Rakka'nın özgürleşmesi: Yeni dengeler, yeni dönem

Dünyanın beklediği Rakka’yı Özgürleştirme Hamlesi, yapılan açıklama itibarıyla resmen başladı. Hamle için bir süredir askeri, siyasi ve diplomatik çalışma yürütülüyordu.

ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon yetkilileri ile YPG’nin öncüsü olduğu QSD yetkilileri arasında yürütülen askeri, siyasi ve diplomatik görüşmeler sonucunda, Rakka'yı Özgürleştirme Hamlesi'nin başlaması için 5 Kasım günü belirlendi. 

Hamle nedeniyle QSD ve bileşenleri bölgeye askeri yığınak yaptı ve yapılan açıklamayla hamle resmen başlamış oldu.

Hamle, YPG/YPJ güçlerinin öncülüğünü yaptığı QSD ve bileşenleri tarafından yapılıyor. Yine QSD içerisinde aktif rol alan farklı Arap gruplar da başlatılan özgürleştirme hamlesinde aktif rol alıyorlar. Operasyona Koalisyon Güçleri de havadan destek veriyor. 

Rakka Operasyonu bir süre önce başlayacaktı. Ancak Türk devletinin Rojava-Kuzey Suriye topraklarında yer alan Şehba kentleri Cerablus ve El Rai'yi işgal etmesinin ardından da Bab kentine yönelmesi, epeyce bir süre ertelenmesine neden oldu. 

Hamlenin gecikmesi sadece bununla da sınırlı değil. Türk devletinin ve desteklediği Suriye Ulusal Koalisyonu (SUK) çetelerinin Cerablus üzerinden Cerablus Askeri Meclisi savaşçılarına ve QSD mevzilerine saldırıları ve son olarak Şehba bölgesinde Devrimci Güçlere saldırması, özgürleştirme hamlesinin gecikmesine neden oldu. 

Bu süre zarfında özgürleştirme hamlesini yapacak olan güçler ise gereken hazırlıklarda bulundu.

Türkiye, QSD ve YPG/YPJ’nin yer almaması için hazırladıkları gruplarla DAİŞ çetelerine karşı Rakka, Musul, Tel Afer vb. yerlerde savaşacaklarını ABD’ye iletmişti. Ancak ABD bunun gerçekçi olmadığını ve gerçekçi olsa dahi Türk devleti ve destekli çeteler ile herhangi başarı elde edilemeyeceğini bildiği için Türk devletinin bu girişimlerini reddetti. 

Ve artık Ankara’nın söyleyeceği bir söz kalmadı. Türk hükümetinin, Rakka’yı Özgürleştirme Hamlesi'nin başarısızlığı için dua etmekten başka yapacağı bir şey kalmadı!

ABD’liler, Türk devletini reddederek Rakka Operasyonu için artık Türk devletinin söz hakkına sahip olmadığını da QSD, YPG/YPJ yetkililerine iletti.

Başlatılan özgürleştirme hamlesi kısa bir süre zarfında sona ermeyecek. Bunun birkaç nedeni var. Bunlardan birisi de kış şartları ve Rakka’nın yarısının çöl olması. Rakka’yı Özgürleştirme Hamlesi'nin siyasi ve askeri riskleri oldukça fazla. QSD olarak formüle edilen yapı, siyasi ve askeri niteliği gereği Demokratik Federal Suriye için umut vadeden tek modeldir. 

Kürtler, Araplar, Türkmenler, Süryaniler vb. bölgedeki tüm farklı halk ve inanç toplulukları, askeri alanda QSD çatısı altında bir araya gelirken, siyasi alanda Demokratik Suriye Meclisi (MSD) çatısı altında bir araya gelmiş bulunuyor. 

Dolayısıyla Kuzey Suriye’yi DAİŞ çetelerinden temizlemek ve Rakka’yı özgürleştirmek, QSD ve MSD'yi Suriye’de tartışmasız bir güç konumuna getirecektir. Ve bu durum askeri ve siyasal dengeleri çok sert bir şekilde sarsacaktır.

Başta Türk devleti olmak üzere, böylesi bir gelişmeyi istemeyen uluslararası ve bölgesel güçlerin olduğu da çok açıktır. Onun için, özgürleştirme hamlesi kapsamında önemli ilerlemeler kaydedildikçe içeride ve dışarıda saldırılar da artacaktır. 

Özellikle Rojava-Kuzey Suriye topraklarına sızdırılan veya sızdırılacak olan grupların her türlü saldırıyı yapmak isteyeceklerini bilmek ve bu temelde önlemler almak gerekiyor. 

Bu süreçte Türkiye ve Bakurê Kürdistan’da da DAİŞ çetelerinin Kürtlere ve sosyalist güçlere yönelik olası saldırılarına karşı tedbirli olmak lazım. DAİŞ çeteleri ve onun en büyük destekçisi Türk devleti, Ankara, Suruç, Amed, Antep vb. katliamlarına benzer girişimlerde bulunmaktan kaçınmayacaktır.

Ama bu riskler özgürleştirme hamlesini durdurmayı ya da ertelemeyi değil, daha güçlü ve hızlı şekilde hayata geçirmeyi gerekli kılıyor. Ve yapılacak olan da budur.

Hamleyi sadece Rakka ile sınırlandırmak yanlış olacaktır. Özgürleştirme hamlesi, Kobanê-Efrîn kantonlarının kısa vadede birleşmesini de beraberinde getirecektir.

Rakka DAİŞ çetelerinin kalbi konumunda ve çeteler için hayati önemde bir merkezdir ve DAİŞ çetelerinin buradan temizlenmesi, Rojava ve Suriye’nin geleceğini askeri ve siyasal açıdan önemli bir şekilde etkileyecektir. 

Kobanê’nin 50 kilometre güneyindeki Eyn İsa ve Silük kasabasından başlayan Rakka’yı Özgürleştirme Hamlesi, Rakka kent merkezinin etrafına kadar devam edecek. Operasyonun birinci aşaması bu şekilde tasarlandı.

Kent çevresi temizlendikten sonra, QSD, YPG/YPJ savaşçıları Rakka kentine dayandıktan sonra muhtemelen yeni bir durum değerlendirmesi olacaktır. Zira kent savaşının ayrı bir karakteri vardır. Onun için, savaşçılar ilk olarak Rakka’nın kuzey hattında yer alan köy ve kasabalara odaklanacak.

Bu operasyon sürecinde, DAİŞ çetelerinin konumladığı Kuzey Suriye’nin diğer merkezlerindeki gelişmeleri, özellikle de Şehba alanındaki gelişmeleri dikkatle izlemek gerek.

Hamle ile DAİŞ çeteleri sadece Rojava-Kuzey Suriye toprakları için değil, Suriye için de önemli oranda tehdit olmaktan çıkarılacaktır.

Türkiye’nin Rojava ve Suriye’de kaybetmesi, Kürtlerin Türkiye ve Bakurê Kürdistan’da da kazanması anlamına gelecektir. Onun için yaşanacak her gelişme herkes için hayati önemdedir.

Rakka’yı Özgürleştirme Hamlesi, bu nedenle yeni bir dönemin başlangıcıdır. Bu dönem taktik ve stratejik bir dönemdir. Özgürleştirme hamlesi ile birlikte birçok denge kırılacaktır ve yeni gelişmeleri beraberinde getirecektir. Bekleyip göreceğiz...