‘Barış ve demokrasiyi mutlaka kazanacağız’

10 Ekim Ankara katliamının 5. yılı dolayısıyla Kadıköy’de kitlesel anma gerçekleştiren İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, “Barış ve demokrasiyi mutlaka kazanacağız” mesajını verdi.

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri Kadıköy'deki Beşiktaş İskelesi'nde Ankara katliamında yaşamını yitirenleri andı. HDP milletvekilleri ve çok sayıda demokratik kitle örgütü ile siyasi partinin katılımıyla gerçekleşen kitlesel anmada, “Unutmayacağız, affetmeyeceğiz” mesajı verildi.

Anma öncesi CHP Kadıköy ilçe binası önünden Kadıköy Meydanı’na yürümek isteyen kitle polis tarafından engellendi. Bu keyfi yasağa tepki gösteren kitleye polis saldırdı. Kitle, tüm engellemelere rağmen anmanın yapılacağı Kadıköy İskele Meydanı’na sloganlar eşliğinde yürüdü.

Ankara katliamında yaşamını yitiren 103 canın fotoğrafların taşındığı anmada, “10 Ekim unutturmayacağız affetmeyeceğiz” yazılı pankart açıldı. Anma katliamda yaşamını yitirenler için yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Katledilen 103 canın isminin teker tekere okunarak, “yaşıyor” diye haykıran binler hep bir ağızdan, “Ankara’yı unutma unutturma”, “Katil devlet hesap verecek”, “Katil IŞİD işbirlikçi AKP” sloganları atıldı.

DELİ: BAŞINDAN BERİ BİR GARİPLİK VARDI

Anmada ilk konuşma katliamda yaşamını yitiren Dicle Deli’nin babası Faik Deli tarafından yapıldı. 10 Ekim Dayanışma Derneği adına söz alan Deli, 5 yıl önce yaşanan katliamın dün gibi hatırladığını ifade etti. İstanbul'dan binlerce kişinin ülkede yaşanan kaotik durumun ve akan kanın durması, bozulan barış ortamının yeniden tesisi için yola çıktığını anımsatan Deli, "Ben ve kızım Dicle'de vardı. Ancak daha öncesinden defalarca Ankara merkezli birçok eyleme, mitinge, katıldığımdan dolayı nasıl gidildiğini, gidilirken daha İstanbul'dan ve diğer şehirlerden çıkılırken nasıl güvenlik tedbirlerinin alındığına bizzat tanık oluyordum. Ancak 9 Ekim günü İstanbul'dan Ankara doğru yola çıktıklarında Tandoğan Meydanı'na gidene kadar herhangi bir kontrol ve engellemeyle karşı karşıya kalmadık. Bir gariplik olduğunu sezdik ancak IŞİD'in böyle bir katliam gerçekleştireceklerini beklemiyorduk” dedi.

‘ONLAR KATLETTİKÇE BİZ ÇOĞALACAĞIZ’

DAİŞ katillerinin o gün 103 canı katlettiğini vurgulayan Deli, “Yüreğimiz soğumadı” diyerek üzerinden asırlar da geçse bu katliamı unutmayacaklarını kaydetti. Yaşamını yitiren 103 canın bıraktığı bayrağı bugün milyonlar tarafından taşındığını ifade eden Deli, “Öldürmekle, katletmekle bitiremedikleri gibi bugün de bitiremeyecekler. Daha önce yaşananlar var; Roboski var, Suruç'u var, Dersim'i var, Maraş'ı var, var var var... Ama bitiremediler, onlar katlettikçe bizler çoğalıyoruz. Çoğalmaya devam edeceğiz” dedi.

'DEVLET KATLİAMIN ORTAĞIDIR'

Katliamın ardından polisin yaralılara saldırdığını anımsatan Deli, devletin katliamın ortağı olduğunu vurguladı. Dava sürecine de değinen Deli, 9 ay boyunca "gizlilik kararı" nedeniyle dosyalara ulaşamadıklarını, insanların acısını yaşayamadan cenazeleri kaldırırken baskılara uğradıklarını ve engellendiklerini belirtti. "Çünkü kendi suçlarını, kendi yaptıklarını, beraber iş tuttukları barbar katilleri gizlemeye çalıştılar, ancak gizleyemediler" diyen Deli, mahkemelerde yaşanan hukuksuzluğa dikkat çekti.

