Bozgeyik: Savaş politikası bitmeden ekonomik kriz de bitmez

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, ekonomik ve toplumsal krizin sona ermesi için Türkiye’deki demokrasi ortamının yeniden inşa edilmesi gerektiğini belirtti.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, iktidarın kamu emekçilerine yaptığı yüzde 3 oranındaki zammı ANF’ye değerlendirdi. Bütçenin işçiye, emekçiye ayrılmadığını söyleyen Bozgeyik, iktidarın savaş politikalarına dikkat çekti. Bozgeyik, ekonomik krizin en önemli nedenlerinden birinin savaş ve yayılmacı politikalar olduğunu belirterek, barış ve demokrasi ortamı için mücadele edeceklerini kaydetti.

‘TÜİK’İN RAKAMLARI YANILTICI’

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını söyleyerek, işçi ve kamu emekçilerine yapılan "zammı" eleştirdi. Bozgeyik, Aralık ayında TÜİK’in %14.60 olarak açıkladığı enflasyon rakamı üzerinden iktidar blokunun, Ocak ayında kamu emekçilerine yapılacak olan ücreti belirlediğini ve kamu emekçilerine %7.60 oranında zam; SSK, BAĞKUR emeklilerine de %8.36 oranında zam yapıldığını aktardı. Bozgeyik, şöyle devam etti:

“Pandemi sürecinde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok büyük işsizlik ve yoksullukla karşı karşıya kaldık. Milyonlarca işçinin işten çıkartıldığı, milyonlarca esnafın iş yerini kapattığı, turizm ve ev bakım hizmetlerinde çalışan birçok kadın ve turizm çalışanlarının işsiz kaldığı, devletinde bir gelir desteği sağlamadığı bir yoksullaşma süreci yaşadık. İktidarın 2021 yılı bütçesine de baktığımızda, halktan, emekçiden, işçiden, yoksullardan yana bir bütçe oluşturulmadığı; saraydan, savaştan ve sermayeden yana bütçe hazırlandığını gördük. Pandeminin de devam ettiği 2021 yılı, var olan işsizlik rakamlarının daha fazla artacağı, yoksulluğun daha fazla derinleşeceğini bize gösteriyor. 2020 yılında %60 oranında doğalgaza, motorine, temel gıda maddelerine yapılan zamlara da baktığımızda, var olan çalışma yaşamı içinde yeni belirlenen asgari ücret rakamı ve kamu emekçilerine verilen ücret artışının tamamen bir yoksullaşma olduğunu görüyoruz. 2021 yılı bütçesini biz değerlendirirken, burada iktidarın ideolojik, politik anlamda tercihinin neo-liberal politikalardan yana, savaş ve sermayeden yana olduğunu ifade etmiştik. Giderek artan yoksullaşmaya baktığımızda TÜİK’in belirlemiş olduğu hem enflasyon hem işsizlik rakamları yanıltıcıdır. TÜİK’in Aralık ayında enflasyonu %14.60 oranında açıkladığı gün, bağımsız bir enflasyon araştırma grubu tarafından hazırlanan raporda gerçek enflasyon rakamının %36.77 olduğu açıklandı. KESK olarak bizim sosyal medya üzerinden yaptığımız enflasyon rakamları ile ilgili ankete bin kişi katıldı ve %99’u gerçek enflasyonun %30’un üzerinde olduğunu düşünüyor. İnsanları kuru ekmeğe muhtaç eden bir iktidar blokuyla karşı karşıyayız.”

‘ÇOKLU KRİZ YAŞANIYOR’

Türkiye’de çoklu kriz yaşandığını vurgulayan Bozgeyik, demokrasi ortamının neden inşa edilmesi gerektiğini de şu sözlerle anlattı:

“Aslında biz her ne kadar ücretlerin giderek eridiğini, reel anlamda yoksullaşmayla karşı karşıya kaldığımızı ifade etsek de sağlık krizi, ekonomik krizi, toplumsal kriz gibi çoklu krizlerin olduğu kaos sürecinin temel nedeni emperyalist, yayılmacı, neoliberal, savaştan yana güvenlikçi politikalardan kaynaklıdır. Türkiye’de güven endeksinin zayıfladığını uluslararası yatırımcılar açısından güvenli olmayan, diplomasi açısından Türkiye’nin tutarsız politikalarından dolayı bir kaostan yaşanıyor. KESK ve bir bütün olarak işçiler, emekçiler açısından yaşanan bu ekonomik ve toplumsal krizin sona erebilmesi için Türkiye’de bir demokrasi ortamının yeniden inşa edilmesi ve toplu sözleşmenin yeniden hayata geçirilmesi için mücadelenin yükseltilmesi gerekiyor."

