2008’deki global ekonomik krizden etkilenen AB’deki dar gelirli kesimler, Covid-19 salgınının yol açtığı yeni krizle boğuşuyor.
27 üye ülkede 450 milyona yakın kişinin yaşadığı AB’de son veriler, yoksulluk tehdidi altındakilerin oranının yüzde 21,1 olduğunu gösteriyor.
Birleşmiş Milletler (BM) ise, henüz etkilerinin kamu yardımları sayesinde geciktirildiği sosyal krizin büyüyeceği uyarısını yapıyor. BM’nin aşırı yoksullukla mücadele amaçlı görevlendirilen raportörü Olivier de Schutter, krizin etkilerine karşı önlem alınmasını istedi.
AB ülkelerinde yoksulluğun vurduğu beşte birlik kesim içinde 19,4 milyon çocuğun yanı sıra 20,4 milyon kadar çalışan bireyin olduğu biliniyor. Covid-19 önlemleri ve yarattığı ekonomik krizin on milyonlarca kişiyi aylarca ücretten yoksun bıraktığı veya ücretlerinde düşüşe neden olduğuna işaret eden de Schutter, bu kesimin kriz öncesinde de dar gelirli olduğuna vurgu yapıyor.
YIL SONUNA DOĞRU ETKİLERİ DAHA BÜYÜK OLACAK
Ancak AB ülkelerinde mevcut krizden etkilenenlerin sayısının önümüzdeki aylarda ve gelecek yılda daha da artacağı tahmin ediliyor. Mart 2020’den bu yana hem ülkelerin hem de AB’nin ortak borçlanmasıyla şirketlere, çalışanlara ve dar gelirlilere yüz milyarlarca Euro’yu aşan yardımlar yapıldı. Bu ise krizin şimdiye kadar belirli bir düzeyde tutulmasını sağladı.
Buna karşın devlet yardımlarının son bulmasıyla birlikte bu yılın sonuna doğru şirket iflaslarının artacağı tahmin ediliyor. Olivier de Schutter’e göre, esas ‘sosyal kriz’ ise bu aşamada başlayacak.
YOKSULLUĞU AZALTMA HEDEFİ TUTTURULAMADI
AB ülkeleri daha önceki yıllarda 2020’de en az 20 milyon kişinin yoksulluktan kurtulmasını hedefliyordu. Ancak BM raportörüne göre bu hedef tutturulamadı.
VERGİ VE KEMER SIKMA POLİTİKALARI SOSYAL POLİTİKALARIN ÖNÜNDE ENGEL
BM raportörünün üzerinde durduğu bir diğer nokta ise, liberal politikaların sosyal harcamaları kısıtlaması. Bunların başında AB ülkelerinin şirketlerin yatırımlarını çekmek için vergi indirimlerinde birbirleriyle yarışmaları geliyor. De Schutter’e göre, sadece bundan dolayı AB’nin toplamdaki vergi geliri kaybı yıllık 160 ila 190 milyar Euro arasında.
De Schutter’in işaret ettiği bir diğer engel ise, kemer sıkma politikalarının dayatılması. Her ne kadar Covid-19 krizi nedeniyle askıya alınsa da AB’nin daha önce kabul ettiği ‘İstikrar Paktı’, devletlerin bütçe açıklarını milli gelirlerinin yüzde 3’ünü aşmayacak şekilde sınırlamalarını zorunlu kılıyor.
BM’ye göre, hükümetlerin sosyal politikalara ayırdıkları meblağların ‘masraf’ olarak değil de uzun vadede ‘yatırım’ olarak görülmeli ve kemer sıkma politikalarının neden olduğu yoksullukla daha iyi mücadele edilebilir.