HDP'den 'Tale' raporu: Şikayetçi olanı da işbirlikçi ilan ederiz!

HDP heyeti, Hakkari'ye bağlı Tale köyünde Türk askerlerince atılan bomba sonucu sivillerin yaşamını yitirmesi ve yaralanması hakkında hazırladığı inceleme raporunu paylaştı.

İşkenceye maruz bırakılmış bir yaralanın suç duyurusunda bulunmak için hastaneden rapor almak istediği ancak doktorun rapor vermediğine dikkat çekilen raporda, burada bulunan bir polisin "Şikayetçi olanı da işbirlikçi ilan eder, tutuklarız" dediği aktarıldı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari'ye bağlı Tale (Oğul) köyünde SİHA tarafından atılan bomba sonucu sivillerin yaşamını yitirmesi ve yaralanması hakkında inceleme raporu hazırladı. 31 Ağustos'ta bombalama sonucu yaşamını yitirenler ve yaralananlar için Parti Meclisi üyesi ve milletvekillerinden oluşan bir heyet incelemelere başladı. Hazırlanan rapora göre edinilen bilgiler şu şekilde:

"* 31 Ağustos tarihinde silahlı İHA ile atılan bomba sonrasında sesin geldiği yöne gidenlerden bir köylü (Mustafa Öztunç) Kanireş mıntıkasında yaralıların olduğunu görerek Tale (Oğul) Köyü'ne haber vermiş ve akabinde iki köylü yaralıları kendi araç ve imkanlarıyla Hakkari Devlet Hastanesi'ne taşımışlardır.

* Bu sırada İçişleri Bakanlığı yazılı açıklama yapmış, ‘Hakkari merkez Oğul Köyü kırsalında yapılan operasyonda Piro Amed kod adlı Abdullah Sönmez ile beraberindeki Mordem, Zagros ve Cemal kod adlı 4 örgüt üyesinin etkisiz hale getirildiğini’ belirtmiştir.

* Bu açıklama basında, "Özel harekat polisinin kanı yerde kalmadı! O terörist öldürüldü" şeklindeki başlık ile saat 16.45 itibariyle son dakika haberi olarak geçmiştir.

* Aynı gün yerel kaynaklardan gelen bilgiler ise Oğul Köyü Kanireş Çeşmesi mıntıkasında piknik yapan 4 köylü üzerine silahlı İHA'dan atılan bomba sebebiyle Mehmet Temel'in(35) hayatını kaybettiği; İbrahim Sak (54),İsmail Aydın(43), Musa Tarhan'ın(54) ise ağır yaralandığı şeklindedir.

* 1 Eylül günü Hakkari Valiliği'nin resmi internet sitesinde, olayda sivillerin öldürüldüğünü doğrulayan bir açıklama yayınlanmıştır. Valilik yaşamını yitiren ve yaralanan sivilleri işbirlikçi ilan edilmiştir.

TANIKLAR ANLATTI

Bombalanmanın yaşandığı günün tanıklarıyla görüşen HDP heyeti, görüşmelere de raporda yer verdi. Yapılan görüşmelerin bir kısmı ise şu şekilde yayımlandı:

Mehmet Temel'in annesi Sima Temel: "Bayram arifesinde köydeki evdeydim. Oğlum Mehmet beni almaya gelecekti. Bir gün sonra Van T tipi Cezaevi'nde bir yıldır tutuklu olan eşim Mustafa Temel'in görüş günü ziyaretine gidecektik. Mehmet beni aradı, ben erken olduğunu söyledim, akşamüstü şehre gideriz dedim. O da Kanireş Çeşmesi'nde öğlen yemek yiyeceğini, sonra gelip beni alacağını söyledi. Namaz kılıyordum ki, bir bomba sesi duydum, aşağı indim. Köylüler de sesi duymuştu, dışarı çıkanlar Kanireş'e doğru koşuyorlardı. Bir yere kadar gidebildim, ne olduğunu anlamaya çalıştım, ama öğrenemedim. Bir yeğenim beni Hakkari merkeze götürdü ve hastaneye gittik. Orada oğlumun ağır yaralandığını söylediler, sonra da öldüğünü söylediler. Ben de baygınlık geçirmişim. Sonrasında Kanireş'e bomba atıldığını, oğlumun da arkadaşlarıyla beraber yaralandığını, sonra da oğlumun öldüğünü söylediler. Allah hakkımızı yerde bırakmasın, oğlum günahsızdır, şimdi 3 yetimi oldu. Bu bayramı bize zehir ettiler. Allah kabul etmesin, cenazesinde ağlamama bile izin vermediler. Bu zulmü kimse kabul etmesin."

