Avrupa’nın bağımsızlık ve özerklik isteyen bölgeleri

Katalonya’da düzenlenen ve İspanya’nın tüm devlet aygıtını kullanarak engellemeye çalıştığı bağımsızlık referandumu, Avrupa’daki birçok diğer halkların bu yönlü taleplerini de gündemleştirmiş oldu.

Katalanların direnişi devam ederken, İspanya’dan Gürcistan’a, Belçika’dan İtalya’ya ve Balkanlar’a kadar birçok ülkede özerklik ve bağımsızlık mücadeleleri sürüyor.

İSKOÇYA BREXİT SONRASINDA BAĞIMSIZLIĞA DAHA YAKIN

Bağımsızlık talebinin son yıllarda en fazla gündem olduğu ülke ise İskoçya. 5,3 milyonluk nüfusuyla Büyük Britanya nüfusunun onda birine yakınını oluşturan İskoçya, 78 bin kilometrekarelik yüzölçümüyle ise Birleşik Krallık egemenliği altındaki toprakların üçte birini oluşturuyor.

14’üncü yüzyıldan 1707 yılına kadar İskoçya Krallığı olarak egemenlik hakkına sahip olan ülke, son olarak 1998 yılındaki Scotland Act ile kendi parlamentosuna kavuşmuştu.

İskoçya’nın bağımsızlığı için 2014 yılında düzenlenen referandumda halkın yüzde 44,7’si Büyük Britanya’dan ayrılma yönünde oy kullanmıştı. Ancak o dönemde henüz Britanya’nın Avrupa Birliği’nden çıkışına yönelik Brexit referandumu henüz gündemde değildi. İskoç halkının büyük oranda AB yanlısı olduğu biliniyor ve 2016’daki referandumda yüzde 63 oranında AB’de kalınması yönünde oy kullanılmıştı.

Britanya’nın 2019 yılında AB’den çıkacağının kesinleşmesi nedeniyle İskoçya’nın bağımsızlığı yeniden gündeme gelmişti. Bağımsızlık yanlısı İskoçya Ulusal Partisi (SNP) üyesi Başbakan Nicola Sturgeon, AB’den çıkılması nedeniyle birlik içerisinde kalma yanlısı olan ülke halkının kendi kaderini tayin hakkına yönelik yeni bir referandum düzenleyeceğini ilan etmişti. Ancak bu referandumun tarihine ilişkin kesin bir tarih verilmiş değil.

İKİ ÜLKE ARASINDA PAYLAŞILMIŞ BASK ÜLKESİ

Avrupa’da bağımsızlık talebi için on yıllardır mücadele veren bir diğer önemli ülke ise, Katalonya’dan daha çok İspanya’yı zorlayan Bask ülkesi. Her ne kadar Euskadi Ta Askatasuna (ETA) adlı örgüt 2011 yılında silahlı mücadeleyi bitirse ve bu yıl içinde son silahlarını bağımsız kuruluşlara teslim etse de, bağımsızlık talepleri bitmiş değil.

Bask Otonom Bölgesi, Katalonya ve Galiçya ile birlikte İspanya’da tanınan üç tarihi otonom bölgeden biri. En az 3 milyon nüfusu olan Bask halkı, otonom Bask bölgesi dışında Navarra’nın kuzey bölümü ile Fransa’ya bağlı Pyrénées Atlantiqus ilinin batısında yaşıyor. Bask topraklarının yüzde 15’ini oluşturan Fransa’daki kesimde herhangi bir otonomi söz konusu değil.

ETA’nın yanı sıra silahlı mücadeleyi reddeden ve 1978’deki özerklikten bu yana bölge başkanlarını çıkaran Bask Milliyetçi Partisi (EAJ) de önemli bir güç. Geçmiş yıllarda yapılan birçok anket, Bask halkının yarısının bağımsızlıktan yana olduğunu gösteriyordu.

BELÇİKA’DA ZORAKİ EVLİLİK

Avrupa’nın çok fazla gerginlik yaşanmasa da, halkların büyük oranda bölündüğü ülkelerden biri ise Belçika. Ülkeyi oluşturan başkent Brüksel ile Felemenkçe konuşulan Flandre bölgesinin yanı sıra Fransızca konuşulan Valonya’nın federal statüleri mevcut.

