Kerkük’te ulusal birlik ilke ve prensipleri semineri

Güney Kürdistan’ın Kerkük kentinde KCK Dış İlişkiler Komitesi, ulusal birlik, ilke ve prensipleri konulu bir seminer düzenledi.

KCK Yürütme Konseyi ve Dış İlişkiler Komitesi üyesi Serhat Varto tarafından verilen seminerde KCK Dış İlişkiler Komitesi tarafından çıkarılan ilkeler ve prensipler belgesi tanıtılarak içeriği tartışmaya açıldı.

Kerkük’teki Hola Sirvan Talabani’de saat 15.00’da düzenlenen seminerde konuşan Varto, prensipler ve ilkeler belgesi tanıtımına geçmeden önce Kerkük’ün içinde geçtiği sürece ilişkin bir değerlendirme yaptı.

Varto daha sonra ise, Dış İlişkiler Komitesi tarafından hazırlanan ilkeler ve prensipler belgesini tanıttı. Ulusal birliğin partiler üstü ve ulusal çıkarların esas alınması ve savunulması için zorunlu olduğunu vurgulayan Varto, “Ulusal birlik partiler, örgütler üstü bir meseledir. İlkeler ve prensipler meselesidir. Parti değil halk ve ülke çıkarlarının esas alındığı bir meseledir. Bazı kesimlere ulusal birlik dediğimizde aldığımız cevap, ‘Büyük partiler olan PKK, KDP, YNK ve diğer partiler önce aranızda bir birlik sağlayın’ şeklindedir. Biz de ulusal birlik önünde engel olanları ancak siz halk olarak onlara baskı yaparak onları zorlayabilirsiniz. Ya da halk olarak engel oldukları için gerekli dersleri verebilirsiniz diyoruz” dedi.

Varto prensipler ve ilkeler belgesini tanıtımında şu noktalara ilişkin şöyle konuştu:

“Kürdistan’ın her parçası her Kürdün siyaset, ticaret yapması, yaşaması için ülkesidir. Bu konuda hiçbir yasaklayıcı durumu Kürtler kabul etmemeli ve şiddetle karşı çıkmalıdır.

Kürtlerin bir ulusal birlik siyasetleri olmalıdır. Partilerin değil, Kürt ulusu, ülkesi ve halkının çıkarlarını esas alan bir siyaseti olmalı.

Yapılacak siyaset demokratik olmalı. Sömürgeciler Kürtler arası bir çatışma ve çelişkiyi her zaman çıkarmışlar. Çünkü bundan yararlanıyorlar. Artık bunun zamanı geçmiş. Demokratik siyasetin gelişmesi Kürtlerin ulus olarak gelişmesi demektir. Onun için tüm parti, örgütler demokratik siyasete dahil olmalıdır.

Kendi kaderimizi tayin etme en doğal hakkımızdır. Bunun uluslararası yasalarda da yeri var. Ama bunu nasıl isteyeceğimizi, sağlayacağımızı tartışmamız lazım. Kaderimizi tayin hakkımızı dört parça ülkemiz ve parçalarda yaşayan halkımız için istemeliyiz. Bir parça için isteyip diğer parçaları göz ardı etmek bir kader tayin etme girişimi değil. Kendi kaderimizi tayin etme hakkımızı Rojava, Doğu, Kuzey halkının iradesi olmadan sadece Güney için istememiz olmaz. 

Kürdistanı sömürgelerinde tutan ülkelere Kürt sorununu demokratik, siyasi ve diyalog yoluyla çözmeye çağırıyoruz. Eğer sömürgeciler eğer bunu kabul etmese o halde Kürtlerin savaşarak mücadele ile haklarını alma yolu meşru olur.

Ulusal ordu kurmamız şarttır. Gerilla, peşmerge ve varsa Kürtlerin diğer güçlerinden ulusal bir ordu kurulmalı, ortak bir komutanlık altında hareket etmeli prensibimiz var.”