‘AKP iktidarı, Sur’da toplumsal ve tarihsel kimliği yok ediyor’

Sur’un Yıkıma Hayır Platformu: OHAL sürecini bir fırsata dönüştüren ve yıkımın aktörü olan AKP iktidarı, toplumsal belleği, dayanışmayı, sosyal yapıyı ve tarihsel kimliği yok sayan bir anlayışla tarihi Sur içi yerleşkesini insansızlaştırmak istemektedir.

Amed’in Sur ilçesinde yıkımı devam edilen Alipaşa ve Lalebey mahallerinde 12 gündür elektrik ve sular kesik. ‘Sur’un Yıkıma Hayır Platformu da bugün Sur’da bir açıklama yaparak yıkımın durdurulmasını talep etti. Lalebey mahallesi Kilise Meydanı’nda yapılan açıklamaya platform bileşenleri, DTK Eş Başkanı Leyla Güven, HDP Amed Milletvekili Sibel Yiğitalp ve Feleknas Uca, Şırnak Milletvekili Leyla Birlik ile onlarca kişi katıldı.

Açıklamada ilk olarak konuşan Platform Eş Sözcüsü Talat Çetinkaya, Sur’da iki yıllık süreçte neler yaşandığından söz ederek, “Sur içinde 2009 yılında halka rağmen başlatılan kentsel dönüşüm sonucunda Alipaşa ve Lalebey mahallelerinin bir kısmı yıkılmıştır. Bu yıkım halkın tepkisi ve kamuoyunun duyarlılığı ile 2012 yılında durdurulmuştur. Tarihi Sur içi yerleşmesinde 2015 yılı Aralık ayı sonunda sokağa çıkma yasakları başlamış ve bu süreçle birlikte başlatılan yıkım operasyonlar bitmesine rağmen devam etmiştir. Son süreçte Alipaşa ve Lalebey mahallerinde ki yıkım tekrar gündeme gelmiştir” diye konuştu.

Var edilen bu yıkımla Sur’un insansızlaştırılmak istendiğini söyleyen Talat Çetinkaya şöyle devam etti: “Farklı etnik, sınıf, kimlik ve inançtan halklara tarih boyunca ev sahipliği yapmış, çok katmanlı demografik yapısı ile tarihin her döneminde kozmopolit bir yerleşim yeri olan Sur, 21. yüzyılda büyük bir yıkıma maruz kalmıştır. 40’a yakın medeniyetin bugüne kadar koruduğu Suriçi günümüzde çağdaş kentleşme yalanıyla köklü bir şekilde yok edilmeye çalışmaktadır. OHAL sürecini bir fırsata dönüştüren ve yıkımın aktörü olan AKP iktidarı, toplumsal belleği, dayanışmayı, sosyal yapıyı ve tarihsel kimliği yok sayan bir anlayışla tarihi Sur içi yerleşkesini insansızlaştırmak istemektedir.

Bu süreçte borçlandırma ve takas yoluyla kentin onlarca km uzağında yer alan TOKİ konutlarına gönderilen mahallelerin, gittikleri için pişman olduğu, bir kısmının tekrar Suriçine geri döndüğü bir kısmının da geri dönmek istediği bilinmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hem de yerel yönetimlerin Suriçi’nde yaptırdıkları anketlerin sonucu açıkça göstermektedir. Halka rağmen baskı ve zora dayalı, İnsanları su ve elektrik gibi yaşamsal haklardan maruz bırakmak kadar gözü dönmüş bir şekilde yapılan bu uygulamaları asla kabul etmeyeceğiz.”

Platforma Eş Sözcüsü Büşra Cizrelioğulları ise devam eden yıkıma karşı taleplerini ve karşı oldukları durumları madde madde açıkladı. Büşra karşı oldukları durumları şöyle sıraladı:

“* Bu mahallerde yaşayan halkın büyük çoğunluğu 90’lı yıllarda uygulanan güvenlik politikaları sonucu boşaltılan köylerden göçe zorlanan yurttaşlar oluşmaktadır. O dönem yaşayan hak ihlallerinin yarattığı ekonomik, sosyal ve kültürel yıkımların sonuçları ortadayken; şimdi de yaşadıkları mahallelerin ve kentlerin yıkılmasına karşıyız.

* Kentsel dönüşüme, kentsel tarihsel, ekolojik ve toplumsal birikimin yok olmasına karşıyız.

* Sur içinde yaşamını inşa eden ve Sur dayanışma ruhunu güçlendiren kadınların yaşam alanlarından koparılmasına ve göçe zorlanmasına karşıyız.

* Evrensel hukuk normları ile güvence altına alınmış ve barınma hakkını yok sayan insanları yersiz yurtsuz bırakan bu anlayışa karşıyız.

* Acele kamulaştırma kararlarıyla yurttaşların mülklerine el konulmasına mülkiyet hakkının gasp edilmesine karşıyız.

* Mahallelerini ve evlerini terk etmek istemeyen halkın, başta elektrik ve su kesintisi gibi temel insani ihtiyaçlarla tehdit edilmesine karşıyız.

* Yasalara ve yönetmeliklere dayandırılan fakat özünde temel insan haklarına aykırı olarak gerçekleştirilen bu sürecin büyük bir yoksulluğa neden olduğu ortadadır. Sur içinde tasarlanan kentsel yıkımın sonraki yıkım projelerinin destekleyicisi olmasına, yaşam alanlarımızın rant alanlarına dönüştürülmesine ve sermaye grupların peşkeş çekilmesine karşıyız

* Halkın zaman içinde toplumsallık ile örülmüş yaşam alanlarından, sokaklarından ve mahallerinden zorla koparılmasına karşıyız.

* Toplumu tek tipleştirmeye aracı olarak kullanılan TOKİ konutlarına borçlandırma ve takas yoluyla mahkum edilmesine karşıyız.”

Büşra Cizrelioğulları, daha sonra Sur’da var edilen yıkıma karşı taleplerini şöyle dile getirdi:

“* Acil ve yemek talebimiz Alipaşa ve Lalebey mahallerinde yürütülen yıkımın derhal sonlandırılmasıdır.

* Sur içinde yaşayan halkın rızası ve görüşü alınmadan siyasi iktidarın merkezden aldığı dayatmacı kararlardan vazgeçilmeli, Sur halkını göçe, yoksulluğa ve yabancılaşmaya zorlayan politikalardan vazgeçilmeli, Sur içinde yaşayan kadınların sosyal, ekonomik ve kültürel varlığını korumak için kadınlarla dayanışma içinde olunmalı.

* Çatışmalı süreçte zarar gören halkın zararlarının karşılanarak, kendi evlerini yerinde inşa etmelerinin koşullarını sağlamaktır. Madde bağımlılığı vb. yöntemler teşvik edilerek ahlaki yozlaşmaya sebep olan anlayışların teşhir ve mahkum edilmeli.”

Platformun bu amaçla kurulduğunu söyleyen Cizrelioğulları, tüm bileşenlere Sur’a sahip çıkma çağrısı yaptı. Açıklama alkışlarla sona erdi.