Bağımsızlık talebinin en güçlü olduğu bölge olan Flandre’da iktidarda olan partiler Belçika’dan ayrılma yanlısı. 13 bin 500 kilometrekarelik yüzölçümüyle Belçika topraklarının beşte ikisinden fazlasını oluşturan Flandre’ın 6,5 milyon nüfusuna ek olarak başkent Brüksel’de de belirli bir Flaman topluluğu mevcut.

Belçika’nın sanayisinin ağırlıklı kısmını barındıran ve işsizlik oranlarının ülke geneline kıyasla düşük olduğu Flandre’da bağımsızlık yanlısı Yeni Flaman Birliği (N-VA) önemli bir siyasi güç. 2010 yılında Belçika’da federal hükümet kurma çalışmalarında başlayan kriz 541 gün sürmüş ve bu dönemde Flamanlar arasında Belçika’dan ayrılma konusu daha yoğun gündeme gelmişti.

N-VA’nın özellikle 2010 yılından itibaren güçlenmesiyle birlikte oy kaybına uğrasa da aşırı sağcı Vlaams Belang adlı parti de bağımsızlık konusunda kesin tutumuyla biliniyor. Flamanların yaşadığı Flandre bölgesindeki bağımsızlık talepleri, Belçika’nın federal sisteminin önümüzdeki on yıllarda ayakta kalamayabileceği tehlikesine işaret ediyor. Ancak özellikle Flaman gençleri arasında yapılan anketler, federal sisteme olan desteğin daha yüksek olduğunu gösteriyor.

İTALYA’DA BİRÇOK BÖLGE SORUNLU

Farklı devletlerin birleşmesiyle 1861’de İtalya Krallığı altında toplanan birçok bölgede de halkların bağımsızlık talepleri mevcut. 2014 yılında Veneto özerk bölgesinin başkenti Venedik’te düzenlenen bir referandumda halkın yüzde 89’u bağımsızlık talebini dile getirmişti. Her ne kadar bu karar uygulanmasa da, kent halkının İtalya’dan özellikle vergi alanında bağımsız olmak istemi vardı. İtalya’da Venedik dışındaki birçok bölgenin bu yönlü umutları var.

Kuzey Ligi (Lega Nord) adlı sağcı parti, üniter devlet içerisinde Kuzey İtalya’nın önemli bir kısmını oluşturan Padania’nın güçlü bir özerkliğe kavuşmasından yana. Bağımsızlık yanlıları, ekonomik olarak ülkenin güney bölgelerinden çok daha güçlü olan kuzeyin diğer bölgelerin ‘yükünü çekmek’ zorunda olduğunu ve bunun son bulması gerektiğini savunuyor.

Ülkenin kuzeyinde Avusturya sınırında bulunan Güney Tirol ile Akdeniz’deki Sardinya’nın kültürel ve dilsel alanlarda özerk statüleri tanınmış durumda. Nüfusunun büyük kısmını Almanca konuşanların oluşturduğu Güney Tirol’da 2014 yılı başında düzenlenen bir referanduma 400 bin seçmenden 61 bin kadarı katılmış ve katılımcıların yüzde 92’si bağımsızlık yönünde oy kullanmıştı. Güney Tirol, Sardinya ile birlikte ileriki yıllarda İtalya’yı zorlayacak iki bölge olarak görülüyor.

KORSİKA VE ALSAS

Üniter devlet yapısının yanı sıra dil üzerinden en ağır asimilasyon politikalarının uygulandığı Fransa’da, Alsas, Bretonya ve Korsika’nın yanı sıra Bask ülkesinde özerklik talepleri uzun süreden beri mevcut. 75 bölgesel dil ve lehçenin anayasal olarak tanındığı Fransa’da, Bretonya ve Alsas’da bu yönlü talepler son yıllarda neredeyse hiç dile gelmese de, Bask ülkesi ve özellikle Korsika’da bu talep oldukça canlı. Alsas bölgesinde dil derslerinin yanı sıra Almanya tarafından yönetildiği 1871-1919 yılları arasında edinilen sağlık ve sigorta güvencesi gibi haklar aynen korundu. Ayrıca 1905 Laiklik Yasası da Alsas ile Moselle ili için geçerli değil.

