Ferec: Güney Kürdistan'da yeni yüz ve görüşler lazım

Çemçemallı Yazar Latif Fatih Ferec, Bölge Başkanı, parlamento ve Güney Kürdistanlı tüm siyasi parti ve kişiliklerin yenildiğini söyleyerek, bunların istifa edip yerlerine yeni yüzler ve görüşlerin çıkması gerektiğini söyledi.

Ferec, Rojava’daki zafere dikkat çekerek, "Orada halk, toplumsal çıkar ile özgürlüklerini, düşünen bir güç var. Oradaki savaşçıların hayalleri var. Amaçları var. Bizdeki güç ülke gücü değil. Kişilerin gücü var" dedi.

Çemçemallı Yazar Latif Fatih Ferec, ANF'nin sorularını şöyle yanıtladı:

Bir gece gibi kısa bir sürede yenilgi yaşandı. Sizce bu yenilginin nedenleri nelerdi?

Bizi bu sürece getirenler var. Bizi bu sürece getirenler her şeyi eline geçirip halkı siyasete katmayan, onlar adına karar alanlardır. Farklı düşünceleri dikkate almayan, görüşlere açık olmayan, halkı dikkate almayan, kimseyi dinlemeyenler bizi bu sürece getirdi. Bu kişiler ile etraflarında topladıkları şakşakçılar bizleri bu duruma getirdi.

Etrafında topladıkları kişiler onlara yapılanların yanlış olduklarını söyleyemezlerdi. Söylemediler hiçbir zaman. Daha çok yapılanların yanlış da olsa çıkarları için yapılan yanlışlara da alkış tuttular.

Bu kişiler ve çevresinde toplananların hayallerinde Kürdistan yok. Onların hayallerinde sadece dolar var!

Diğer taraftan bu gidişatın önünü alacak kimse de yoktu. Çünkü bu gidişata dur diyebilecekler kendi sorunları içinde boğuldular. Siyasi partilerin hepsi aynı şeyi düşündüler. Çünkü başka bir yol bulamadılar. Başka bir yol bulacak şekilde düşünenleri de yoktu.

Diğer bir şey ise bunu yapanlar çok büyük insanlarız, kahramanlarız diye kendilerini yansıtıyorlar. Kendi güçlerinin yada güçsüzlüklerinin farkında değillerdi. Çünkü kendilerini dev aynasında görmeye başlamışlardı.

Önemli noktalardan biri de, komşularımızın yaklaşımlarını doğru okuyamadık. Siyasilerimiz İran’ı, Türkiye’yi doğru okuyamadı. Ankara gidip Erdoğan ile Çankaya köşkünde yada sarayında birlikte fotoğraf çekince her şeyin olacağını sandık. Bunu yapınca her şey gülük gülistanlık oluyordu sanki.

Saydığım bu nedenler 15 yıldır yapmaya çalıştıklarımız ve yüz yıldır hayallerini kurduklarımızı bir günde yerle bir etti.

Kürdistan toprağının yüzde 51’ini kaybetmiş durumdayız. Kerkük'ü kaybetmişiz. Kerkük'ün hepimiz ve dört parça Kürdistan için yaşamsal bir mesele olduğunu hepimiz biliyoruz.

Xûrmatû, Dakuk, Maxmur, Şengal ve daha birçok ilçe ve köy kaybettik. Şengal'de zaten 2014’te büyük bir katliam yaşandı. Şimdi yeniden işgal edildi. Xûrmatû’da şimdi bir katliam yaşanıyor. Bütün bu kayıplarımıza rağmen hala bir araya gelmeyi başarabilmiş değiliz. Bir araya gelip buna neden olanlar çıkıp bir özür dilemeyi bile düşünmüyorlar.

Kaybetmekte rolü olmayanların da bu duruma gelmemesi için izin verilmedi.

Bu süreci atlatma ve bu kriz durumundan çıkmak için yapılması gerekenler var mı?

