100 yıllık özlem: Kürt Ulusal Kongresi mümkün mü?

Kürt halkının büyük bir özlem duyduğu ulusal birlik ve ulusal kongre gündemleri, bazı Kürt partileri arasında çelişkiler olsa da Ortadoğu'nun içinden geçtiği siyasi atmosfer bakımından kendini bir zorunluluk olarak dayatıyor.

Kürt halkının kendi aralarındaki bölünmüşlükleri ortadan kaldırarak ulusal bir siyaset belirlemesi için yaklaşık 100 yıldır özlemini çektiği Kürt Ulusal Kongresi 2013 yılında ilk kez oluşum aşamasına gelmişti. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı o dönem gerçekleştirilemeyen kongre yeniden gündeme geldi ve hazırlıkları başlatıldı.

ANF olarak son yıllarda yoğunlaşan Kürt Ulusal Kongresi için yaşanan gelişmeleri derledik.

20'inci yüzyılın ilk çeyreğinde dört ulus devlet tarafından dört parçaya ayrılan Kürdistan'da yüz yıl sonra, yani 21'inci yüzyılın ilk çeyreğinde bölgede yeni dizayn geliştirilirken ve Kürt halkı yeni dizayn girişiminin yarattığı kaotik ortamda büyük mücadele ermesine rağmen, ulusal birliğini geliştiremediği için halen olması gereken statüyü elde edebilmiş değil. 2013 yılında başlatılan Kürt Ulusal Kongresi hazırlık sürecinde bu parçalanmışlığı ortadan kaldırmak için önemli adımlar atıldıysa da Kürt halkının özlemi olan kongre gerçekleşmedi.

2013 YIILINDAKİ ULUSAL KONGRE DENEMESİ

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın tarihi 2013 Newrozu'nda ulusal kongrenin toplanması için yaptığı çağrının ardından daha önce kimi hazırlıkları yapılan kongre, dönemin Kürdistan Bölge Başkanı Mesûd Barzani'nin de Öcalan'ın açıklamalarına destek veren mahiyetteki açıklamalarıyla kongrenin yapılması çalışmaları başlatılmıştı. Devam eden süreçte Öcalan'ın önerisi üzerine bu kapsamda Amed, Avrupa ve Ankara'da çeşitli düzeylerde kongreler yapılmıştı.

Dönemin Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ile Leyla Zana ve Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Nilüfer Koç’tan oluşan bir heyet, Öcalan’ın Barzani ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) Genel Sekreteri Celal Talabani’ye yazdıkları mektupları kendilerine ulaştırdı. Mektubun ardından Kürdistan'ın dört parçasından 39 siyasi parti ve örgütün katılımıyla 22 Temmuz 2013’te Hewlêr'de ilk toplantı alındı.

TOPLANTIYA 39 PARTİ VE ÖRGÜT KATILDI

Kürdisan'ın dört parçasından 39 parti ve örgütün katıldığı toplantı, Kürdistan tarihinin en geniş katılımlı toplantılarından biri olma özelliği taşıyordu. Toplantıya Kürdisan'ın dört parçasından şu parti ve örgütler katılmıştı: "PKK, KDP, YNK, DTK, HDK-İran, BDP, Rojava Kürdistanı Halk Meclisi (MGRK), Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi (ENKS), HDK, KNK, PJAK, Yekgirtûya Îslamî, Komela Îslamî, Goran Hareketi, Tevgera İslami, Kürdistan Komünist Partisi, Kürdistan Sosyal Demokrat Partisi, Partiya Zehmetkêşên (Emek Partisi), İHD, Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK), PSK, HAK-PAR, KSK, Kürdistan Bağımsızlık Partisi, Kürdistan Demokratik Kadın Hareketi, Kürdisan Devrimci ve Emekçi Gençliği-İran, İran Komünist Partisi, Dicle-Fırat Diyalog Grubu, Özgürlük ve Sosyalizm Partisi, İran Kürdistanı Emekçiler Partisi, Kürdistan Çalışma Örgütü-İran, MEYA-DER, Halk İslami Hareketi, KADEP, DDKD, PÇDK, Partiya Ayînde ya Kurdistanê YNDK ve PDK-Bakur."

ÖCALAN VE BARZANİ'NİN MESAJLARI

Kürt ulusal kongresinin girişimi Kürt Halk Önderi Abdullah öcalan’ın perspektifi ile başlamıştı.

Dönemin Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Ahmet Türk de Öcalan'ın konferansa gönderdiği mesajı okudu. Türk, Öcalan'ın mesajını şu sözlerle aktardı: "Sayın Öcalan öncelikle Başkan Barzani ve Kek Neçîrvan Barzani ve konferansa katılan herkese selamlarını gönderdi. Kürt halkının birliği için bu konferansı gerçekten çok önemsiyor. İlk başta merhum İdris Barzani ile bazı maddeler üzerinden görüşme yapmışlar ve bunu bir karara bağlamışlar. Bugün de o yol ve o maddeler üzerinden Kürt halkının birliğinin genişletilmesini istediğini belirtti. Selam ve saygılarını konferansın tüm katılımcılarına gönderdi."

