Karabağ'da Turanizm'in test sürüşü ve İran'a cephe hazırlığı

Kurdistan Komîte Eşbaşkanı Silo Dirboyan, Türk devletinin Karabağ müdahalesiyle Turancılık idealinin ön adımlarını attığını ve Suriye'den getirdiği çetelerin İran'a yönelik bir hamlenin hazırlığı olduğunu söylüyor.

Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki tartışmalı bölge Karabağ'da 27 Eylül'de başlayan çatışmalar, devam ediyor. Türk devletinin askeri gücü ve Suriye'den bölgeye gönderdiği çete gruplarıyla dahil olduğu çatışmalar şiddetleniyor.

Tarihi olarak Kürtlerin yaşadığı bir coğrafya olan ve Sovyetler Birliği'nin ilk yıllarına Kızıl Kürdistan'ın ilan edilen Karabağ'da daha sonra Kürtler tehcir edilmeye başlandı.

Sovyetlerin dağılmasından sonra 10 Aralık 1991'deki referandumla Azerbaycan'dan ayrılma kararı alan Karabağ'da Ermenistan ile Azerbaycan arasında başlayan çatışmalar 1994 yılına kadar devam etti.

Sorunun çözümü için 1994 yılında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) öncülüğünde Rusya, ABD ve Fransa'nın eşbaşkanlığını yaptığı Minsk Grubu oluşturuldu.

Fiili olarak Ermenistan hakimiyetinde bulunan Karabağ'da 1994 yılından beri Azerbaycan ile Ermenistan arasında zaman zaman çatışmalar yaşanıyor.

27 Eylül 2020'de başlayan çatışmalar ise Türk devletinin dahil olması ve başta da Rusya, ABD ve Avrupa ülkelerinin hala net bir tutum almamaları dolayısıyla çatışmalar günden güne şiddetleniyor.

Bölgedeki son durumu ANF'ye değerlendiren, Erivan'daki Kurdistan Komîte Eşbaşkanı Silo Dirboyan, Türk devletinin doğrudan savaşın tarafı haline geldiğini söylüyor.

ERMENİ SOYKIRIMININ DEVAMI...

Türk devletinin Karabağ'a yönelik saldırılarını "1915 Ermeni Soykırımı'nın devamı" olarak nitelendiren Silo Dirboyan, "Türk devleti Kürdistan'da, Suriye'de, Irak'ta ve Libya'da nasıl bir işgale girişmişse aynı şekilde Kafkasya'da da yeni işgal alanlarının peşinde" diyor.

TURANİZMİN ÖN ADIMLARI...

Silo Dirboyan, Türk devletinin bölgedeki çatışmaları şiddetlendirmesinin nedenini "Turanizm ideali ve haritalarının ön adımı" olarak değerlendirerek, savaşın bir anda şiddetlenmesinin nedeni olarak da şu yorumda bulunuyor: "Büyük güçler arasında kendi aralarında Akdeniz'de, Libya'da, Kuzey Afrika'da süren savaşın yönünü biraz da Kafkasya'ya çevirmek istedi. Ermenistan da, Rusya'dan umduğunu bulamayınca savaş şiddetlendi."

RUSYA'NIN SESSİZLİĞİNİN NEDENİ

Rusya'nın şimdiye kadar ciddi bir tepki göstermemesini de sorduğumuz Dirboyan, "Bu konuda çeşitli yorumlar var. Bu yorumların başında Rusya'nın bu saldırıların arkasındaki esas güçleri kestirmeye çalıştığı geliyor. Diğer yorum ise kötü senaryonun yorumu. O da Rusya'nın Suriye'de olduğu gibi çeşitli pazarlıklar sonucu Karabağ'dan vazgeçtiği yönünde" diye kaydediyor.

"Kötü senaryo yorumu"nun Rusya'nın zararına olacağını ifade eden Silo Dirboyan, Türk devletinin Turanizm fikrini her zaman canlı tuttuğunu ve Karabağ'da başarılı olmaları durumunda bunu tüm Türki cumhuriyetlere yaymaya çalışacağını kaydediyor.

