AKP’ye oy çıkmadığı için su depoları bombalandı!

Dicle’nin Pirejman köyünden AKP’ye hiçbir dönemde oy çıkmadığı için su deposu “örgüte yardım edildiği” iddiasıyla bombalanınca köylüler eşek sırtından su taşımaya başladı.

Diyarbakır Dicle İlçesi’nin Pirejman (Kurşunlu) köyü yıllardır devlet tarafından bilinçli olarak susuzluğa mahkum ediliyor. Kayyum atanmadan önce DBP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından kaç kez sondaj borularının köye kadar döşenmesine rağmen devlet tarafından her seferinde “güvenlik” gerekçesiyle bu çalışmalar durduruldu. En son Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı köye götürdüğü su nedeniyle gözaltına alınarak bazı DİSKİ çalışanları ve muhtar ile birlikte tutuklandı. 1993 yılında askerler tarafından “örgütte yardım edildiği” iddiasıyla yakılarak boşaltılan Pirejman köyü, Türkiye’yi ilk köy boşaltma davasında mahkum eden köy olarak biliniyor. AİHM’in verdiği kararın ardından 2013 yılında köylerine dönen  yurttaşlar, hiçbir zaman eskisi gibi yaşamlarını sürdüremedi.

SUSUZLUKLA TERBİYE

20 yıl aradan sonra elektriksiz, susuz ve alt yapı sorunlarıyla köylerine dönen yurttaşlar, devlet tarafından tecrit edildi. Yaşadıkları sorunlardan dolayı köye kesin dönüş yapamayan yurttaşlar, yılın birkaç ayı kalabildikleri köyde, devlet kurumlarına yaptıkları yüzlerce başvurunun ardından elektrik alabildi. Ama su ise tam bir eziyet ve terbiye etme yöntemi hali aldı.

SU DEPOLARI BOMBALANDI

DBP’li belediyeler tarafından defalarca köye su götürmek için çalışma başlatılsa da her seferinde devlet kurumları tarafından engellendi. En son DBP’li Büyükşehir Belediyesi tarafından köye kadar borular döşendi ve sondaj ile su çıkartıldı. Ama devlet 2015 yılında köy kırsalında bulunan Şeyh Sait Şehitliğini bombalarken, su borularını ve sondaj merkezini de bombalayarak yerle bir etti. Su boruları ve sondaj merkezini “örgüte yardım” olarak nitelendiren mahkeme, Amed Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Fırat Anlı’yı ve köy muhtarını 30 Ekim 2016 yılında tutukladı. Anlı savunmasında her seferinde köye su götürmek için sondaj borularını döşediğini mahkemede dile getirse de AKP’ye oy çıkmayan köyde yaşayan yurttaşlar, “terörist” olarak görüldü.

EŞEK SIRTINDA SU TAŞIYORLAR

Yolunun bozuk, araçların uğramadığı köyde, sürekli operasyon ve sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Köyün giriş çıkışları askerler tarafından tutulurken, köylüler her gün evlerine kimlik kontrolü ve GBT’ye tabi tutularak gidiyor. Devlet tarafından göçe zorlanan yurttaşlar, kendi imkanları ile köy  girişinde yaptıkları çeşmeden bidonlarla eşek sırtında su taşıyor. Köylüler, içme suyu ve hayvanların ihtiyaçlarını bu şekilde gidermeye çalışırken, su olmadığı için meyve ağaçlarının kuruduğunu, bahçelerini sulayamadıklarında yakınıyor. Bu nedenle köylüler sadece yazın birkaç ay kalıp tekrardan sürgün edildikleri kentlere dönmek zorunda kalıyor. Köylülerin yaşadığı sorunları görüşmek üzere köye gitmeye çalışan gazeteciler, keyfi bir şekilde köye alınmazken, “Bir daha bu tarafa gelirseniz tutuklanırsınız” denilerek gözdağı veriliyor.

KÖYLÜLER: ZORBALIĞA BOYUN EĞMEYECEĞİZ

Yıllardır devletin bilinçli bir şekilde susuz bıraktığı köylüler, devlete inat köylerinde kalmaya devam edeceklerini dile getiriyor. Baskı ve zorbalık ile köylerinden çıkarıldıklarını bu gün de aynı şekilde cezalandırılarak köyden çıkarılmak istendiklerini aktaran köylüler, “Ne yaparlarsa yapsın köyden çıkmayacağız. Uzun mücadelemiz sonucunda elektrik getirebildik. Bu gün suyumuz yok ama kendi imkanlarımızla yaptığımız çeşmeden omuzlarımızda ve eşek sırtında su taşıyoruz. Ne olursa olsun zorbalığa boyun eğmeyeceğiz” diyor.