Kurt: Emek sömürüsü iktidar tercihidir
Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Hamit Kurt, mevsimlik işçilerin sorunlarını yasal zeminde çözmek yerine emek sömürüsüne devam edildiğini belirterek, “İktidar sermayeden ve örgütsüzlükten yana” dedi.
Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Hamit Kurt, mevsimlik işçilerin sorunlarını yasal zeminde çözmek yerine emek sömürüsüne devam edildiğini belirterek, “İktidar sermayeden ve örgütsüzlükten yana” dedi.
Mevsimlik işçilerinin aileleriyle birlikte 20 milyona vardığını söyleyen Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Hamit Kurt, iktidarın, toplumun örgütlü ya da yasal zeminde hak ve hukukunu savunmasını istemediğini vurguladı.
Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) Genel Başkanı Hamit Kurt, mevsimlik tarım işçilerinin sağlık ve yaşam koşullarına ilişkin ANF’ye konuştu.
Kurt, tarım işçilerinin salgınla daha ciddi sorunlarla boğuştuklarını; birçok ülkenin bu tür yaşamsal sorunları, basit yasalarla en asgari düzeye indirebildiklerini hatırlattı. Kurt, “Bugün Türkiye’de mevsimlik tarım işçilerine yönelik herhangi bir yasal zemin yok. Yasanın getirilmeme nedeni olarak da bize ‘İş Kanunu’ işaret ediliyor. 4857 sayılı kanun, mevsimlik işçileri de kapsayan bir kanundur fakat sadece bir yerinde mevsimlik işçiler geçiyor. Daha çok turizm sektörüne yönelik bir kanundur. Bizim ise mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için bir yasa teklifimiz ve ısrarımız var” dedi.
EMEK SÖMÜRÜSÜ TERCİH EDİLİYOR
Mevsimlik tarım işçilerinin bu yasayla beraber sağlık, barınma, taşınma örgütlenme gibi yasal zeminleri olacağını ama bunu şimdiye kadar hiçbir siyasi iktidar istemediğini söyleyen Kurt, “Çünkü bu alandan ciddi anlamda yararlanan bir sermaye kesimi var. Özellikle de bu iktidarla beraber sermaye küstürülmemek isteniyor. Emek sömürüsü tercih ediliyor. Bir yasal zemin oluşturulduğunda işçiler sendikalaşabilir, dernekleşebilirler ve örgütlü bir topluluk haline gelirler” şeklinde konuştu.
ÖRGÜTLÜ YASAL ZEMİN İSTENMİYOR
TÜİK verilerine göre 4,5 milyon mevsimlik işçinin olduğuna işaret eden Kurt, aileleri de dahil edildiğinde bu sayının 20 milyona vardığını ifade etti. İktidarın, toplumun örgütlü ya da bir yasal zeminde hak ve hukukunu savunmasını istemediğini kaydeden Kurt, “Geçmişte de dernek kurdular, bu derneklere yönelik nasıl saldırılar gerçekleştiğine tanık olduk. Sermayenin ihtiyaçlarını karşılamak uğruna bu insanlar gözardı ediliyor” dedi.
İŞ KAZASI DEĞİL, CİNAYET
İş cinayetlerine de dikkat çeken Kurt, şunları söyledi: “Sürekli bir kamyon devrildi, 10 tarım işçisi öldü, şeklinde haberler çıkıyor. Bunlar iş kazası değil, cinayettir. 27 tarım işçisi öldü. Toplum olarak bunu basitleştirmişiz, doğal bir şey gibi davranıyoruz. 2020 yılının ilk 7 ayında bin 98 işçi yaşamını yitirdi. Haziran verilerine göre 154 işçi öldü, bunlardan 7’si ise çocuk. Her sabah evinden çıkıp giden ve morga dönen günlük ortalama 7 kişi var, demektir. Bu iş cinayetlerinde birinci sırada da tarım işçileri var. İnsanların yaşamından bahsediyoruz.’’
İstenildiğinde bir günde tüm yaşanan sıkıntıların çözüleceğinin altını çizen Hamit Kurt, şunları ekledi: “Ben insanım diyen herkesin itiraz etmesi gerekiyor. Biz bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz, sendika olarak bu sorunu dile getirmeye, bu sorunları yasal bir zeminle düzeltme mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.”