadı. Öyle olduğunu iddia edenler perde arkasından oyunlar oynadılar, yeri geldi, acımasızca pazarladılar, bu halkı. Ama bugün halkımıza söz veriyoruz; YBŞ-YJŞ ve asayiş olarak kanımızın son damlasına dek onları savunacağız ve bu oyunların tekrar etmesine izin vermeyeceğiz. Artık halkımız kendi topraklarına geri dönmeli, asayiş olarak şehirlerin korunmasında, sorunların çözülmesinde rolümüzü oynayacağız.”

'ARTIK HER DONANIMA SAHİBİZ'

Gördükleri eğitim ile kendi tarihleriyle buluştuklarını ve doğru dersleri çıkardıklarını ifade eden Qîranî, zafer için gerekli tüm donanımlara sahip olduklarını aktardı. Qîrani, şöyle devam etti:

“Bu mücadeleye katılmadan önce biz de diğer gençler gibi günübirlik, sıradan bir yaşamın sahibiydik. Ancak bu mücadele ve dahil olduğumuz eğitim sayesinde kendimizi, tarihimizi ve inancımızı daha doğru tanıma şansı bulduk. Eğitimimiz iki ayak üzerinde yürütüldü: askeri ve ideolojik eğitim. İdeolojik eğitimler çok faydalı oldu. Fermanın nedenleri, tarihsel yanılgılarımız, dostlarımız ve düşmanlarımız çok net bir şekilde gözler önüne serildi, anlaşıldı. Kürdistan tarihi, halklarımız üzerinde oynanan oyunlar, başımıza gelenler öğrenildi, doğru dersler çıkarılmaya çalışıldı. Askeri eğitimler de bizler açısından geliştirici oldu. Hem kendi askeri tekniğimizi hem düşmanınkini, yine halkımızı savunmanın tarz ve taktiklerini öğrendik. Silahlara belli düzeyde hakimiyetimiz gelişti. Artık mücadele etmek ve kazanmak için gerekli tüm donanımlara sahibiz. Artık gençlerimiz de asayiş saflarındaki yerlerini alıp şehirlerini savunabilir, kendi sorunlarına çözümler üretebilirler.”

'KDP EGEMENLİĞİ KABUL EDİLMEMELİ'

Asayiş üyelerinden Serhildan Qîranî, gençlere de "İşsiz güçsüz ortalıklarda geziyorlar, bazıları kendilerine ihanet eden partilerle çalışıyor, bu yanılgıdan kurtulmalılar. Kendilerine dönük bu egemenliği ve zulmü kabul etmemeliler artık. Nereye kadar günü kurtarma, yalnızca karınlarını doyurmanın kaygısıyla yaşayacaklar... Artık onlar da gerçeği görmeli, uyanmalı ve bu onurlu mücadeleye katılmalılar. Asayişe, YBŞ-YJŞ’ye, Êzidîlik bayrağı altında mücadeleye katılmalılar, destek sunmalılar. KDP egemenliğini kabul etmemeliler. Bu, kendine dair tüm başarıları, kazanımları KDP'ye teslim etmek; ölüm, katliam ve fermanlarla da yüz yüze kalmak anlamı taşıyor. Bu bir başarı değil, en büyük ayıbımız ve kaybımızdır. Bugün gün mücadele günü, Ezidxan’a sahip çıkma günüdür” çağrısında bulundu.

GIRZERİK: KİMİN BİZİ SATTIĞI, KİMİN BEDEL ÖDEDİĞİ GÖRÜLMELİ

Asayiş üyelerinden Kendal Girzerik de şu değerlendirmeleri yaptı:

"Eğitimimizi tamamlayıp Ezidxan asayişine dahil olduk. Halkımız birçok sorun, birçok ferman yaşadı. Birçok kez zalimlerin zulmüne ve zorbalığına maruz kaldı. Buna karşı gençlerimiz, asayiş ve YBŞ çatısı altında Şengal’in savunmasına katılmalı. Bu zulme ve zorbalığa artık yeter demeliler. Nereye kadar ağlayıp-sızlayıp başkalarından bizi korumalarını bekleyeceğiz! Yıllarca uyutulduk ve hiçbir şeyin farkında değildik, kendimizi koruyacak ve yönetecek gücümüz olmadı. Sırtımızı dayadıklarımız bizi fermanlarla yüz yüze bıraktılar. Kadınların, çocukların, yaşlılarımızın çetelerimizin eline geçmesine neden oldular. Artık herkes kimlerin kendilerini sattığını, kimlerin ise kendileri için mücadele ettiğini görsünler. Tüm genç kadınların, genç erkeklerin, tüm halkımızın el ele vererek Şengal’i kurtarmaları, özgür yaşamı inşa etmeleri gerekiyor.

Her zaman Şengal asayişinin kurulmasını istedim. Bunun için Ezidxan asayişindeki yerimi aldım ve eğitime dahil oldum. Çok verimli geçti. Nasıl hiçbir güce bağlı olmaksızın kendi kendimizi yönetebileceğimizi, kendimizi nasıl savunabileceğimizi öğrendik. Eğitim hepimiz, tüm Êzidîler açısından kesinlikle zaruridir, hayatidir. Yok edilmek istenen kimliğimizi, inançlarımızı, tarihimizi sahiplenmenin ve yaşatmanın yegane yolu budur. Tüm gençlerimizin Ezidxan asayişindeki yerlerini almaları, topraklarını ve yaşamlarını savunmaları gerekmektedir."

QENDİL: KADERİMİZİ TESLİM ETMEMEK İÇİN MÜCADELE...

Asayiş Üyesi Zınar Qendil de şunları dile getirdi:

"Katliamlara, fermanlara dur demek için Ezidxan asayişine katıldım. Çünkü Ezidxan’ı ve Êzidî değerlerini savunan başka hiçbir güç olmadı. Êzidîlerin tarihinde hiçbir zaman kendi kendilerini yönettikleri, kendi kendilerini savundukları güçleri olmadı. Dolayısıyla bizler için altından bir fırsat yaratıldı. Ve bizler de bu fırsatı değerlendirip vatanımızı özgürleştirmek, çetelerin ellerindeki son kadını ve çocuğu kurtarabilmek için Şengal özgürlük güçlerindeki yerimizi aldık. Halkımızın ve şehitlerimizin, fermanın intikamını bu şekilde alacağız.

İlk defa bu şekilde bir eğitime katıldım. Hiçbir eğitim buradaki gibi kendini, kimliğini, inançlarını ve tarihini tanımana ve kendini özgürleştirmene vesile olmuyor. Ancak böyle bir eğitim insanda gelişime yol açabilir. Kendimizi ve halkımızı savunabilmek için muhakkak böyle bir eğitime ihtiyacımız var. Tüm halkımızın buna ihtiyacı var. Aksi halde gelişim mümkün değildir. Yaşanacak yalnızca teslimiyet ve kaderinin başkalarının eline geçmesi durumu olacaktır.

Güney Kürdistan’da, Avrupa’da, Şengal dışında bulunan tüm insanlarımızın topraklarına geri dönmesi gerekiyor. Gençlerimizi ise Ezidxan asayişi ve YBŞ saflarına katılmaya çağırıyorum.”