‘AKP TABANINDA GÜVEN KAYBI...'

AKP’nin kendi tabanında da güven kaybettiğini vurgulayan Bozgeyik, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının işsizlik verilerine şöyle dikkat çekti:

“Pandemi döneminde sadece 3 milyona yakın bir kesim AKP’nin sosyal yardımlarından yararlandı.

İşini kaybedenlere günlük 39 TL ödendiği Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından açıklandı. Türkiye’de uzun süredir AKP’nin yoksulluğu ve zorla rızayı üreten politikaları nedeniyle de kendi istatistik verileri var. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının verilerinde 7-8 milyonluk bir kitlenin, sadece iktidarın sosyal politikalarından yararlanarak yaşamlarını idame ettirdiği açıklanmıştır. DİSK ve çeşitli sendikaların ve bizim de yaptığımızda araştırmalarda işsizlik rakamları 10 milyona yaklaştı. Böyle bir durumda işsizliğin, yoksulluğun olmadığını söylemek, büyüyen bir ekonomide olduğumuzu söylemek ve gayri safi milli hasılanın da kişi başına düşen gelirin giderek yükseldiğini söylemek pembe bir tablo çizmektir. AKP, artık kendi tabanında da güven kaybı yaşıyor.”

‘KÜRT İLLERİNE YOĞUN BASKI’

Bozgeyik, Kürdistan’da ekonomik krizin yanı sıra iktidarın baskı ve faşizan politikalarına da değinerek siyasal kriz yaşanırken ekonominin düzelmeyeceğini kaydetti. Bozgeyik, şöyle konuştu:

“Baskı ve savaş politikalarının günlük yaşamda da yoğun etkileri var. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL süreciyle, özellikle Kürt illerinde kamu emekçileri üzerinde baskı politikaları gelişti. Belediyelere kayyum atanmasından sonra binlerce işçi, hukukçu, kamu emekçisi işten çıkarıldı. Son 5 yılda KHK’ler aracılığıyla kamu emekçilerine sürgün ve işten çıkarma politikaları artarak devam ediyor. Demokratik siyasete, yerel yönetime yönelik bölgedeki kadın, çocuk, gençlik kurumlarına çok yoğun baskı ve faşizan politikalar var. Bunların temel nedeni AKP’nin Ortadoğu’da, Asya’da ve son olarak Kafkaslarda yeni Osmanlıcılık doğrultusunda Türk İslamcı sentezinin üretildiği ve bunun yayılmacı politikalarıdır. Bölgenin, yaşadığımız coğrafyanın bu hale gelmesinin yoğun savaş politikalarıdır. Özellikle Suriye’de yürütülen 12 yıllık savaş politikalarında açıkça ortaya çıktı. Türkiye’nin kaymakamlarının, kurumlarının, merkez bankasının orada ayrı bir politika geliştirdiği gözleniyor. Eğer bu yeni Osmanlıcı, Türk-İslamcı, milliyetçi, ötekileştirici, savaşçı politikalar ortadan kalkmazsa Türkiye’deki hem siyasal hem de ekonomik krizin iyileşmesi mümkün değil. Bu kaostan herkes doğal olarak etkilenecek.”

‘YOĞUN MÜCADELE YÜRÜTÜLMELİ’

KESK EŞ Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, önümüzdeki sürecin çok daha zor geçeceğini söyleyerek, yoğun mücadele edilmesi gerektiğini şu sözlerle ifade etti:

“Bizim açımızdan 2021 yılı hem bölgesel dengeler açısından hem iç dinamikler açısından çok zorlu ve çetin geçecek. İç dinamiklerin kendi öz güçlerine güvenerek tüm kesimleri örgütleyerek AKP-MHP iktidar blokunun baskıcı politikalarına karşı mücadeleyi yükseltmesi gerekiyor. Kamu emekçileri olarak ekonomik ve sosyal mücadele yürütürken aynı zamanda demokrasi ve barış mücadelesi de yürüterek bu yaşadığımız sorunların bütünlüklü olarak ele alınmasından yanayız. 2021 yılında da bizler gerçekten yoksullaşmayı, işsizliği, ücretlerimizdeki erimeyi ortadan kaldıracak insanca ve yoksulluk sınırının üzerinde bir ücretle yaşamımızı devam ettirmek istiyorsak, Türkiye’deki antidemokratik uygulamalara karşı, sermayeden yana bütçeye karşı demokrasi güçleri ve emek meslek örgütleriyle birlikte yoğun bir mücadele yürütmemiz gerekiyor.”