İlk önemli toplantıda konuşan Barzani, "Başlıca amacımız Kürdistan'ın dört parçasındaki tüm siyasi kesimlerin ortak talep ve stratejik birliktelik ile barış ve birlikte yaşama mesajını bölge halklarına iletmektir. Bu kongrede Türk, Arap ve Fars halklarına Kürt halkının barış ve eşitlik temelinde birlikte yaşamak istediğini söyleyeceğiz" diyerek kongrenin bir ay içerisinde Hewlêr'de yapılması gerektiğini söyledi.

TOPLANTININ SONUÇ BİLDİRGESİ

Kuzey Kürdistan'dan 6, Güney'den 5, Rojhilat'tan 5 ve Rojava'dan 5 olmak üzere 21 kişilik Kürt Ulusal Kongresi Hazırlık Komitesi'nin oluşturulduğu toplantının sonuç bildirgesindeki şu ifadeler, önem arz ediyordu: "Tüm taraflar kongrenin amaç ve mesajlarının başarıya ulaşması için gerekli her türlü yol ve yöntemi, en uygun mekanizmayı kullanarak, kongrenin aldığı kararları ve görevleri yerine getirmek için çalışma yürütülmesi konusunda ortak inançlarını ifade ettiler. Toplantı katılımcıları kadınların, gençlerin, sivil toplum örgütleri temsilcilerinin ve Kürdistani tüm halkların ortak ve eşit yaşama aktif katılmasına ağırlık verdiler. Toplantı tüm Kürdistani siyasi partilerin ilişkilerinin güçlendirilmesine ve Rojava Kürdistan'ında Kürtlerin meşru haklarının ele edilmesi için siyasi çevrelerin ortak çalışmasının önemine dikkat çekti. Toplantı, kongrenin en kısa zamanda gerçekleştirilebilmesi için tüm Kürdistanı temsil edecek 21 kişiden oluşan bir hazırlık komitesinin kurulmasına karar verdi."

KONGRENİN YAPILMAMA GEREKÇELERİ

Bu toplantının ardından Kürt Ulusal Kongresi'nin 24-26 Ağustos tarihlerine yapılması planlanıyordu. Ancak Hazırlık Komitesi aldığı birkaç toplantının kongrenin "kimi teknik nedenlerden dolayı" 15-17 Eylül 2013 tarihinde ertelendiğiğni duyurdu. Oysaki "delegelerin yüzde 10'u gençlik örgütlenmeleri, yüzde 10'u önde gelen Kürt şahsiyetler, yüzde 35'i sivil toplum örgütleri ve yüzde 45'i de siyasi parti mensuplarından oluşma" konusu üzerinde büyük oranda uzlaşmaya varıldığı biliniyor. Fakat daha sonra Güney Kürdistan'daki seçimler gerekçe gösterilerek, toplantının 25 Kasım'da yapılacağı belirtildi. Ama ertelemeler, toplantının yapılması önünde engeller olduğunu gösteriyordu ve nitekim kongre gerçekleştirilemedi.

Kongrenin gerçekçekştirilmemesine gerekçe olarak bazı çevreler tarafından "başkanın kim olacağında anlaşılmaması, 600 kişiden oluşacak olan delegelerin parçalara dağılımında anlaşmazlık ve siyasi projeler karar tasarısı metninde uzlaşmanın sağlanamaması" gibi gerekçeler gösterilse de asıl anlaşmazlık noktası "Rojava Devrimi'ne yaklaşım" ve "Türkiye ile İran'ın müdahaleleri" olduğu biliniyor.

ASIL NEDEN ROJAVA'YDI

 

Kongrenin yapılamamasının önündeki en büyük engel KDP'nin Rojava'ya yönelik politikaları oldu. 22 Temmuz 2013 toplantısından 3 gün önce, yani 19 Temmuz 2013 tarihinde dönemin Rojava Kürdistanı Halk Meclisi (MGRK) ile Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi (ENKS) Barzani başkanlığında toplanmıştı. Toplantıda ENKS tarafı, Rojava’nın her iki meclis arasında askeri ve idari olarak iki eşit parçaya bölünmesini istemişti. MGKR iki ayrı askeri güç fikrinin Kürtler arası çatışmayı derinleştireceğini belirterek kesin bir dille karşı çıkmıştı. Rojava konusunda Kürt partileri arasında uzlaşmanın sağlanamamasının etkileri, Kürt Ulusal Kongresi hazırlıkları boyunca sürekli hissedildi.

ULUSAL KONGRE KAPISI SÊMALKA'DA KAPANDI

Diğer yandan KDP'nin daha önce Rojava sınırına Türkiye ile eş zamanlı olarak hendekler kazması ve hazırlık komitesinin toplantıları devam ederken 24 Ekim tarihinde KDP, PYD Eşbaşkanı Salih Muslim'in Sêmalka'dan geçerek, Hewlêr üzerinden Avrupa'ya gitmesine engel oldu. Muslim'in AKP destekli ve ENKS katılımlı El Nusra çetelerine karşı savaşırken Serêkaniyê'de yaşamını yitiren oğlu Şervan Muslim'in cenazesinden dönerken kapatılan kapılar, bir anlamda ulusal kongre için de kapanan kapılar anlamına geliyordu.

