Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerine ağırlaştırılmış tecrit 2011 yılından günümüze kadar devam etmektedir. Bunun için dünyanın her yerinde eylemsellikler yapılmaktadır. Bununla beraber sürekli idam kararı gündemleştiriliyor.

HPG Komutanlarından Yusuf Aslan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride ilişkin ANF'ye değerlendirmelerde bulundu...

'ÖNDERLİKSİZ YAŞAMA ALIŞTIRMAK İSTİYORLAR'

"Önderlik üzerindeki tecridin asıl amacı, Önderliği Kürt toplumundan koparmak ve ayırmaktır" diyen Aslan, şunları kaydetti:

"Önderliği toplumdan kopartmak, yalnızlaştırmak, Önderliği bireyselleştirmek, sıradanlaştırmak, Önderliği pasifleştirmek ve kendine göre yorumlamaktır. En son olarak da egemenlerin değimiyle 'çürüterek yok etmektir' asıl hedefleri. Tecrit en çok da egemenlerin kullandığı bir yöntemdir. Ve bu yöntem en çok da ezilenlerin üzerinde yapılıyor; eski çağlardan beri filozoflara karşı, peygamberlere karşı, bilim insanlarına karşı, ilerici insanlara karşı ve önder insanlara karşı yürütülen bir yöntemdir. Tecritle toplumu önderliksiz ve öncüsüz bırakmaya çalışıyorlar. Emperyalizmin ve liberalizmin uyguladığı bir yöntemdir. Seni önderliksiz yaşamaya alıştırıyor. Sen öncüsüz olabilirsin, önünü görmeden de yürüyebilirsin, sen kendini yaşayabilirsin... İnsan toplumsuz yaşayabilir, insan bireysel yaşayabilir, kendisini yaşayabilir. Fakat bizim mücadelemiz buna karşıdır.

'KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR'

Önderlik çocukluk yıllarında annesine ve babasına baktığında, annesinin ve babasının kendisine vereceği bir toplumu olmadığını gördüğü zaman, kendi toplumunu kendisi kurmuştur. Kendi arkadaşlarıyla, yoldaşlarıyla, eşi-dostuyla, akrabasıyla, ülkesiyle, kültürüyle mücadele ederek kendi toplumunu yaratmıştır. PKK hareketi gibi bir hareket kurmuştur, bunun bizzat öncülüğünü yapmıştır, ideolojisini yaratmıştır, ordusunu yaratmıştır. Kültürel gücünü, diplomasi gücünü ve her şeyini yaratmıştır. Ve Ortadoğu'da kendisini milliyetçilikten, ırkçılıktan cinsiyetçilikten ve dincilikten arındırmıştır. Yani bir modern hareket kurmuştur. Bu modern hareket bugün demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü toplumun kendisini ifade ediyor. Bugün Ortadoğu da DAİŞ'e, AKP faşizmine ve MHP milliyetçiliğine karşı, hem dünya gericiliğine karşı, hem küresel kapitalizmine karşı tek ideoloji Önderlik ideolojisidir. Önderlik sadece Kürd toplumu için değil bütün dünya toplumu için mücadele ediyor. İnsani ve kültürel değerler için mücadele ediyor. Tüm dünyada ezilen ve sömürülen halklar için mücadele ediliyor. Önderlik, toplumsuz yaşayamayacağını herkese göstermiştir. Toplumun hayalleriyle yaşayabileceğini, insanın toplumsal bir varlık olduğunu, annesi,babası olduğunu, köyü, kültürü ve tarihi olduğunu herkese ispatlamıştır. Düşman tecritle Önderliği, toplumdan, özgürlük hareketinden koparmaya çalışıyor. Tecritle Önderliği insanlıktan koparmaya çalışıyor. Tecritle dünyaya öncülük edecek ideolojinin Önderliğini tecrit ederek, 'Öndersiz yürüyebilirsiniz. Bana benzeyeceksiniz, benim gibi olacaksınız, benim gibi yürüyeceksiniz' diyor, buna alıştırmak istiyorlar. Esas dayatmak istedikleri amaç insanı Önderliksiz yaşama alıştırmaktır. Herkes ve bizler de çok iyi biliyoruz ki, bu ideolojinin kadroları olarak bizim tek sorunumuz vardır: Önderliksiz yaşam olmaz. Önderlik bizim için kırmızı çizgidir, Önderlik hem savaşın hem de barışın teminatıdır. Önderlik bizleri var edendir.

KENDİNDEN UTANAN KÜRTTEN ONURLU KÜRDE...