Süreci atlatma ve çözüm bulmak için atmamız gereken çok fazla adım var.

Birincisi, neden bu sürece gelindiğine ilişkin kendimizi sorgulamamız gerekir. Bu konuda herkes samimi davranmalı. İkincisi, kendi aramızdaki siyasi çatışmaları, iktidar kavgalarını bir kenara bırakmamız gerekir.

Üçüncüsü, komşularımızın politikalarını iyi okumamız gerekir. Bizden petrol alanlar, bize çıkarları için parasal destekte bulunanlar dostlarımız olmadığını bilmemiz gerekir.

Bu süreç Doğu, Güney, Rojava ve Bakur olarak birlik olmamız gerektirir. Bunun için bireysel, kişisel ve aile iktidarlarından vazgeçmeliyiz. Birlik yolunda hızlı bir şekilde adımlar atmalıyız. Kaldı ki bu yönlü ciddi çalışmalar ve hazırlıklar yapıldı.

Kobanê’nin nasıl kazandığına ilişkin çok sayıda değerlendirme ve görüş var. Bana göre ulusal birlik ruhu yakaladığımız için Kobanê zafer kazandı. Kobanê ve dört parça Kürdistan’dan gençlerin tarihi direnişi zafere götürdü. Ancak halk ve ülke olarak yakaladığımız ruhtu Kobanê'yi başarıya götüren.

Kürtler Rojava’da Reqa'yı özgürleştirdi. Kürtlerin birliği ve aynı ruhta olmaları onları bu başarıya götürdü. Biz ise birlik olmadığımız için Kerkük’te kırıldık. Kaybettik.

Beşincisi, koltuk, bireysel iktidar, amaç ve heveslerini bırakmamız gerekir. Birey, aile ve çevreye göre değil, toplumun çıkarlarını esas alan bir siyasetimiz olmalı. Dün yaptığım iyiydi, bu gün yaptığım ondan daha iyi diyebiliriz kendi kendimize. Ama geldiğimiz durum öyle olmadığını gösteriyor.

Rojava’da Kürtler kazanımlar elde ederken, Güney’de yenilgi yaşanıyor; neden?

Rojava’da başarılı olmamız için çok neden var. Orada halk, toplumsal çıkar ile özgürlüklerini, düşünen bir güç var. Oradaki savaşçıların hayalleri var. Amaçları var.

Bizdeki güç ülke gücü değil. Kişilerin gücü var. Peşmerge ülke, toplumun gücü değil, şahısların peşmerge güçleridir. Peşmergemiz savaşçı ve kahramandır. Ama parça parçaya bölündüğü için o gece savaşamadı. Savaştırılmadı. Mevzisini bırakmadığı için tankların cenazesinin üzerinden geçtiği peşmergemiz var bu son saldırıda.

Peşmergelerimiz o kişinin, bu kişini, o şahsın bu şahsın, o partinin bu partinin peşmergesi olarak adlandırıldığı için savaşamadı. Bu durumda olan peşmerge Rojava'daki savaşçılarımız kadar savaşamadı.

Rojavadaki savaşçılar Salih Müslim’in, onun bunun savaşçısı değil, Rojava toprakları ve halkı ile haklarının savaşçısıdır. O yüzden başarıdan başarıya koşuyor Rojava'daki savaşçılarımız.

1960’tan bu yana peşmerge ülke peşmergesi değil. Kahramanlıklar yaptılar. Ama şahısların peşmergeler olarak kaldılar.

Kerkük'te yaşanan gelişmeler bakın, birilerinin peşmergeleri çatışıyor, birilerininki geri çekiliyor. Çatışma günü Feylak’a gittiğimde tek bir peşmerge görmedim. Sadece küçük bir grup gerilla kalmıştı, onların yanında toplanan halk ve gitmek istemeyen bazı peşmergeler kalmıştı. Onlar çatışıyorlardı. Ellerinde ağır silahlar da yoktu. Kısa bir süre direndiler ama kahramanca direndiler.