10 Ağustos 2013 tarihinde KDP Başkanlık Divanı üyesi Ali Avni, yaptığı açıklamada "PYD kendisi için başka bir kapı açsın" derken, Muslim'in Hewlêr'e geçişine izin verilmemesinden sonra 25 Ekim 2013 tarihinde konuşan Barzani’nin Sözcüsü Hemid Derbendî, "Salih Muslim’in Kürdistan Bölgesi üzerinden Avrupa ülkelerine gitmesine izin vermeyeceğiz. Salih Muslim Şam üzerinden de Avrupa’ya gidebilir, Kürdistan’a ihtiyacı yok" diyerek tavrını ortaya koymuştu.

TÜRKİYE VE İRAN'IN MÜDAHALELERİ

Diğer yandan kürdistanı dör parçaya bölgen iki devletten olan Türkiye ve İran her şekilde Kürt Ulusal birliğine karşıydılar. Bu durum 2013’te önemli bir aşamaya getirilen kongenin boşa düşürülmesinde de etkisini büyük oranda gösterdi. Özellikle bazı siyasi partiler üzerinde kurdukları baskı ve tazyik söz konusuydu.

Ortadoğu kendi içinde Türkiye öncülüğündeki Sünni cephe ve İran öncülüğündeki Şii cephe şeklinde ikiye bölünmüşken, bu cephelerle yakın siyasi ve ekonomik ilişkiler içinde olan Kürt siyasi partilerinin bu cepheleşmenin dışında durmaları mümkün değildi. Zira bu ülkeler kendi aralarındaki tüm bölünmüşlükleri yüz yıldır kürtler söz konusu olunca bir kenara bırakmışlardı. O gün tekrarlanan yine buydu. Ve her şekilde baskı oluşturarak kongrenin boşa çıkarılmasında önemli bir etki sahibi oldular.

ULUSAL KONGRE DENEMESİ YİNE DE BAŞARILIYDI

Kürt Ulusal Kongresi gerçekleşmemesine rağmen yine de Kürtler arasında yüz yıldır oluşan bariyerlerin kırılması açısından önemliydi. Kürtlerin istemesi durumunda partiler arası ihtilafların bir kenara bırakılarak birlik halinde hareket edilebileceği açık şekilde görülmüş oldu. En önemlisi de sınırlarla birbirine yabancılaştırılan ulusal duygu ve özlemler birleşme imkanı buldu.

Özellikle 2014 yılında Musul, Şengal, Maxmûr ve Kobanê başta olmak üzere Kürdistan'ın birçok yerinde gelişen DAİŞ çetelerinin saldırıları karşısında gerilla, pêşmerge ve YPG/YPJ güçleri birçok cephede ulusal bir güç oluşturmayı başardı. Gerillanın Şengal, Kerkük, Celawla, Dakuk, Maxmûr ve hatta Hewlêr savunmasına katılması ve Pêşmerge'nin ise Kobanê'de görev yapması bir bakıma "başarılı olmayan ulusal kongrenin" bir başarısı olarak görülebilir. Kürt güçlerinin birçok cephede DAİŞ'e karşı verdiği mücadele, Kürt toplumunda ulusal bir gücün oluşması halinde çok daha büyük başarılar elde edeceğine dair fikri güçlendirmiş oldu.

ULUSAL KONGRE MÜMKÜN MÜ?

Kürt halkının büyük bir özlem duyduğu ulusal birlik ve ulusal kongre gündemleri, bazı Kürt partileri arasında çelişkiler olsa da Ortadoğu'nun içinden geçtiği siyasi atmosfer bakımından kendini bir zorunluluk olarak dayatıyor. Körfez'de yaşanan sorun, DAİŞ ile mücadelede sona doğru yaklaşılırken, DAİŞ'ten boşaltılan yerlerin farklı güçlerle doldurulmak istenmesi, Güney Kürdistan'da yaşanan siyasi, toplumsal ve ekonomik kriz, Suriye ve Rojava'da uluslararsı güçlerin direkt sahaya inmesi, Türk devletinin neo-Osmanlıcılık fikirlerinin tahkim etme çabaları ve İran'ın Ortadoğu savaşını evine taşımaması için dışarıda Şii hilali adı altında verdiği mücadele direkt olarak Kürtdistan coğrafyasını etkileyen olaylardır. Böyle bir süreçte ulusal birliğini sağlayan bir Kürdistan'ın birçok sorunun üstesinden gelme imkanı, Kürt siyasi partileri tarafından uzun süredir, yoğunca tartışılmakta. Bu tartışmaların belli bir düzeye varmış olması ve kapıdaki olası tehlikeler Kürt Ulusal Kongresi'ni tarihi bir görev olarak, Kürdistan'ın önüne koyuyor.