Bağımsızlık yanlılarının silahlı mücadelesinin de olduğu Korsika’da ise Fransa genelinden farklı bir statü tanınmıştı. 1982, 1991 ve 2002 yıllarındaki farklı yasal değişiklikler sonucunda Korsika Teritoryal Kolektivitesi olarak tanınan bölgede, bölgesel meclis ve yürütme organı bulunuyor.

Fransa’nın 1982’de kurulan bölgelere tanıdığı ekonomik, sosyal ve eğitim alanındaki birçok yetkiye ek olarak Korsika dili ve kültürünün geliştirilmesi mümkün. Diğer bölgelerle birlikte aynı anda yapılan seçimlerle belirlenen Korsika Meclisi’nin Korsika’nın bütçesi ve kalkınma planlarını kabul etme yetkisi var. Fransa Parlamentosu’nun da Korsika’yı ilgilendiren önemli konularda bu meclise danışması gerekirken, Korsika Meclisi, Fransız hükümetine yasa ve düzenlemelere ilişkin öneri sunabiliyor. Ayrıca mecliste ‘devlet dili’ olarak Fransızca konuşulsa da, isteyen üyelerin Korsika dilini kullanması mümkün.

BAĞIMSIZLIK TALEBİNİN OLDUĞU DİĞER ÖZERK BÖLGELER

AB ülkeleri ile diğer Avrupa ülkelerinde bağımsızlık veya daha geniş özerklik talebinin sık sık dillendirildiği birçok bölge bulunuyor.

Romanya’da Macar azınlığın yaşadığı Transilvanya ve Banat’ta birçok kültürel ve dilsel hak tanınmış durumda. 20 milyon nüfuslu Romanya’da 1,5 milyon civarında Macarca konuşan halk yaşıyor.

Macarların genel toplam içerisinde çoğunluk olduğu en önemli idari bölge ise Macar halkının alt gruplarından Sekellerin oluşturduğu ‘Sekel Ülkesi’. Nüfusunun dörtte üçüne yakını Sekel Macarlarından oluşan bu bölgede anadil ve kültürel hakların daha da genişletilmesi yönünde mücadele veriliyor.

Sırbistan’da Macarların altıda birlik bir oranla en önemli azınlık grubu olduğu Voyvodina’da bu halkın yanı sıra neredeyse tüm Balkan halkları birlikte yaşıyor. Sırbistan’ın kuzeyini oluşturan bölgeye 1945 yılında tanınan ‘sosyalist otonom bölge’ statüsü, 1989 yılında kaldırılmıştı. Ancak özerk statü 2010 yılından itibaren yeniden tanındı. 2013 yılında düzenlenen gösterilerde, zaten Kosova’nın fiiliyatta ayrılmasıyla daha da parçalanma riski olan Sırbistan’dan ayrılma talepleri yükselmişti.

 FİİLİYATTA BAĞIMSIZ ABHAZYA VE GÜNEY OSETYA

Kafkas ülkesi Gürcistan’da da 1990’lı yıllardan bu yana Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlık mücadelesi sürüyor. Abhazya’da 1991 yılında fiili olarak elde edilen bağımsızlık, halen uluslararası alanda tanınmış değil. Yine 1992 yılında referandumla bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya, 2004 ve 2008’de Gürcistan’ın güç kullanarak yeniden işgaline direnmişti. 2008 Güney Osetya Savaşı’nda Rusya’nın müdahalesiyle bu girişim püskürtülmüştü. Güney Osetya’yı Rusya’nın yanı sıra sosyalist yönetimlerin olduğu Venezuela ve Nikaragua ile Tuvalu ve Nauru gibi küçük ülkeler tanımıştı. Ancak uluslararası toplum halen bu fiili durumu tanımamakta ısrar ediyor.

Tüm bu bölgelerin yanı sıra Bosna-Hersek’te 1995 yılından itibaren oluşturulan Boşnak, Sırp ve Hırvat federasyonunun parçalanma riski yüksek. Bosna Sırp Cumhuriyeti, diğer antitelere göre birlikten ayrılma talebinin en yüksek olduğu ülke.