DW: Ekonominin çöküşü pahasına otoriterlik

Almanya’nın önde gelen radyolarından Deutsche Welle’de yayınlanan bir analizde, Türkiye’nin son yıllarda içine girdiği ağır ekonomik krizin ve Lira’nın değer kaybının otoriter devlet ve dış politikadaki müdahaleci tavrıyla doğrudan bağına dikkat çekildi.

DZ Bank tarafından yapılan bir araştırmaya değinilen haberde, uzun yıllar Türkiye ile para birimi konusunda aynı kategoride gösterilen Güney Afrika Cumhuriyeti arasındaki bir karşılaştırmaya yer verildi. Buna göre, Güney Afrika’nın para birimi Rand’ın 2016’dan bu yana ki 4 yıllık süreçte ABD doları karşısındaki değer kaybı yüzde 20 olarak ölçüldü. Aynı dönemde yeni Türk lirasının değer kaybı ise yüzde 60 olarak ölçüldü.

EKONOMİDEKİ KÖTÜ GİDİŞATIN ODAĞINDA ERDOĞAN BULUNUYOR

Erdoğan iktidarı döneminde ilk kez liranın dolar karşısındaki ederinin 1’e 8 gibi bir düzeye gerilediği vurgulanan haberde, DZ Bank araştırmasının bu değer kaybının esas nedenleri arasında siyasi nedenleri gösterdiğine işaret edildi. Araştırmalarına ilişkin DW’ye konuşan döviz uzmanı Sören Hettler, “Bu gelişmelerin odağında Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan bulunuyor. Erdoğan, Türkiye’yi özellikle de 2016’dan bu yana iç politik olarak tam bir otoriter devlete dönüştürdü” dedi.

DIŞ POLİTİKASI SORUNLARI DAHA DA AĞIRLAŞTIRIYOR

DW haber analizinde, Erdoğan hükümetinin 2016’daki darbe girişimini otoriter devleti kurmak için kullandığına yer verildi. Döviz uzmanı Hettler’in ‘Erdoğan’ın dış politikasının ekonomideki sorunları ağırlaştırdığı’ yönündeki tespitinin paylaşıldığı analizde, birçok krizden sonra hükümetin son olarak Eylül sonunda Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki Yukarı Karabağ krizine dahil olduğu hatırlatıldı.

‘DİKKATLERİ EKONOMİYE UZAKLAŞTIRMAK İÇİN KAVGA PEŞİNDE’

Hettler’in Türk Cumhurbaşkanı’nın sürekli ‘kavga arayan’ bir siyaset izlediğini belirten görüşünün de paylaşıldığı analizde, bundaki amacın dikkatleri kötü giden ekonomiden uzaklaştırmak olduğu belirtildi. Buna örnek olarak bir yandan Doğu Akdeniz’de Avrupa Birliği (AB) tırmandırılan çekişme ile Yukarı Karabağ’daki savaş gösterildi. Hettler, ekonominin yanı sıra bir diğer amacın da Erdoğan’ın iktidar konumunu güçlendirmek olduğunun altını çizdi.

YABANCI YATIRIMCILARIN GÜVENİ KAYBEDİLİYOR

DW analizinde yer verilen DZ Bank araştırmasının üzerinde durduğu bir diğer nokta ise, Erdoğan iktidarının sürekli gerginlik politikasının yabancı yatırımcılar üzerindeki etkisi. Buna göre, iç otoriter siyaset ve dışarıdaki gerginlik-çatışma siyaseti yabancı yatırımcıların güvenini azaltmaya devam ediyor. Analizde, Erdoğan’ın yüksek faiz talep eden hisse yatırımcıları için sürekli ‘para teröristleri’ veya ‘faiz lobisi’ gibi ifadelerle Türkiye’deki ekonomik kötü gidişattan sorumlu tuttuğuna dikkat çekildi. 

‘SORUMLU BİZZAT ERDOĞAN’IN KENDİSİ’

Türkiye ekonomisinin yurtdışında kısa süreli yoğun bir borçlanmaya gittiğine ve yabancı yatırımcıların aldıkları riskten dolayı yüksek faiz talep ettiklerini kabul eden uzman Sören Hettler, “Ancak tüm bunlara rağmen Türk Cumhurbaşkanı Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durumdan ve liranın değer kaybından bizzat kendisi sorumludur” diye konuştu.

‘GÜNEY AFRİKA’DA HİÇ OLMAZSA ÖZGÜRLÜKLER VAR’

DW haber analizinde son olarak Erdoğan’ın normalde bağımsız olması gereken Merkez Bankası’na dahi müdahale edecek kadar otoriter olduğuna vurgu yapıldı.

Ayrıca, Türkiye ile kıyaslandığında Güney Afrika’nın siyasi istikrarsızlık, reformlarda yetersizlik ve yolsuzluk gibi sorunlara rağmen ‘hiç olmazsa demokratik işleyiş, basın özgürlüğü ve bağımsız bir yargıya sahip olduğu’ gerçeği ifade edildi.