Kamuran Yüksek'ten DBP kongresine mesaj

Tutuklu bulunan DBP Eş Genel Başkanı Yüksek, partisinin kongresine mesaj gönderdi. "Her nerede olursak olalım mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz; diz çökmeyeceğiz" mesajını veren Yüksek, çözüm modeli olarak da demokratik özerkliği işaret etti.

Adana F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, partisinin 4. Olağanüstü Kongresine mesaj gönderdi.
Yüksek, Siirt Belediyesi Eş Başkanı Tuncer Bakırhan tarafından okunan mesajında, kongreye katılanları selamlayarak şunları ifade etti: 
"Fiziken olmasa da şu an ruhen her zamandan daha fazla birlikte olduğumuzu rahatlıkla ifade edebilirim. İnanıyorum ki her bir delegemiz, üyemiz, çalışma arkadaşımız ve dostlarımız da baskıların yoğun olduğu bu süreçte daha fazla kenetlenmek ve yenilmez bir ruh oluşturmak gerektiğini hissediyor ve bunun bilincindedir. Hak ve özgürlük mücadelesinde hep beraber güçlü durmaya devam ettiğimiz takdirde, demokratik koşullarda özgür bir geleceği hep beraber yaşayıp göreceğimize inancım tamdır. Hepimiz biliyoruz ki zifiri karanlık ne kadar artıyorsa, şafak sökümü de o denli yaklaşıyor demektir."

'ÇÖZÜM DEMOKRATİK ÖZERKLİK-DEMOKRATİK CUMHURİYET'

Ortadoğu açısından çözümün “demokrasi” olduğunu belirten Yüksek, şöyle devam etti:
"Bu çerçevede dört ayrı ülkede yaşayan halkımız, Kürt halkı açısından çözüm, yaşadıkları ülkelerin bütünlüğü içerisinde bir halk olarak tanınması, ana dilde eğitim, başta olmak üzere kimliksel haklarını özgürce geliştirebilecekleri, yerel otonomi, özerk modeller içerisinde yönetime katılabilecekleri, kendilerini yönetebilecekleri bir çözümdür. (...) Bu kapsamda biz, DBP olarak değişim ve başta Kürt sorunu olmak üzere tüm sorunların çözümü açısından Cumhuriyetin demokratikleşmesi gerektiğini, yani 'Demokratik Cumhuriyet' diyoruz. DBP olarak, tüm bu nedenlerle 'Demokratik Özerklik' modelini benimsiyor ve öneriyoruz."
AKP/Saray'ın soykırımcı saldırılarına dikkati çeken Yüksek, şunları belirtti: 
"Binlerce ölümü, göçertmeleri, ülkenin tamamında doğan ekonomik kriz, yoksullaşma, kentlerin tahribi ve kamulaştırma politikalarını kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Her zaman olduğu gibi halklarımızın yanında olmalıyız; acıların, mağduriyetlerin giderilmesi ve hayatın sürdürülebilmesi için dayanışma çalışmaları sürmelidir. Savaş ve şiddet politikalarının durması için siyasi çalışmalar, baskılara karşı toplumsal mücadele yükseltilmelidir.
AKP ve Erdoğan bu şiddet ve baskı politikaları ile hak ve özgürlük talebi olan halkımızın, demokratik siyaseti, demokrasi çevrelerinin, basının, aydınların alanını daralttığını sanıyor olabilirler ama esas olarak kendi alanını daralttığını, bu kadar katılaşarak, otoriterleşerek daha kırılgan hale geldiğini yaşayacak ve görecektir."

'SAYIN ÖCALAN'IN ÖZGÜRLÜĞÜ SÜRECİ BAŞARILI KILAR'

