HDP demokrasi mücadelesinin odağıdır

Türkiye’deki soykırımcı faşist rejimin HDP etrafında ördüğü kuşatma önemli oranda kırılmıştır. HDP tüm toplumsal kesim ve siyasi çevrelerle ilişki kurmuştur. HDP üzerinde yaratılan önyargıların ve algıların kırılmasında çok önemli bir adım atılmıştır.

Türkiye’de Olağan Üstü Hal ortamında baskı ve hilelerle yapılan şaibeli seçimin sonuçları açıklandı. Erdoğan cumhurbaşkanı, AKP-MHP faşist ittifakı da iktidar oldu. Seçim sonuçları cumhurbaşkanlığı ve MHP’nin oy oranının bir hile mühendisliğiyle ayarlandığı anlaşılmaktadır. Saray Gladyosu, özel savaş organları ve YSK birlikte böyle bir ayarlanmış seçim hazırladıkları anlaşılmaktadır. MHP’nin baraj üstünde tutulması bu hilenin en somut görüntüsü olmaktadır. MHP’nin oylarının yüksek tutulması ve böylece meclis çoğunluğunun sağlanmasının bir derin devlet ayarlaması olduğu kesindir ve ilerde bunun kokuları mutlaka çıkacaktır. Kuşkusuz başka baskı ve hileler de yapılmıştır. Ama esas hilenin birinci turda Tayyip’i cumhurbaşkanı yaptırmak ve MHP’nin yüksek oyuyla meclis çoğunluğunu elde etmek amacıyla yapıldığı anlaşılmaktadır.

Bu seçim AKP-MHP faşizmi tarafından mutlak kazanma amacıyla yapılmış ve her şey buna göre düzenlenmiştir. Devlet Bahçeli’nin seçim kampanyası dönemindeki rahatlığının nedeni şimdi anlaşılmıştır. Meral Akşener ise seçim kampanyasının son dönemlerinde huzursuz bir durumdaydı. Herhalde onun da kulağına bir şeyler çalınmıştır.

Kampanyası süreci bu seçimin adil ve eşitlik standartlarının çok altında kalarak meşruiyetini yitirdiğini açıkça ortaya koymuştur. Sıralanacak birçok etkenle bu seçimin neden meşru olmadığı ortaya konulabilir. Bunları zaten tüm kamuoyu bilmektedir. Bu nedenle demokrasi güçlerine düşen görev bu seçimi, dolayısıyla cumhurbaşkanı ve oluşacak yönetimi meşru görmeyerek demokrasi ve özgürlük mücadelesini yükseltmek olmalıdır.

Bu seçimde irdelenmesi gereken en önemli nokta ise tüm baskı ve engellemelere rağmen HDP’nin barajı aşmasıdır. HDP’nin tüm baskı ve oyunlara rağmen barajı aşması, AKP-MHP faşizmine karşı bir direnişçi tutum olarak görülmelidir. ‘Kürdistan’da baskı ve hile çok yapılır, bu nedenle metropollerde bunu telafi edecek bir oy oranına ulaşmak gerekir’ tutumunun ne kadar doğru olduğu kanıtlanmıştır.

Bu seçimle birlikte HDP programına uygun olarak tüm Türkiye halklarının partisi ve demokratik iradesi haline gelmiştir. Artık HDP’ye Kürtler de, Türkler de, Azeriler de, Sünniler de, Aleviler de, Ermeniler de, Çerkesler de, Araplar da, Süryaniler de, Êzîdîler de bizim partimiz diyebilir. HDP gerçek anlamda programına uygun olarak Türkiye halklarının ve emekçilerin demokratik partisi haline gelmiştir. Bu Türkiye için büyük bir kazanımdır. Tüm Türkiye halklarının HDP etrafında demokrasi mücadelesi gücü olarak toplanmasının Türkiye siyasi tarihinde çok önemli sonuçları olacaktır.

HDP demokrasi mücadelesinin odağı, motoru haline gelmiştir. Türkiye’deki diğer demokrasi güçleriyle birlikte Türkiye’nin demokratikleşmesi mücadelesinde çok önemli rol oynayacaktır. Hangi toplumsal kesimler sorunlarını Türkiye’nin tam demokratikleşmesi içinde çözecekse onun yeri HDP olacaktır. Bu açıdan HDP bir demokrasi mücadelesi partisidir. Birilerinin milletvekili olduğu, konformist yaşama ulaştığı yer değildir. Çünkü HDP’ye verilen tüm oylar demokrasi mücadelesinin kararlılıkla yürütülmesi için verilmiştir. Biz inanıyoruz ki tüm HDP’liler ve seçilmişler bu doğrultuda hareket edeceklerdir. Zaten kendilerini de ayakta tutan mücadele olmuştur. On binlerce, yüz binlerce halkımızın acı çekmesi ve binlerce siyasetçinin zindanlara atılmasına rağmen bu mücadele sürdüğü için HDP ayakta kalmıştır ve bugünkü konumuna ulaşmıştır. Bu da demokrasi mücadelesinin odağı olmaktır.

Toplumsal ve siyasal mücadelenin en yoğun olduğu yer Türkiye tarihi boyunca İstanbul, İzmir, Çukurova, Ankara ve Kürdistan olmuştur. HDP buralarda çok güçlü ve etkili parti haline gelmiştir. Aldığı oyun çok üstünde toplumsal ve siyasi güce sahip bir partidir. Özgül ağırlıktan söz edilir. HDP Türkiye’nin özgül ağırlığı en yüksek olan bir partidir. Eğer demokrasi mücadelesinin odağı olarak demokrasiden yana olan tüm toplumsal kesimleri örgütleyecek bir dil, üslup ve tarzla yaklaşılırsa HDP etrafında toplanmayacak güç kalmaz.

Türkiye’deki soykırımcı faşist rejimin HDP etrafında ördüğü kuşatma önemli oranda kırılmıştır. HDP tüm toplumsal kesim ve siyasi çevrelerle ilişki kurmuştur. HDP üzerinde yaratılan önyargıların ve algıların kırılmasında çok önemli bir adım atılmıştır. Şimdi demokratik toplumcu çizgiyle en geniş toplumsal kesimlere seslenme yeteneğini göstermektir. Türkiye’nin şu anda en temel ihtiyacı en geniş demokratik toplum yelpazesiyle AKP-MHP iktidarının faşist hegemonyasına karşı mücadele etmektir. Faşizm en geniş demokrasi cephesiyle yenilgiye uğratılacaksa şimdi bunu yaratıcılıkla, sağduyuyla, dogmatik yaklaşmadan pratikleştirme zamanıdır. Özellikle tüm yelpazede sol demokratik güçlere bu konuda ciddi sorumluluklar düşmektedir. Doğru sol demokratik tutum tüm toplumsal güçleri demokrasi mücadelesi etrafında toplanmasını sağlayacaktır.

Kaynak: Yeni Özgür Politika