Rojhilatlı gerilla Aso Ferzad’ın 18 Kasım 2022 tarihinde işgalci Türk ordusuyla yaşanan bir çatışmada şehit düşmesinin ardından Ferzad’ın son anlarına ilişkin fotoğraflar gün yüzüne çıktı. Fotoğraflarda büyük bir direniş sergileyen Ferzad’ın son anlarında duvara, ‘Ben PKK’yim… bizim kitabımızda teslimiyet yoktur” yazdığı görülüyor.
YJA Star komutanlarından Şerda Mazlum Gabar, gerilla Aso Ferzad’ın şehadeti ve direnişi konusunda bir yazı kaleme aldı. Gabar’ın yazısını okuyucularımızla paylaşıyoruz:
“Bir yazıya sığdıramayacağım bir kahramanı, ülkemin doğusunun en güzel, en yiğit ve en kahraman çocuklarından Aso’yu anlatmak, yazmak, son resminin yüreğimde ve beynimde yarattığı etkiyi, duygularımdaki derinliği, PKK’li olmanın onurunu paylaşmak için günlerdir düşünüyorum. Aso’nun anlamı sığmıyor kelimelere, anlaması ve anlatması zor hem de çok zor. Ne hüznüm ne de gururum bilinen kelimelere sığıyor. İçimdeki, boğazımdaki düğüm o fotoğrafı gördükten sonra çözülmüyor ve yüreğimdeki köz bir türlü küllenmek nedir bilmiyor. Bir fotoğraf karesi bir insanın yaşamını bu kadar etkileyebilir, bu kadar değiştirebilir mi? Bu yıl iki fotoğraf karesi bana insanlığımı, bağlılıklarımı, acılarımı, sevgilerimi ve öfkemi derinden sorgulattı. Biri Abbas’ın kanlar içindeki Şervan’ı sırtladığı görüntü, diğeri ise Aso’nun Zîlanlaştığı fotoğraf karesi…
Hani ilk bakışta hem içinizi ısıtan hem de siz de bir merak ve tanıma istemi uyandıran bazı insanlar vardır. Aso arkadaşı ilk tanıdığımda bu hissi yoğun yaşamıştım, nedenlerini tam bilmeyerek.
2022 yılının Mart günleriydi. Haki Karer Akademisi'nde tanıdım Aso arkadaşı. Arkadaşı hiç tanımaz iken, hakkında herhangi olumlu olumsuz bir söz duymamışken ilgimi çekmişti. Arayışçı, huzursuz, kolay kabul etmeyen ve çabuk tatmin olmayan asi bir duruşu vardı. İnsanı pür dikkat dinleyen, söylenenleri derinden kavramak isteyen pırıltılı gözleri, parlak zekasının göstergesi olan sorduğu sorular ve asil duruşu beni etkilemişti. Anarşist yanları, pratik becerisi, kendini eğitme sorumluluğu, farklı bakan gözleri, sorgulayıcı zekası, insanlarla paylaşım ve etkileme gücü Aso arkadaşı diğer arkadaşlardan farklı kılıyordu. Aklının gücü, inancının derinliği ve ne istediğini bilmesi güven yaratıyordu. Aso’nun tılsımıydı bu. Önder niteliği baskındı. Konuşunca, yürüyünce tutkulu ve ateşliydi. Diğerlerine benzemiyordu; zamanı çok azmış gibi bir an önce karar vermesi gerekiyormuş ya da bir yerlere yetişmesi gerekiyormuş gibi yaşıyordu hayatı.
Rojhilat halkımızın bağrında yetişen Aso arkadaşın yurtseverlik bilinci çok çarpıcıydı. Ülke sevgisi sınırları aşan insan sevgisi sözlerinde, sözlerinin de ötesinde yaşama katılımdaki enerjisinde, akışkanlığında ve heyecanında hissediliyordu. Dağları ve gerillayı seviyordu Aso. Dağları seven insanlar dağa benzerler. Sırtınızı dayayacağınız dağ gibidirler. Dağ gibi bir yoldaştı Aso. İnsanda güven duygusu uyandıran, her koşulda sizi yalnız bırakmayacağı hissini yaratan tutarlı ve karakterli bir yoldaştı. Aso arkadaşın asaleti kadar zarafeti, insanın içini titreten bir duyarlılığı, ruha dokunan bir soyluluğu vardı.
