AKP/Saray rejiminin içeride ve dışarıda izlemiş olduğu politikalarının iflas etmesi ve bunun karşısında Kürt halkı başta olmak üzere ezilen ve sömürülen kesimlerin Halkların Demokratik Partisi’nde (HDP) bulmuş olduğu temsiliyet ile vermiş oldukları özgürlük ve eşitlik mücadelesine dönük saldırılar hız kesmeden devam ediyor. Son olarak aralarında HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu HDP’li 10 milletvekili başta olmak üzere DBP Eş Başkanı Sebahat Tuncel ve Kürt siyasetçilerin AKP/Saray rejiminin talimatıyla tutuklanmasına karşı da hem iç kamuoyunda hem de dış kamuoyunda yoğun bir şekilde tepki gösterildi. İnkar ve imhaya dayanan AKP/Saray rejiminin politikalarına tepki gösteren Urfalılar, düşüncelerini ANF ile paylaştı.

‘12 EYLÜL’DE BİLE BUNLAR YAŞANMADI’ 

12 Eylül Askeri Darbesi’nde tutuklanarak Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde de kalan İsmet Korkmaz (55), 1980’li yıllarda yaşanan askeri darbe ile halk üzerinde geliştirilen inkar ve imhaya dayalı konsept ile gelinen süreçte AKP/Saray rejimi tarafından başta Kürt halkı olmak üzere ezilen ve sömürülen halklara dönük geliştirilen süreç arasında büyük farklılar olduğunu dile getirdi. Korkmaz, AKP/Saray rejiminin “rezil” bir siyaset yürüterek, sergilemiş olduğu ikiyüzlü politikalar ile 12 Eylül Askeri Darbesi’nden ayrıştığını belirterek, “Erdoğan ve AKP’nin yaptığını 1980’de darbe yapanlar bile yapmadı. 1980’da halka kendi aslını ret etme dayatılıyordu, şimdi ise AKP/Erdoğan cuntası gelinen süreçte Kürt halkının aslından doğru verilen mücadeleden ötürü imhayı dayatıyor.

AKP/Erdoğan süreciyle bu ülkede yaşanan hukuksuzluklar, 1980’de bile yaşanmadı. Göz göre göre; basın, medya, parti, seçilmiş ve halklara karşı yürütülen politikalar ile Kürtlere ölüm gösterilerek sıtmaya razı edilmeye çalışılıyor. Demirtaş ve Yüksekdağ’ın da bu politikalar sonucu tutuklanmasıyla Kürt halkına baş eğdirilmek isteniyor, ancak Kürt halkı üzerinde daha önce denenmiş olan ve sonuç vermeyen bu politikalar geçmişte olduğu gibi bugünde tutmayacak. Herkesin çok iyi bilmesi gerekiyor ki Kürt halkı özgürlüğü için canını bu yola koyan bir halk ve bu politikalarla asla sinmez” diye düşüncelerini paylaştı.

‘KÜRDİSTAN’DA YAŞANANLARIN TEK BİR TARİFİ VAR O DA FAŞİZMDİR’

AKP/Saray rejiminin kendisi gibi düşünmeyen hiçbir farklılığı kabul etmediğini ve hakları için mücadele eden herkesi yok etmeyi kafaya koyduğunu söyleyen Şaban Çakmak (45) da demokrasi ve özgürlükten yanan herkesin bu saldırılara karşı cephe almaya çağırdı. Kürt halkının temsilcilerinin tutuklanarak cezaevlerine konulmasının kesinlikle kabul edilemeyeceğini dile getiren Çakmak, “Tüm ülkeyi diktatörlük ile yöneteceğini düşünen AKP/Saray rejimi halkların özgürlük ve demokrasi talepleri karşısında kaybetmeye mahkumdur. Kimse bu güne kadar zulüm, inkar ve imha politikalarıyla bir yere varamamıştır. Demirtaş ve Yüksekdağ ile milletvekillerinin tutuklanması bu ülkede kaosu isteyen ve kandan beslenenleri kim olduğunu gözler önüne seren bir gerçekliktir. Herkesin bu gerçekliği görmesi ve ona göre hareket etmesi lazım.

Bugün yaşananlar ses çıkarılmadığı zaman yarın kopacak olan daha büyük kıyametlerin habercisidir. Herkesin buna göre hareket etmesi, görev ve sorumluklarını yerine getirmesi gerekiyor. Kürdistan’da yaşananların da tek bir tarifi var o da faşizmdir. Her gün yaşanan hukuksuzluklara bir yenisi daha ekleniyor. Bir olmazsak eğer tek tek hepimize yönelecek olan bu saldırılara karşı koymamız da mümkün olamaz” diye kaydetti.

‘BİZİ TUTUKLAYABİLİRLER AMA DAVAMIZDAN ALIKOYAMAZLAR’

HDP Eş Başkanları ile milletvekilleri, parti yöneticileri ve yurtsever olan herkese karşı devreye koyulan topyekun bir saldırının olduğunu belirten Şeh Ahmet Yalçınkaya (65) ise Kürt halkının tüm yönelimler karşısında bu güne kadar sergilemiş olduğu dik duruşundan hiçbir taviz vermeyeceğini söyledi. AKP/Saray rejiminin Kürtlerin kazanımlarını hazmedemediğini dile getiren Yalçınkaya, “Bugün 4 parça Kürdistan’da Kürtler her geçen gün kazanımlarını daha çok ete kemiğe bürüyerek büyütüyor. Bunu da vermiş olduğu bedeller karşılığında ilmek ilmek örerek yaptı. Bugün bunu hazmedemeyenler Kürtlere saldırıyor. Seçilmişlerini tutukluyor, işkencelerden geçiriyor halkını katlediyor. Ama Kürt halkı bir yüz yıl daha köle olarak kalmayı kabul edemez. Varlık ve yokluk mücadelesinin verildiği günlerden geçiyoruz. Yaşanan hukuksuzlukların hepsi göz önündedir. Bunu herkes çok iyi biliyor ve görüyor. Dünya bugün bunlara seyirci kalıyor. Ama Kürt halkı buna seyirci kalamaz. Bir yüz yıl daha köle olarak yaşamaz. Seçilmişlerimizi tutuklayabilirler. Bizleri de. Ama bizi davamızdan alıkoyamazlar” dedi.