HDP Van milletvekilleri basınla bir araya geldi

HDP Van milletvekilleri Lezgin Botan, Bedia Özgökçe Ertan, Van’da faaliyet yürüten basın emekçileriyle bir araya gelerek, kentin ve ülkenin gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Van’da faaliyet yürüten ulusal ve yerel basın mensuplarının davet edildiği kahvaltıya, HDP Van İl Eş Başkanı Gülistan Orhan, DBP Van İl Eş Başkan Vekili Çetin Ergin, HDP Van Milletvekili Lezgin Botan ve Bedia Özgökçe Ertan katıldı.

Toplantıda ilk olarak söz alan HDP Van Milletvekili Lezgin Botan, “Van halkı tarafından 375 bin oyla seçilen vekillerimiz ve belediye başkanlarımız tutuklandı ve vekillikleri düşürüldü. Aslında milli irade diyen ama milli iradeye saygı duymayan ve muhalefete tahammül etmeyen bir hükûmet var" dedi.

Konuşmasında basına dönük baskı ve saldırılara da dikkat çeken Botan, şöyle devam etti: "HDP olarak direnmeye ve halkın sesi olmaya devam edeceğiz. İstanbul’da Avrupa yakası Türkiye için neyi ifade ediyorsa, Van da doğuda Türkiye için bunu ifade ediyor. Nüfus olarak demiyorum. Konum ve coğrafya olarak Van önemli bir yerde" dedi.

BOTAN: VAN'DA NEYİ ÇÖZDÜLER?

Botan, kentin sorunlarına ilişkin şunları da ifade etti:

“İran’a sınır bir iliz. En çok turisti biz alıyoruz ancak İran Konsolosluğu Erzurum’da. Enerji konusunda 1970’lerden kalan altyapı ile palyatif çözümler ile Van enerji sorununda çözülemiyor. Van cazibe merkezi olacak diyorsunuz ancak Van’da elektrik sorunu var. Bir aile beyaz eşyayı 5-6 yıl kullanacağı yerde 5-6 ayda kullanabiliyor. Gelen elektriğin voltajı da oldukça düşük. Sürekli bir onarım hikayesi var ancak bu her zaman bize kayıplara neden oluyor. Burada ailelerin kaybı da çok. İsterlerse bunu çok rahatlıkla çözebilirler. Van’ın birçok sorunu var. 18. Madde sorunu var. Belediyeyi bahane ederek belediyeden yetkiyi alıp Çevre Şehircilik Bakanlığına verdiler.

(...) Kayyum gücünü halktan almayan ve yarın gidecek birisidir. Kayyumun ilk icrati park ismini değiştirmek, kadın sığınma evlerini kapatmak ve buna benzer yerleri kapatarak devlet bütçesine katkı sağlayacağını söylediler. Edremit’te devlet kurumların işgal ettiği yerler kaldırılmadı, esnafın derme çatma yerlerini kaldırdılar. Edremit’te Sayın Kayyum bize bir yürüyüş parkı yapmış! Bu çalışma ile Edremit’in denizle bağını kestiler. Van Et, Et Balık, Süt fabrikası halen kapalı. Çimento fabrikasının oradan kaldırılması gerekiyor ancak henüz orada kalmış.

Neden Van’da ikinci çimento fabrikasının kurulmasına engel oluyorsunuz. Van’da ikinci bir çimento fabrikası kurulursa, illerde yapılan inşaatlar çimentoyu Van’dan alacak, Vanlılar çimentoyu daha ucuza alacak. Edremit’in imarı çıkmış ancak imarda turizm adına bir imar çıkarılmamış.”

ERTAN: OHAL HERKESİ KÖTÜ ETKİLİYOR

HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan ise, OHAL sürecinden dolayı uygulanan baskı politikalarının demokratik siyaset kanallarını tıkadığını ifade etti. OHAL uygulamalarının ülkedeki bütün insanları kötü anlamda etkilediğini kaydeden Ertan, şunları söyledi:

“Ekonomik anlamda ülke ciddi sıkıntılar yaşıyor. Turizmin en iyi ülkesi olan ülkede ne yazık ki sorunlar yaşanıyor. Tam bir yönetim krizi ile karşı karşıya kalan Türkiye halkı bunları hak etmiyor. 3  yıl önce başlatılan 'çözüm süreci'ni hepimiz yaşadık ve neler olduğunu gördük. Hükûmetin, devletin elinde bulunduğu imkan ile barışı öncelemesi gerekiyor. Devlet bütün kurumları ile bizi her alanda baskılıyor. Bir vekilimizin daha vekilliğinin düşürülmesi ile karşı karşıya kaldık. Tayyip Erdoğan’ın bizlere gösterdiği yol bu ülkede sorunları çözecek yol değil. 6 milyon oy ile HDP’yi Meclis'e gönderen Türkiye’nin bu yoldan dönülmesi gerektiği çağrısını yeniden söylüyoruz. Türkiye’nin hem içeride, hem dışarıda sorunlarını çözerek yoluna devam etmesi gerekiyor. Bunun yolu da, halkla bir araya gelmek ve OHAL sürecinin kaldırılması..."