Onu çok tanımadan, birçok an’ı, anıyı paylaşmadan bu duyguları bende oluşturdu. Aso bu toprakların, bu dağların yiğit ve yağız delikanlısıydı. Ülkemizin topraklarının en çirkin biçimde işgal edilmesine ve kirletilmesine karşı mücadele etti. Aso ülkesine, dağlara ve yoldaşlarına aşkla tutkuyla bağlıydı. Bu büyük ve gerçek aşk, salt Aso’nun aşkı değildi. Dağları yüreğine sığdıran, zamana aykırı yaşayan, hayallerine tutunarak savaşan ve düşlerine kendini adayan gerillanın aşkıydı. Diğer aşklara benzemeyen tinsel bir aşktı ülke ve yoldaş aşkı. Oysa çağımızdaki bilme sınırlarıyla aşk ancak tensel olabilirdi.
Tinsel aşklar ise tarihin derinliklerine gömülmüştü, masallarda kalmıştı. Bir ülkeyi, bir partiyi ölesiye sevebilir miydi bir insan? O ülkenin dağına, taşına, toprağına, suyuna, börtü böceğine sevdalanabilir miydi? Aso arkadaşın aşkını anlayabilmek, açıklayabilmek, yazabilmek mümkün müydü? Ya o her şeyi bilebilir, çok bilmiş geçinen bilimle açıklanabilir miydi Abbas’ın Şervan’ı sırtında taşırken hissettiği duygular? Aso’nun kendini paramparça etmeden önceki düşünceler, duygular ve ihanete öfke anlatılabilir miydi?
İnsan yaşamın olduğu kadar ölümün de gerçek tanımlayanıdır. Korkak insan ölmemek için yaşar, cesur insan ise inandıklarına ölümü pahasına kendisini adayarak, ölümüne değişik anlamlar yükler. Bu cevabı kitaplarda yazılmayan bir bilmecedir. Yüreği onu yaşayacak kadar büyük olanlar çözer, sıradan insanlar değil. Kalbi karanlık, aklı kör olanlar hiç yanaşmamalıdır bu gerçeğe. Yoksa bu aşkın yüceliğinin ateşinde yanarlar. Bir insanın son nefesinde söyledikleri ve yaptıkları onun en temel gerçeğidir. O anda söylenen sözlerde yalana, hesaba ve riyakarlığa yer yoktur. O son nefesinde en derin, en anlamlı ve en yalansız sözlerini yazdı; çatıştığı ve kendini inandığı doğrular uğruna paramparça ettiği evin duvarlarına.
Aso arkadaş, 2022 baharında Dersim’e doğru uzun bir özgürlük yürüyüşüne çıktı. Hiç tanımadığı bilmediği topraklarda gideceği yerleri bilmemek ve tanımamak, onu aşkından vazgeçiremedi.
2022 Kasım’ının 17’sinde Mûş'un Gimgim (Varto) ilçesi Tanzîk köyünde bir evde etrafını sardılar Aso’nun ve Aso son mermisine kadar çatıştı. Evde çembere alınan Aso Ferzad, teslim olmayarak düşmana el bombaları attı ve teslim ol çağrılarına ateşle karşılık verdi. Çatışma esnasında da çatıştığı evin duvarlarına mavi bir kalemle ‘Bijî Rêber Apo’, ‘PKK bûyin rûmet e’ ‘Di kitebê wî de teslîm bûn nîne’ ‘Ez PKK me’ ‘Alçaklar’ sözlerini nakşetti. Sonrasında da kan gülleriyle, mermi izleriyle süsledi bu yazıyı. Mermileri kalmayınca da PKK’liliğe yakışır bir biçimde bombasını kendisinde patlatarak inandığı doğrular uğruna, gerçek aşk uğruna ölümü göze aldı. Bin kitap okusam, birçok akademi eğitiminden de geçsem, bu duvardaki yazıların yüreğimde yarattığı etkiyi yaratamaz.
Tabii bu eyleme yol açan kişilik gerçekliğini ve toplumsal nedenleri anlamak, çözmek bizim için bir görevdir. Büyük bir cesaretle gerçekleştirilen bu kahramanlık hikayesinin ardını ve geleceğe dair bize yüklediği sorumlulukları ve görevleri güçlü anlamalıyız. Aso’nun yüreği gibi güzel olmak, beyni gibi özgür, gülüşü gibi sade, bakışı gibi derin olmak ona olan borcumuzdur. Aso yoldaşımızın da belirttiği gibi, bizim kitabımızda teslimiyet yoktur ve Aso arkadaş PKK’dir.”