Sri Lanka Cumhurbaşkanı neden sarayından kaçtı?

Sri Lanka Cumhurbaşkanı Gotabaya Rajapaksa, yüz binlerce kişinin kuşattığı sarayından kaçtı. Başbakan istifa etti. Cumhurbaşkanı da istifa edecek.

Ülkede aylardır protesto eylemleri var. 9 Temmuz Cumartesi günü yüz binlerce kişi başkent Colombo’daki cumhurbaşkanlığı sarayın, Maliye Bakanlığı ve cumhurbaşkanlığı bürolarını ele geçirdi.

Bazıları Başbakan Ranil Wickremesinghe’nin özel konutuna da girdi ve ateşe verdi.

Güvenlik güçleri cuma akşamından itibaren sokağa çıkma yasağı ilan etmişti. Ancak halk yasakları dinlemedi. Bunun üzerine sokağa çıkma yasağı kaldırıldı.

Protesto gösterilerine müdahale sırasında üç kişi hayatını kaybetti, 52 kişi yaralandı.

Eylemcilerin saraya ulaşmasından birkaç dakika önce Rajapaksa, yerel saatle 10.00’a doğru sarayından kaçtı.

2019 yılında seçilen Rajapaksa, “güvenli bir yere” götürülürken, “askeri bir birlik tarafından korunduğu” ifade edildi.

Parlamento Başkanı Mahinda Abeywardana yaptığı açıklamada Rajapaksa’nın “barışçıl geçiş için 13 Temmuz’da istifa edeceğini” duyurdu.

Parti yöneticileri ile yapılan acil bir toplantının ardından Başbakan Ranil Wickremesinghe de ulusal birlik hükümetinin kurulması için istifa etti. Halkın baskısı üzerine cumhurbaşkanının kardeşi olan başbakanın istifa etmek zorunda kalması ardından Wickremesinghe mayıs ayında hükümetin başına getirilmişti.

Her ikisinin istifa etmesi halinde parlamento başkanının 30 gün boyunca ülkeyi yönetmesi gerekiyor. Bu süre içerisinde vekillerin yeni bir cumhurbaşkanını, Rajapaksa’nın görev süresinin dolacağı 2024’e kadar seçmesi gerekiyor.

HALK ÜÇ AYDIR SARAYI KUŞATIYOR

Rajapaksa ve çevresi ülkenin 2021 yılından bu yana içinde bulunduğu krizden sorumlu tutuluyor. Sri Lanka, bağımsızlığından bu yana en kötü krizini yaşıyor.

Halk üç aydır cumhurbaşkanlığı bürolarının etrafından kamp kuruyor. Mayıs ayındaki protestolarda 9 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmıştı.

GENEL KITLIK YAŞANIYOR

Ülkede genel bir kıtlık yaşanıyor. Normal tüketime yetecek yakıt yok, elektrik kesintileri günlük olarak yaşanıyor, Dünya Bankası’na göre tüketici fiyatları haziran ayında yıllık bazda yüzde 54,6 arttı.

Ulusal para birimi mart ayından beri yüzde 50’ye yakın değer kaybetti, Covid-18 krizi ile birlikte turizmden de yoksun kalan ülke nisan ayından beri 51 milyar dolarlık dış borcunu ödeyemiyor.

Ukrayna savaşı ile birlikte durum daha da ağırlaştı. Nisan 2021’de yüzde 100 biyo tarıma zorla geçiş gibi bir dizi siyasi karar üretimin çökmesiyle sonuçlandı ve bu kararlar altı ay sonra iptal edildi.

Bu zorluklar karşısında Dünya Gıda Programı’na göre ailelerin yüzde 86’sı yetersiz besleniyor.

YARI MAFYA RAJAPAKSA KLANININ YARATTIĞI ÇÖKÜŞ

Daha yalın bir ifadeyle, Rajapaksa klanının yönettiği ülkede sistem çöktü. Yaşanan toplumsal, siyasal ve ekonomik krizin çok sayıda nedeni var.

Tartışmalı bir siyasi geçmiş, yolsuzluklar, Çin ile olan ilişkiler bu nedenlerin başında geliyor.

Rajapakse klanı etrafındaki tartışmalar yeni değil. Daha iyi anlamak için 2009 yılına gitmek gerekiyor. 37 yıl boyunca Tamil halkına karşı yürütülen savaş, o yıl katliamlar yapılarak kazanıldı. Mahinda Rajapaksa, 2005 ile 2015 arasında cumhurbaşkanıydı.  2019 ile 2022 arasında ise başbakandı. Böylece Rajapaksa döneminde Tamil mücadelesi çok kanlı bir şekilde ezildi.

Seylan etnik grubunun çoğunlukta olduğu ülkede Rajapakse’ye Tamiller tarafından nefret edilen bir kişi olarak dikkat çekiyor.

Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre, Tamillerle savaşın son haftalarında 40 bin dolayında sivil katledildi. Gerçek rakamın çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.

Rajapaksa kardeşlerin ağır suçlara bulanan siyasi geçmişinin yansıra, hükümet içerisindeki yolsuzlukları da diğer bir temel sorun olarak öne çıkıyor. 2019’dan beri başbakan yapılan Mahinda Rajapaksa, protesto eylemleri karşısında 9 Mayıs Pazartesi günü istifa ederek kaçmak zorunda kalmıştı.

Diğer bir kardeş olan Maliye Bakanı Basil Rajapakse, kamu fonlarını zimmetine geçirmekle suçlanıyor. Muhalefet ona, hükümet adına sözleşmelerden elde ettiği komisyonlara gönderme yaparak “Sayın yüzde 10” lakabını takmıştı.

Bu klanın yürüttüğü politikalar ve yolsuzluklar bir bütün olarak ülkeyi çöküşe sürükledi.  Uzmanlara göre, bir yarı mafya rejimi oluştu.  İktidarın dostlarına verilen vergi hediyeleriyle bağlantılı bütçe gelirlerinde önemli kayıplar yaşanırken iktidar içerisinde “bir dost kapitalizminin” yerleşmesine neden oldu.