Yüksek, mesajının devamunda şu hususlara değindi:
"Kürt halkının haklarına kavuşması herkesin yararına olacaktır. Kürt sorununun şiddet dışı yöntemlerle çözülmesi tüm ülkenin, toplumun her kesiminin yararınadır. Bu konuda en son denenen 2013-2015 çözüm-müzakere süreci önemli tecrübeler oluşturmuştur. 'Çözüm Süreci'nde yöntem bakımından İmralı-Kandil-Ankara hattında aracı heyetler üzerinden geliştirilen yöntemin tek başına başarılı olmadığı görülmüştür. Kesin sonuç ve başarı açısından yeni bir yöntem benimsenmelidir. Bunun için Sn. Öcalan’ın Cezaevi koşullarında değil, özgür koşullara kavuşturulması, bizzat süreci yönetebileceği, her kesimle  ve her kesimin de kendisi ile görüşebileceği ortam yaratılmalı, çatışma sarmalından çıkılarak müzakere yoluyla süreci sonuca ulaştırma imkanı sağlanmalıdır. Sayın Öcalan’ın özgür koşullarda geliştireceği sürecin başarılı olacağına, ülkeyi şiddet ortamından çıkararak, Küt halkı ve tüm kesimlerin haklarına, özgürlüklere kavuşarak demokratikleşmenin gerçekleştirilebileceğine inanıyorum. Diğer türlü RT Erdoğan ve AKP’nin bundan sonra kimseyi muhatap almayacağız yaklaşımı ne gerçekçi ne de sorun çözücüdür. Hangi sorun olursa olsun sorunu yaşayan taraflarla çözülür, bunun dışında bir çözüm olduğu bugüne kadar görülmemiştir.
Değerli Delege Arkadaşlarım!
Tüm bu hususlar parti olarak gelecek dönem görev ve sorumluluklarımızı da ortaya koymaktadır. Demokratik Cumhuriyeti, Demokratik Özerkliği, tüm ülkede anlatmak, anlaşılır kılmak, toplumun bundan yararını göstermek, bu programın geliştirilmesi açısından demokratik siyaset kadrolarını yetiştirmek, toplum kesimlerini örgütlemek ve çözüm açısından Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü istemek dönem politikalarımız olmaktadır.

'NEREDE OLURSAK OLALIM; VAZGEÇMEYECEĞİZ!'

Değerli Arkadaşlar!
Partimize yönelik siyasi operasyon, tutuklama ve baskıların çok yoğun olduğu bir dönem yaşıyoruz. Hatta parti meclis üyelerimiz Sêvê Demir ve Mehmet Yavuzel örneğinde olduğu gibi parti üyelerimizin katledildiği düzeyde bir süreç yaşadık. Böylesi bir süreçte birlik ve bütünlüğü korumak en önemli hususların başında geliyor. Her arkadaşımızın bu süreçte daha büyük bir azim ve kararlılıkla parti çalışmalarına odaklanacağına kuşkum yoktur. MYK’den PM’ye, il yönetimlerinden ilçe yönetimlerine, belediye eş başkanlarından meclis üyelerine kadar tam bir uyum ve kenetlenme içinde olmak gerekir. Yine aynı şekilde siyasi olarak bileşeni olduğumuz HDP ile birlik, kenetlenme ve uyum içinde milletvekili dokunulmazlığının kaldırılarak Meclis'ten atılmaya, DBP belediyelerine kayyum atama planlarına karşı birlikte demokratik siyasal mücadeleyi yükseltmek gerekmektedir.
Değerli Kongre Bileşeni, Misafirler ve Halkımız!
Sonuç olarak şunu söylüyorum; her nerede olursak olalım, dışarıda ya da zindanda, hak, özgürlük ve demokrasi mücadelemizden, çözüm politikalarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Zulme, çözümsüzlük politikalarına karşı zaman zaman geriye düşülebilir, bu kaybettiğiniz anlamına gelmez ama vazgeçtiğinizde kaybetmiş olursunuz. Onun için vazgeçmeyeceğiz, diyorum. Ve zulme karşı baş eğmeyecek, diz çökmeyeceğiz. Hepimiz görecek ve yaşayacağız ki hak, özgürlük ve demokrasi mücadelesi başarılı olacak, zulmedenler ise kaybedecektir. Bugün kongremizde seçilecek yeni yönetime bu temelde başarılar diliyorum.
Kongre delegelerimize, il-ilçe yönetimlerimize, belediye eş başkan ve meclis üyelerine, HDP Milletvekillerine, yönetimlerine, tüm konuklara ve halkımıza, bir kez daha teşekkür ediyor, selam ve saygılarımı sunuyorum. Ayrıca hapiste tutulduğum Adana F Tipinde bulunan siyasi tutsakların da selam ve başarı dileklerini iletiyorum."