Biz yetmişli yıllara bakalım; Kürt kendinden utanan, kıyafetinden utanan, ezik, yara bere içinde, herkes tarafından dalga geçilen, kuyruklu Kürt diye anılandır! Fakat Önderlik bunları yıkarak Kürt toplumunu yeniden yarattı. Önderlik bugün Kürt halkını o utanç durumundan çıkaran, tarihini canlandıran, Kürtleri bir örgüt yapan, parti yapan, hatta konfederalizm sistemini yaratan, bir ideoloji yaratan tek kişidir. Hatta salt Kürtlere değil, Kürtler şahsında dünya insanlığına öncülük yapıyor. Eğer bugün, PKK hareketine İngiliz, Alman, Amerikalı, Avrupalı katılıyorsa Önderlik ideolojisi içinde kendisini gördüğü ve bulduğu için katılıyor. Bütün toplum ve kesimler de kendisini Önderlik ideolojisinde buluyor. Bütün dinlerin, bilimlerin ve ezilenlerin toplamı Önderliktir. Özgürlük Hareketimiz bugün Ortadoğu'da gittikçe, büyüyor, katılımlar gerçekleşiyor. Bugün Türkiye ile sınırlı değil, Ortadoğu devrimine yürüyor. Bu devrimimizin içinde Kürt, Fars, Arap, Türk vb. halklar yerini alıyor. Bugün egemen sınıflar Önderliğin önünü almak için Önderliğe tecrit uyguluyorlar. Asıl tecrit ile yapmak istedikleri, Önderlik artık hareketi ile ilişkilenmesin, militanı bunu sıradan görsün, normal yaklaşsın, kendisini bıraksın, umutsuz düşsün, kararsız düşsün, yozlaşsın ve sonunda bitişe gitsin bunu yapmak istiyorlar. Fakat bunu asla yapamazlar, Önderliğin yarattığı özgür ruhla, geliştirdiği savunma ve çözümlemeleriyle kendi ruhunu, düşüncesini, dağlara, taşlara, tüm kadrosuna, şehirlere ve tüm insanlara aşılamıştır. Önderliğin bir tek cümlesini okuyan, anlayan bir insan kararlı bir eylem yapabilir ve yürüyebilir. Önderlik kendi ruhunu herkese taşırmıştır ve kitleselleşmiştir."

'HER YERDE MÜCADELE EDELİM'

Tecride her türlü eylemsellikle cevap olacaklarını söyleyen Aslan, şöyle devam etti:

"Bu tecrit karşısında bir HPG'li olarak bu sistemi asla kabul etmiyoruz. Tecridi yaratan sermayedarlar, onun ordusudur, askeridir, polisidir; en keskin eylemler yapılacaktır ve yapılıyor da. Tecritten salt şu anlaşılmasın; görüşme oluyor mu, olmuyor mu değildir. Yani görüşme varken de Önderlik üzerinde tecrit uygulanıyordu. Tecrit bir bütün olarak Önderliği hem fiziki, ruhu, düşünce olarak yok etmek istiyorlar. Buna karşı da her alanda mücadele yürütmek gerekiyor. Bir Kürt insanı, kadını, genci ve militanı olarak nerede olursak olalım tecrit karşısında mücadele yürütmek gerekiyor. Şunu unutmamak gerekiyor ki, bizler mücadelemizde gevşersek, bıkkınlık yaşarsak düşman da o kadar çok yönelecektir. Her yönlü demokratik halklarımızı kullanmalıyız. Gençlik olarak daha fazla katılım sağlamalıyız, eylem ve başkaldırılarımızı üst düzeye taşırmalıyız. Düşünsel boyutta da her yönlü savaşmalıyız. Elimizden gelenin fazlasını yapmamız gerekiyor. Çünkü Ortadoğu ve dünya koşulu buna uygun bir koşuldur. 'Üçüncü Dünya Savaşı'nın yaşandığı bir dönemde Önderlik ideolojisinin bir militanı olmak, Kürtlerin bir Önderi olması, Kürtlerin bir düşüncesi ve örgütü olması, Kürtlerin kültürel ve diploması gücü olması derin bir mücadele yürütülmesine bağlıdır.

'DÜNYAYI BAŞLARINA YIKARIZ!'

Bunun yanında yer yer Erdoğan idamı gündeme getiriyor. Referandum sürecinde bunu sık sık dile getirdi, şu an bile dile getiriyor. Bunu daha çok bizi korkutmak, yıldırmak ve mücadelemizi sınırlandırmak için yapıyor.

Bizim üzerimize fazla gelmeyin, daha fazla eylem yapmayın, bakın Önderliğiniz bizim elimizde istediğimizde asarız, keseriz diyerek bununla bizleri tehdit ediyor. Bununla hareketimizi sınırlandırmak, mücadelemizi sınırlandırmak, küçültmek, marjinalleştirmek amaçlanıyor. Önderliğe yapılacak farklı bir yaklaşım karşısında Kürt gençleri, halkı ve en önemlisi de Önderlik militanları olarak dünyayı onların başına yıkarız. Biz bunun için varız, Önderliksiz bir yaşamı, dünyayı yaşamayacağımız ve kabul etmediğimizi herkes biliyor. Hatta biz Önderliksiz bir devrimi de istemiyoruz. Devrim olacaksa Önderlikle olacak bir devrimdir. Önderliğin ideolojisi, düşüncesi, ilkeleri ve yaşam biçimi ile olacaksa bir devrim olacaktır. Önderliğin düşünceleri evrenseldir, biz Önderliğin düşüncelerini tüm dünyaya yaymak ve yaşattırmak için varız. Kürt eski Kürt değildir, PKK Kürt insanını çok uyandırmış ve bilinçlendirmiş, yürek ve cesaret vermiştir. AKP'nin asıl amacı, kendi varlığını Kürtlerin yokluğu üzerinde kurmaktır. Kürtleri yok sayarak kendi iktidarını kurmak istiyor. Kürtlere dayanarak kendi yaşamını süreklileştirmek istiyor. Şunu çok iyi bilmelidir ki, PKK hareketini yok edemeyecek ve kendisi de yaşamayacaktır. Tecrit ve idamlarla insanların fikirleri ve düşünceleri yok edilemez. Bunlara karşı mücadelemizi güçlendirmemiz ve zaferle sonuçlandırmamız gerekiyor."