Latin Amerika ülkelerinden Bolivya, Nikaragua, Küba’ya bakın savaşçılarının sadece bir komutanları olduğu için başarılı oldular.

Bakurê Kurdistan’a bakın, tek bir önder var. Evet, şu an zindandadır ama yine tek önderdir. Gerilla, halk ve gerilla komutanları Cemil Bayık, Murat Karayılan hepsinin  dinlediği bir önderlik var. O yüzden dünya güçlerine karşı direnip başarılı oluyorlar. Rojava halkının özgürlük hayalleri ve amaçları olduğu için başarılı oluyorlar.

25 yıldır Güney Kürdistan'da bir partimiz, bir peşmergemiz olsun diye haykırıyoruz ama partiler bırakmıyor. Çocukken Derbendi Bazyan’da peşmergelerin hepsini bir arada eğitim görürken gördüğümde ağlamıştım. Kerkük’te peşmergelerin parça parça olduklarını görünce yine ağladım.

Büyük bir ayrışma ve parçalanmaya yaşadığımızı gördüm. Bu beni kahretti. İlk kez birlik olduğumuzun sevinci beni ağlatmıştı, İkincisinde ise parçalanmışlığımıza ağladım. Bu parçalanmışlık kırılmamıza neden oldu.

Partiler, iktidarda olanlar bu sürece nasıl yaklaşmalı?

Bölge başkanı, başbakanı, hükûmet, Meclis, bunların hepsi bu süreçle birlikte kırıldılar. Yenildiler. 16 Ekim'den bu yana hâlâ hiçbiri halkın karşısına çıkıp iki kelime etmiş değil. Halka yaşattıklarından ötürü bir özür bile dilemiyorlar. Yazılı mesajlar göndererek kendilerini başarılı göstermeye çalışıyorlar bu durumda bile. Bu koşullarda şu ihanet etti, bu iyidir demeye vaktimiz yok. Kürdistan işgal edilmiş. Xûrmatû’dan 50 bin insan göç etti. Kerkük’ü Irak ordusu şimdi yönetiyor. Halkın evlerini, iş yerlerini yakmışlar. Partilerin 12 merkezi yakılmış. Televizyon ve radyo istasyonları yakılmış. Halklar arası toplumsal ve sosyal ilişkiler yıkılmış. Halklar arası ilişkiler dinamitlenmiş. Arap, kürt, Kürt Türkmen arası ilişkiler yıkılmış.

Geçici hükûmet midir, bilmem ne hükûmeti midir, o çok önemli değil. Yapılması gereken parlamento tüm bileşenleri ile toplanıp bu duruma bir çözüm yolunun nasıl bulunacağını tartışmasıdır. Halk iki ay daha bu durumu yaşayamaz.

Daha fazla yer ve toprak kaybetme korkumuz var. Onun için bu duruma dur demenin yollarını armamaları gerekir.

Irak merkezi hükûmeti petrol merkezleri başta olmak üzere daha başka yerleri de almak istiyor. Bunun için hamleler düşünüyor. Merkezi hükûmet bizi diplomatik alanda ve ekonomik olarak boğmak istiyor. Ekonomi her şeyin temelidir. Ekonomimiz olmadan hiçbir şey olamayız. Ekonomide iflası yaşıyoruz. Hükûmetimizin halkın yaşamına ilişkin de bu konuda bazı tedbirler alması lazım.

Ulusal birliğimizi geliştirip korumamız gerekir. Başka bir yolumuz yok. Buna neden olan güçleri eleştirip hesap isteyelim. Ama şu ana bir siyasi ve askeri iç çatışmanın zamanı değil. Yeni yüzlerle yeni bir yönetim ve hükûmet ortaya çıkmalı. Peşmerge güçlerimizi yeniden örgütlemeliyiz. Elimizde kalan kazanımlarımızı korumaya almalıyız. Yeni bir bakışla bakmalıyız.