ŞİKAYETÇİ OLANLARA TEHDİT

Yaralıları hastaneye taşıyan ve hastane önünde bulunan yaralı yakınlarından alınan bilgiler de şöyle aktarıldı:

"Yaralılar hastaneye getirildiğinde, hastanenin etrafı zırhlı araçlar ve çok sayıda güvenlik gücü tarafından kuşatılmış haldedir. Hastane önünde kimsenin birikmemesi ve gelenlerin de dağılması için çok sert müdahalede bulunulmuş, plastik mermi ve gaz kullanılmıştır. Yapılan sert müdahalede 5 kişi plastik mermilerin kafa, gözaltı, yüz, sırt ve boyun bölgelerine isabet etmesi sebebiyle yaralanmışlardır. Yine yaralı yakını olan kadınların saçlarından sürükleme ve darp, işkence ve kötü muamele ile sert müdahale devam etmiştir. Bu müdahalede yaralananların hastaneden rapor almayı istemeleri ile hukuki girişim başlatma istekleri yine güvenlik güçlerinin engellemesi ve tehditleri ile karşılanmıştır.

Yüzü pansumanlı ve sol gözünün çevresinin tamamen morarmış olduğunu gördüğümüz kişi olaya dair suç duyurusunda bulunmak için hastaneden rapor almak istediğini ve bu sebeple tekrar hastaneye gittiğini, ama doktorun rapor vermediğini belirtmiştir. Akabinde orada bulunan polisin herkese yönelik "şikayetçi olanı da işbirlikçi ilan eder, tutuklarız" dediğini tarafımıza aktarmıştır."

Heyet görüşmelerin ardından Hakkari Barosu, vali ve cenazelerin nakli için araç temini noktasında görüşme gerçekleştirdiğini kaydetti.

TESPİTLER

Yapılan görüşmeler, gözlem ve tespitler ile toplamda edinilen bilgiler ışığında heyet, şu değerlendirmeleri kamuoyuyla paylaştı:

* Olay yeri, güvenlik bölgesi ya da yasak ilan edilen bir bölge değildir. Bu bölgede sivillerin bulunması her daim olabilir, özellikle kurban bayramı arifesinde köylülerin o alanda kurbanlık aldığı güvenlik güçlerince de bilinmektedir. Hal bu iken, bahse konu yerde bir operasyon yapılması demek mutlak surette sivillerin zarar göreceğinin, ölebileceğinin, yaralanacağının, doğanın ve doğal yaşamın da zarar göreceğinin bilinmesi demektir. Operasyon kararı güvenlik güçlerince verilmiştir. Böylesi bir karar, devletin peşinen ulusal ve uluslararası mevzuatla beraber insan hakları ile hukuk kurallarını ihlal edeceğinin bir kabulü yorumuna vesile olmaktadır.

"* "İşbirlikçi" ilan edilen köylüler olaydan kısa bir süre önce üst ve araç araması ile kimlik kontrolü yapılan Depin kontrol noktasından geçerek olay yerine geçmişlerdir. Madem bu kişiler hakkında şüphe var, neden kontrol noktasında gözaltına alınmadılar?

* Yakalama imkanı ve olasılığı varken, neden silahlı İHA kullanıldı?

* Olay yerine savcı keşif için gitmemiştir. Olay yerini bomba atılmasından sonra ilk kez gören köylülerdir. Yaralıları köylüler kendi imkanlarıyla hastaneye yetiştirmişlerdir.

* Olaya dair tüm hukuki süreçlerde mağdurların yanında olduğumuzu belirterek, olayın aydınlatılması için siyasi ve hukuki çabamızı sonuna kadar sürdüreceğimizi Halkların Demokratik Partisi olarak saygı ile kamuoyuna arz ederiz.