Gazeteci Serdeşt Osman'ın mezarına saldırı

Hewlêr'de 2010 yılında kaçırıldıktan sonra ölü bulunan gazeteci Serdeşt Osman'ın mezarı tahrip edildi.

Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Barzani ailesine yönelik bir hiciv yazısı kaleme aldıktan sonra  4 Mayıs 2010 tarihinde Hewlêr'de kaçırılan ve iki gün sonra cenazesi Musul yakınlarında buluna gazeteci Serdeşt Osman'ın mezarı, kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından tahrip edildi. Edinilen bilgilere göre, Osman'ın Hewlêr'in bağlı Ezeban köyünde bulunan mezarı tahrip edildi, mezar taşı ise kırıldı. 

Saldırıya ilişkin ANF'ye bilgi veren Osman'ın ağabeyi Beşdar Osman, annesi ile babasının mezarı ziyareti sırasında tahribatı fark ettiklerini söyledi. Mezara saldırının tam saati hakkında bilgi sahibi olmadıklarını belirten Osman, "Büyük ihtimalle saldırı dün ya da bugün gerçekleşti" dedi. 

Osman saldırının kimler tarafından gerçekleştirilebileceğine ilişkin ise şunları söyledi: "Kim Serdeşt'i kaçırdıysa, katlettiyse ve bugüne kadar faillerini saklıyorsa, mezara yönelik saldırıyı da o gerçekleştirmiştir. Bizler kimseden şikayetçi olmayacağız. Çünkü bu iktidara, bu polise, bu hukuk sistemine hiçbir güvenimiz yoktur. Bugüne kadar kardeşimin ölümüne ilişkin herhangi bir inceleme ve soruşturma yapmayanlar bu saldırıya mı inceleme başlatacaklar?"

Serdeşt Osman, kaleme aldığı hiciv yazısında Barzani ailesinin bir yakını olması durumunda tüm Kürdistan'da kapılan kendisine açılacağını yazmıştı. Barzani ailesinin Güney Kürdistan'daki tüm devlet kurumlarına ve zenginliklerine el koymasını eleştiren Osman, yazısının bir bölümünde "Eğer Barzani ailesiyle bir hısmı olsaydım, yıllarca pêşmergelik yaptığı halde hala pêşmerge olarak kabul edilmeyen dedemi, Pêşmerge Bakanı yapardım (...)" demişti.

Osman, katledilmeden önceki son yazısında da "Benim için ölüm çanları çalmaya başladı. Son günlerde bu şehirde ömrümün çok uzun olmadığını hissediyorum. (...) Bana trajik bir ölüm yaşatın ki, geçmiş yaşamım kabilinde trajik olsun" diye yazmıştı. 

KDP ve Barzani ailesine yönelik bir eleştiri yazısı kaleme alan 22 yaşındaki Serdeşt Osman, kaçırıldıktan sonra Musul yolu üzerinde, elleri bağlı ve kafasına tek kurşun sıkılmış halde bulunmuştu.

Osman'ın katledilmesinden sonra Committee to Protect Journalists (CPJ) ve Reporters Without Borders (RSF) gibi basın örgütleri de yaptıkları açıklamalarla Osman'ın faillerinin bulunmasını talep etti. 

Güney Kürdistan hükümeti ise yaptığı açıklamada, Osman'ın "bir örgüte üye olduğunu" iddia etmiş ancak örgütün ismini dahi açıklamamıştı. 100 kadar Iraklı gazeteci de Barzani’ye açık mektup yazarak yapılan açıklamayı inandırıcı bulmadıklarını belirtmişti.

Osman'ın kaçırılarak katledilmesini Güney Kürdistan'da KDP'nin hakim olduğu Duhok-Zaxo-Hewler hattında gazeteciler için milat oldu. Bu tarihten sonra bölge gazetecilere yönelik katletme, işkence ve gözaltı durumlarıyla sık sık gündeme geldi. 

13 Ağustos 2016 tarihinde Rojnews muhabiri Wedat Hisên Elî ve 2 Aralık 2016 tarihinde ise KNN muhabiri Şûkrî Zeynedin Duhok'ta kaçırıldıktan sonra işkence edilerek katledilmişlerdi.