İsveçli yazar ve insan hakları örgütlerinden Eren Keskin'e destek

İsveçli yazar ve insan hakları örgütleri, basın ve ifade özgürlüğü ile kadın ve insan haklarını savunduğu için Türk devletinin hedef haline getirdiği Avukat Eren Keskin'le dayanışma içinde olduklarını açıkladı.

Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma amacıyla gazetenin yazı işleri müdürlüğü görevini üstlendiği için 15 Şubat'ta yargı karşısına çıkacak olan insan hakları savunucusu Eren Keskin'e destek vermek amacıyla 5 yazar ve insan hakları örgütü, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e ortak bir mektup gönderdi.

İsveç PEN Kulubü, Olof Palme Merkezi, Uluslararası Af Örgütü, Sınır Tanımayan Avukatlar, Anna Lindh Anı Fonu tarafından gönderilen mektupta Eren Keskin'in 15 Şubat günü yargı karşısına çıkarılacağı hatırlatıldıktan sonra Türkiye'nin muhaliflere yönelik baskı ve tutuklamalarına sert eleştiriler yöneltildi.

Keskin'in Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma amacıyla geçici Yazı İşleri Müdürlüğü görevini üstlendiği için cezalandırılmak istendiği belirtilen mektupta “Savcı iddianamesinde Eren Keskin'in terör örgütüne destek verdiğini iddia ediyor ve eğer mahkum edilirse uzun hapis cezasına çarptırılacak” uyarısında bulunuldu.

1990'lı yıllardan bu yana Türk makamlarının insan hakları ve ifade özgürlüğünü savunduğu için Eren Keskin'i susturmak için her türlü yöntemi uyguladığını belirten 5 örgütün mektubunda Keskin'e yönelik baskı ve saldırılara şu ifadelerle yer verildi.

“İlk mahkumiyet 1995 yılında geldi, o günden beri hakkında 140 dava açıldı. Keskin baskılara uğradı, ölümle tehdit edildi ve saldırılara maruz kaldı. Yorulmaz ve cesur mücadelesinden dolayı pek çok ödüle; Orhan Doğan Barış Ödülü, Hrant Dink Ödülü, Anna Dahlbäcksstipendiet Fonu, Anna Lindh Ödülü ve Martin Ennals Ödülü'ne layık görüldü.”

KESKİN'E YÖNELİK SUÇLAMALAR GERİ ALINMALI

Mektubun sonunda 5 örgüt Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'den Keskin'e yönelik suçlamaların geri alınmasını ve davanın düşmesini ve baskıların sona ermesini talep etti.

Mektubun altında İsveç PEN Kulubü Başkanı Jesper Bengtsson, Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Anna Johansson, Sınır Tanımayan Avukatlar Başkanı Loise Gunven, Anna Lindh Anı Fonu Başkanı Lena Hjelm-Wallen, Olof Palme Uluslararası Merkezi Başkanı Anna Sundström'ün imzaları bulunuyor.

Uzun yıllar İsveç PEN Kulubü'nün yönetimde yer alan ve Türkiye'de yazar ve gazetecilere yönelik davalara PEN'i temsilen gözlemci olarak katılan Yazar Elisabeth Ohlin, ANF'ye yaptığı açıklamada Türkiye'de son yıllarda basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılarda belirgin bir artış görüldüğü değerlendirmesini yaptı.

Gelişmelerin Türkiye'nin yanlış bir yolda olduğunu gösterdiğini söyleyen Ohlin, “Türkiye'de atmosferin giderek daha fazla boğucu hale geldiğini ve bir çıkış olmadığını görüyoruz. Biz her zaman Türkiye'de baskı altındaki gazeteci ve yazarlara destek verdik. Desteğimiz sürecek. Eren Keskin insan ve kadın hakları savunucusu bir kahraman. İnsan hakları ve kadın hakları mücadelesini uzun yıllardan beri sürdürüyor. Keskin 1990'lı yıllardan bu yana ifade, basın özgürlüğü ve kadın haklarını savunan bir hukukçu. Çok değerli işlere imzasını attı. Baskı altındaki gazeteciler, insan hakları savunucuları ve kadınların mücadelesine destek verdi” dedi.

Erdoğan rejiminin muhalifleri gerçek olmayan suçlamalarla susturmak istediğini belirten Ohlin, Osman Kavala'nın yıllardır tutuklu olmasının kabul edilemeyeceğini de sözlerine ekledi.

ÖZGÜR GÜNDEM DAVASI DÜŞÜRÜLMELİ

Çin, Yemen, Eritre, Suudi Arabistan, Türkiye ve dünyanın diğer ülkelerindeki tutuklu gazetecilerle dayanışmak amacıyla yazar örgütleriyle birlikte eylemler düzenlemekle tanınan Kürdo Baksi de Eren Keskin ve Özgür Gündem'de gazetecilik yaptıkları için haklarında dava açılan tüm gazeteciler hakkında açılan davaların düşürülmesini talep etti.

Keskin ve Özgür Gündem'le dayanışma içinde olan gazeteci ve yazarlara açılan davaların Erdoğan rejiminin ifade ve basın özgürlüğüne yönelik saldırıların bir parçası olduğu değerlendirmesini yapan Baksi, konuşmasının devamında şunları kaydetti:

“Keskin ve dayanışa amacıyla yazı işleri müdürlüğü yapanlar hakkındaki iddianameler fabrikasyondur. Erdoğan rejimi kendisinden farklı düşünenlere tahammül edemiyor, muhalifleri hapis cezalarına çarptırarak susturmak istiyor. Türkiye şu anda dünyada en fazla gazeteci hapseden ülkedir. Kürtler, feministler ve sol hareketlere yönelik büyük bir baskı var. Amaçları muhaliflerin seslerini çıkarmalarını engellemek. Özgür Gündem'le dayanışma amacıyla bir gün yazı işleri müdürlüğü yapanlara ceza verilmek istenmesi kabul edilemez.”

Erdoğan'ın hukuk reformu yapılacağını söylemesi ile Keskin'in cezalandırılmak istenmesinin bir çelişki olduğunu belirten Baksi, “Avrupa Birliği Erdoğan'ın açıklamaları ile yaptıkları arasındaki çelişkileri görüyor. Erdoğan rejimi Avrupa'yı kandıramaz. Eren Keskin ve aynı davadan yargılananların beraat etmeleri ve cezaevlerindeki tüm gazetecilerin serbest bırakılması gerekir. Hiç kimse düşüncelerinden dolayı cezaevlerinde olmamalı” diyerek Türkiye'nin gerçekleştirdiği ifade özgürlüğü ihlallerini eleştirdi.

‘HEPİMİZ EREN KESKİN'İZ’

Kendisinin Keskin ve tutuklu gazetecileri sık sık İsveç medyasının gündemine getirdiğini hatırlatan Baksi, “Avrupa'da yaşayan sürgündeki Kürtler, Süryaniler, Ermenilerin Eren Keskin'e yapılanları anlatmaları gerekir. Hepimiz Eren Keskin'iz” diyerek gazeteci ve yazarlarla dayanışmanın süreceği mesajını verdi.