'Geri adım atarak çözüm gelişmez'

KCK Dış İlişkiler Komitesi üyesi Serhed Varto: "Çözüm, ancak mücadeleyle; bu saldırı konseptini kırmakla gelişir. Biz şu konuda tereddütsüzüz; AKP hükümeti kesinlikle çözüm geliştirebilecek durumda değildir."

AKP'den çözüm bekleme yanılgısına dikkat çeken KCK Dış İlişkiler Komitesi üyesi Serhed Varto, şu anda devletin sadece AKP’nin elinde olmadığını, Erdoğan vitrinde olsa da MHP-Ergenekon ittifakı ve kendisini bağladığı angajmanlara işaret etti. Bu ittifakın tüm unsurlarının, kaderlerini birbirlerine ve Kürt Özgürlük Mücadelesinin tasfiyesine bağladığının altını çizen Varto, "Bunu başaramayacaklarına göre eninde sonunda dağılacaktır. Kürt Özgürlük Hareketi ve Türkiye demokrasi güçleri ile birlikte toplum, kendi çözümünü ortaya çıkaracaktır" dedi. Serhed Varto, ANF'nin sorularını yanıtladı.

ABD'nin YPG'ye silah yardımından sonra Türk ordusunun Şengal veya Medya Savunma Alanları'na olası saldırısı, Fırat'ın Gazabı Hamlesi'ni etkiler mi?

Daha önce hem KDP eliyle yapılan saldırı hem de Türk devletinin doğrudan Şengal ile birlikte Qereçox saldırıları, muhatapları tarafından doğru anlaşıldı ve ona göre tutum alındı. Reqa'yı özgürleştirme operasyonunu boşa çıkarmak, Koalisyon'a ajandasını dayatmak ve Güney Kürdistan'da PKK'nin üzerine bazı Kürt güçlerini salmak. Türk devletinin yeni bir saldırıyla muradı yine bu emelleri içindir. Dolayısıyla Uluslararası Koalisyon'a liderlik yapan ABD'nin böyle bir girişime icazet vermesi, Türk devletinin emellerine hizmet olur. Koalisyon ve Rusya'nın Türkiye'ye karşı çok net bir tutum almadığını görüyoruz. Böyle bir girişim, DAİŞ'e karşı mücadeleyi akamete uğratır, Güney Kürdistan ve Irak'ta da beklenmeyen sonuçlara yol açar. Bütün bu riskler belirginken 'YPG'ye silah verelim ama Türk devleti istediği gibi at koştursun' tarzı bir siyasetin geçerliliği olamaz.

YPG öncülüğündeki QSD'nin sahadaki kazanımları; Efrîn'de Rusya, diğer alanlarda ABD ile devam eden ilişkilere rağmen bu güçlerin kontrolündeki Cenevre ve Astana görüşmelerine Kuzey Suriye Federasyonu neden davet edilmiyor?

Türk devleti ve onunla çalışan güçlerin blokajı var. Söz konusu güçlerin de gözettiği dengeler var. Türkiye'nin bu blokajını Kuzey Suriye'ye karşı kullanmayı da tercih ediyorlar. Bunun çözüme katkı sunmadığı ortada. Gerçek şudur; Suriyedeki sorunların gerçek çözümü, ancak gerçek aktörlerin masada olmasıyla mümkündür. Eninde sonunda gelinecek nokta sahada olanların masada olmalısıdır.

ABD'de 'Kürt Özgürlük Hareketi ile Türk devletinin masaya geri dönmesinde arabulucu olunması' da tartışılıyor. PKK'nin FARC gibi BM-ABD-AB arabuluculuğunda barış için çağrıda bulunup ateşkes ilanını gündeme getirmesi mümkün mü?

Şimdiki tabloda, bu tartışmanın oturduğu bir realite yok. Erdoğan ve AKP hükümeti, Türk devletinin bütün imkanlarıyla Kürdistan halkına ve Özgürlük Hareketi'ne karşı soykırım savaşı yürütüyor. Üstelik bunu Kürdistan'ın tüm parçalarında yapıyor. Bunun karşısında bizim yaptığımız ve yapacağız şey direnmektir. Kuşkusuz çeşitli çevreler Kürt sorununun siyasi çözümünü tartışıyor, tartışabilir de. Kürt Özgürlük Hareketi, şimdiye kadar iyi niyet beyanlarıyla yetinmeyip çözüm deklarasyonları, yol haritaları, barış planlarını paylaştı. Hareket nettir. Mevcut Türk devlet yönetiminin çözüm arayışı, niyeti ve zihniyeti yoktur. Özellikle imha ve tasfiye konseptinin yükselten AKP ve yönettiği devlet kurumlarının küpürtüğü 'çözüm olabilir mi' söylemleri, direnişi gevşetmekten başka gaye taşımıyor. Bu taktik hamlelerin farkında olup topyekun savaşa karşı topyekun direnişle cevap vererek mutlak saldırı konseptini kırmak temel gündemdir.

Sayın Öcalan ve sizler defalarca "bu sorun, eninde sonunda masada çözülecek" dediniz. Şengal, Medya Savunma Alanları ve Rojava'ya olası saldırının önüne geçmek için savaşın şiddetlendirilmesi dışında ne yapılabilinir?

Saldırı varsa mutlaka direnişle karşılanacaktır. Şu iyi anlaşılmalı; geri adım atarak bir çözüm gelişmez. Çözüm, ancak mücadeleyle; bu saldırı konseptini kırmakla gelişir. Yoksa ‘cevap vermeyelim, geri adım atalım’ yaklaşımıyla çözüm gelişmez. Biz şu konuda tereddütsüzüz; AKP hükümeti kesinlikle çözüm geliştirebilecek durumda değildir. AKP'den çözüm beklemek yanılgıdır. Herkesin şunu bilmesinde fayda var; şu anda devlet sadece AKP’nin elinde değildir. Erdoğan vitrinde olsa da MHP-Ergenekon ittifakı ve kendisini bağladığı angajmanlar söz konusudur. Bu ittifakın tüm unsurları, kaderlerini birbirlerine ve Kürt Özgürlük Mücadelesinin tasfiyesine bağlamışlar. Bunu başaramayacaklarına göre eninde sonunda dağılacaktır. Bu son referandumda da ortaya çıktığı gibi Türkiye'de muazzam bir demokrasi talebi var. Kürt Özgürlük Hareketi ve Türkiye demokrasi güçleri ile birlikte toplum, kendi çözümünü ortaya çıkaracaktır.

Son aylarda bazı HDP vekilleri de yeni bir çözüm sürecinden bahsediyor...

HDP, programı, tüzüğü, ittifakları ve mücadele metodlarına göre çözüm önerileri geliştirebilir. Fakat, Türk devlet katındaki tablo ve verili durum anlattığımız gibidir. Türkiye'deki demokrasi güçleriyle demokrasiyi güçlendirerek çözüm varmanın öncülüğünü HDP yapıyor ve yapmaya devam edeceğine inanıyoruz. HDP'nin çalışmalarını önemsiyoruz, değer veriyoruz ama mevcut haliyle AKP, çözüm partneri ve gücü olmaktan çıkmıştır.