Sürecin takipçisi olmaktan asla vazgeçmeyeceklerini kaydeden Deli, bütün sorumlular hesap vermeden bu davanın kapanmayacağının altını çizdi.

TEMELLİ: O ACININ HESABINI MUTLAKA SORACAĞIZ!

HDP Milletvekili Sezai Temelli ise, Ankara katliamının acının hiç dinmediğini vurgulayarak, "O acı bizi hesap sormaya davet ediyor evet o günün hesabını mutlaka soracağız. Ankara'da 103 canımızı neden yitirdik? Çünkü bu iktidar faşizmi kurumsallaştırmak için bu ülkenin özgürlük, barış mücadelesi verenlerine hep saldıra geldi. IŞİD, Kobanê'yi düşüremediği için, bu ülkede Kobanê direnişinin yaratmış olduğu o büyük mücadeleyi yok etmek için çöktürme planı hazırlayanlar, önce Diyarbakır'da 2015'te bir katliam gerçekleştirdiler. Olmadı Suruç'ta 33 canımızı yitirdik olmadı bu kez Ankara'da 103 canımız yitirdik" dedi.

DAİŞ’in elini kolunu sallayarak bu katliamı gerçekleştirdiğini hatırlatan Temelli, bu katliamdan siyasi rant elde etmeye çalışanların da katiller kadar suçlu olduğunu kaydetti. İktidarın gelinen noktada helikopterlerden atmalara kadar her türlü baskıyı hayata geçirdiklerini söyleyen Temelli, "Faşizme karşı yan yan gelmek, omuz omuza vermek zorundayız. Bunlar kendi kazdıkları kör kuyularda debeleniyorlar. Özgürlük mücadelesi verenleri bu kuyuya çekmeye çalışıyorlar" diye konuştu.

DEMOKRASİ VE ADALET TALEBİ KANLA BASTIRILDI

Konuşmaların ardından İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı KESK İstanbul Dönem Sözcüsü Mehmet Emin Kırşanlıoğlu okudu. Türkiye tarihinin en karanlık katliamının üzerinden 5 yıl geçtiğini hatırlatan Kırşanlıoğlu, adalet, barış ve eşitlik taleplerini haykırmak için ülkemizin dört bir yanından Ankara Garına akın eden on binlerin IŞİD saldırının hedefi olduğunu vurguladı. 103 kişinin yaşamını yitirdiği bu katliamın, iktidarın yeni Osmanlıcı, mezhepçi, ırkçı, yayılmacı savaş politikalarının tırmandığı bir dönemde yaşadığını anımsatan Kırşanlıoğlu, katliamın işçi, emekçileri, demokrasi güçlerinin, insanca bir yaşam mücadelesini hedef aldığını kaydetti. 7 Haziran seçimlerindeki iktidarın yenilgisi sonrası demokrasi ve adalet talebi kanla bastırılmaya çalışıldığına işaret eden Kırşanlıoğlu, “Ankara Katliamı’ndan bu yana açığa çıkanlar, gizlenenler, iktidar tarafından korunup, kollananlar, “henüz kendini patlatmadı” denilerek geri salınanlar, ‘Katliamdan sonra oylarımız arttı’, “Kaos istediniz buyurun size kaos’ açıklamaları yapanlar...saldırının planlı, organize, halka ve örgütlerine dönük bir saldırı olduğunu ortaya koymuştur” dedi.

Ankara katliamı davasının bir adalet ve demokrasi davası olduğunun altını çizen Kırşanlıoğlu, bu nedenle bugün bir yas ve anma günü değil, bir mücadele günü olduğunun altını çizdi. Katliamın tüm sorumluları açığa çıkana ve onlardan hesap sorulana kadar mücadelenin süreceğini vurgulayan Kırşanlıoğlu, “Ankara davası ve demokrasiye karşı işlenen tüm katliamlar aydınlatılmadan, bu ülkede adaletten söz etmek mümkün olmayacaktır. Tüm sorumluların yargılanması ve hesap vermesi için mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Bu ülkenin işçileri, emekçileri ve ezilen halkları olarak emeğin haklarını, barışı ve demokrasiyi mutlaka kazanacağız” dedi.