'SURİYE'DEN GETİRİLEN ÇETELER TALANA BAŞLADI BİLE...'

Silo Dirboyan, Türk devletinin Suriye'den bölgeye gönderdiği çetelerin en başta Azeri halkının başına bela olacağını kaydederek, çetelerin şimdiden talana başladığını ifade ediyor. Silo Dirboyan, "Daha şimdiden girdikleri birçok yerde talana başlamışlar. Halkın evleri ve işyerlerinin kapılarını kırarak hırsızlığa başladılar. Efrîn'de, Serêkaniyê'de, Girê Spî'de Rojava'da yaptıkları şeylerin aynısını burada da yapmaya başladılar" diyor.

'ÇETELER İRAN'A YÖNELİK OLASI BİR HAMLENİN DE HAZIRLIĞI'

Suriye'den getirilen çetelerin ağırlıklı olarak, İran sınırına yakın bölgeye konuşlandırıldığını söyleyen Dirboyan, bunun İran'a yönelik olası bir hamlenin hazırlığı da olabileceğini kaydediyor. Dirboyan, "Bu çetelerin İran sınırına yerleştirilmesi İran'a yönelik olası bir hamlenin hazırlığı olarak da görmek gerekir" ifadelerinde bulunuyor.

'ERMENİLER ARASINDA BİRLİK RUHU VAR'

Karabağ'da yaşanan çatışmalarda Ermenilerin hala bir yeri kaybetmediğini, hatta bazı yerlerde ilerlediklerini söyleyen Dirboyan, çatışma hattındaki bazı yerlerden sivillerin tahliye edildiğini dile getiriyor. Dirboyan, "Diğer yandan önceki savaşlara göre Ermeni halkında büyük bir birlik ruhunun olduğunu söyleyebilirim. Yine diasporadaki Ermeniler de büyük bir seferberlik içerisinde" diyor.

'HALKLARIN SAVAŞI DEĞİL'

Silo Dirboyan, Ermenistan'da yaşayan Kürtlerin durumuna ilişkin de şunları dile getiriyor: "Bizler burada Ermeni halkıyla birlikte yaşıyoruz. Yine Azerbaycan'da yaşayan Kürtlerimiz var. Bu halkların savaşı değil, egemenlerin halklara dayattığı ve halkları birbirine düşman etmeye çalıştığı bir savaş. Ermenistan'da yaşayan Kürtler olarak Ermeni halkının yanındayız. Birçok Kürt genci de orduda yer alıyor. Türk devletinin bu savaşa müdahalesiyle, bu savaşı kendimize yönelik bir savaş olarak da görüyoruz."

BAŞI KESİLEN KÜRT ASKERİN HİKAYESİ

"Kürtler de Ermeniler de tarihi yanlışlara tekrar düşmemeli" diyen Kurdistan Komîte Eşbaşkanı Silo Dirboyan, Türk devletinin Kürt ve Ermeni düşmanlığında hiçbir sınır tanımadığını ifade ederek, bunu da 2016 yılında yine aynı bölgede yaşanan çatışmalarda başı kesilen Kürt asker Kerem Siloyan'ın hikayesi üzerinden şu şekilde dile getiriyor: "Burada bir örnek vermek istiyorum. Bundan birkaç yıl önce yaşanan bir çatışma vardı. O savaşta da yine Türk askerleri Azerbaycan ordusuna destek veriyordu. O zaman Ermenistan ordusunda Kerem Siloyan isimli bir Êzidî Kürt vardı. Hatta cihaz üzerinden Kürtçe konuşarak halka moral veriyordu. Sonuna kadar savaşıp şehit düştükten sonra bölgeye gelen Türk askerleri o kadar cenazenin içerisinde onun kafasını kesmiş ve görüntülerini yayınlamışlardı. Biz Türk devletinin tarihi düşmanlığını çok iyi biliyoruz."

Kerem Siloyan'ın hikayesi için: http://www.ezidipress.com/ku/azeriya-sere-leskereki-ezidi-ji-ermenistane-je-kirin/