Gıda Krizlerine Karşı Küresel Ağ tarafından yayınlanan rapora göre geçen yıl 55 ülkede 155 milyon kişi ya “kriz” ya da “daha kötü” bir durum içerisinde bulunuyor. Kriz hali, beş aşamalı uluslararası gıda güvenliği ölçeğinde üçüncü aşamaya denk geliyor.
2019 yılı ile kıyaslandığında kriz halinde olan insanların sayısına 2020 yılında 20 milyon kişi daha eklendi.
2016 yılında ortaya çıkan Gıda Krizlerine Karşı Küresel Ağ’ın bünyesinde BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Dünya Gıda Programı da yer alıyor.
Küresel Ağ, “Raporun ilk baskısından bu yana akut gıda güvensizliği giderek arttı” dedi.
Geçen yıl 38 ülkede 28 milyonu aşkın kişi “gıda acil” durumuna düştü. 4’üncü aşamaya denk gelen bu durum, “açlıktan ölme” eşiğine yaklaşıldığını gösteriyor.
Bu durumdan özellikle Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Yemen ve Afganistan etkilendi.
2020 yılında Burkina Faso, Güney Sudan ve Yemen’de ise 133 bine yakın kişi “felaket/açlık” (5’inci aşama) durumundaydı.
Raporda ifadelerine yer verilen FAO'nun acil durum ve dayanıklılık bölümü direktörü Dominique Burgeon, “neden bu kadar aç insanın olduğuna” şu yanıtı getiriyor: “2020'de akut bir gıda kriziyle karşı karşıya kalan 100 milyon insan için ana neden çatışma ve güvensizlikle ilgiliydi.”
2019 yılında aynı nedenden ötürü akut gıda krizi yaşayanların sayısı 77 milyon kişiydi.
Çatışmalar geçen yıl Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Yemen, Afganistan, Suriye, Nijerya ve Güney Sudan’da yaşanan 10 temel krizin 6’sına yol açtı.
Geçen yıl Afrika kıtası, 98 milyon kişiyle açlığın en ağır vurduğu kıta olarak kalmaya devam etti. Bu sayı, dünya genelinde açlığın vurduğu insanların yüzde 63’üne denk geliyor. 2019 yılında bu oran yüzde 54’tü.
2021 yılı için de sinyaller iyi değil. Burgeon, “Şimdiden zorlu bir yıl olacağı görülüyor” dedi.
Rapor şöyle noktalanıyor: “Çatışmalar gıda krizlerinin birincil nedeni olmaya devam ederken, Covid-19 ve beraberinde getirdiği sağlık kısıtlama önlemleri kırılgan ekonomilerde akut gıda güvensizliğini şiddetlendirmeye devam edecek.”