Ertan, “Van çok büyük bir felaket yaşadı. Van depremi sonrası neler yaşadığımızı hiçbirimiz unutmayacağız. Van’ın vergi sorunu ne yazık ki çözülmedi. Birçok ilde bu sorun çözülürken, Van’da çözülmedi. Van’ın vergi sorunu çözmek 15 dakika sürüyor. Kanunu hazırlamak ve geçirmek bu kadar olay işte. Yaptığımız tüm çalışmalarda merkezi hükûmet Van’ın vergi sorununu çözmedi. Taksitler yaparak vergi borcunun ödenmesi sağlandı. Bu sorunu yeniden gündeme getirecek ve çözülmesi için çaba göstereceğiz" diye konuştu.

Konuşmalarının ardından Botan ve Ertan gazetecilerin sorularını yanıtladı.

'KÜRT KARŞITI POLİTİKAYI BIRAKMAK ZORUNDALAR'

Ertan, aklıselim tüm insanların her ulusun kendi kaderini tayin hakkını desteklediğini ifade etti. Ertan, "AKP ve MHP şu an bir Kürt fobisi oluşturuyorlar. CHP de bu politikayı dışarıdan destekliyor. Eğer Kürt karşıtı politikayı bırakırlar ve Kürtlerle birlikte hareket ederlerse, hem Türkiye halkları, hem de Ortadoğu halkları kazanacaktır. Bu bir bütün olarak böyledir. Şu anda yürütülen düşmanlık ve ulusçuluk politikaları tamamen kendi iktidarlarını uzatma çabasının bir sonucudur. Kürt halkı yaşadığı tüm parçalarda kendi iradesini ortaya koymuştur. Türkiye’de yerel ve genel seçimlerde Kürtler bunu net bir biçimde ortaya koyuyor. Biz bunu öz yönetim olarak dile getirmiştik. Öz yönetim halklarımızı rahatlatacak tek formüldür" diye kaydetti.

CHP'YE TEPKİ

"CHP ile ittifak olabilir mi" şeklindeki bir soruya da Ertan, şöyle yanıt verdi: "CHP ile bir ittifak mümkün değil. CHP ile aramızda çok ciddi derin ayrılıklar var. CHP’nin dokunulmazlıklar ve son olarak referandumda ortaya koyduğu tavır hâlâ Kürt halkının iradesini tanımadıklarını gösteriyor. CHP asla bir sosyal demokrat parti olamadı. Mesele Kürtler olunca AKP ve MHP’den bir farkları olmadığını görüyoruz ve yaşıyoruz. 2018’de yerel ve erken seçimler olabilir. Kayyumlarla bu işlerin yürümediğini gördüler. Kayyumlar da yolsuzluklara bulaştı. Şimdi kendi başkanlarını istifaya zorluyorlar."

'BAŞINIZI TAŞLARA VURURSUNUZ!'

Botan da Sykes-Picot Anlaşması'na dikkat çekerek, kendisine ümmetçi, anti-emperyalist diyenlerin bugün emperyalistlerin çizdiği sınırları korumasının derin bir paradoks olduğunu ifade etti. Botan şöyle konuştu:

"İran-Irak Şii yönetimleri ve İHVAN’cı AKP bir araya gelip Kürtlere dağın yolunu gösteriyorlar. Ancak Kürtler sandığı tercih etmiştir. 400 BM gözlemcisinin denetiminde bir referandum yapıldı. Kürt halkı burada bir irade belirledi. Öyle Hewler’e kayyum atayamazsınız. Hayatın bir doğal akışı var ve sizi oraya sürüklüyor. Kürt halkının ya demokratik hakları verilecek, ya da Kürt halkı kendi kaderini tayin edecek. Siz Kürtlere neyi vadediyorsunuz? Eğer bu halka mevcudu öneriyorsanız Kürtler bunu kabul etmez. Irak Kürdistan’ında halk iradesini ortaya koydu. Yapılması gereken Sayın Barzani ile diyaloğa geçilmesidir. Eğer bu politikalarla Kürtleri hizaya getirmeye çalışırsanız, sonra başınızı taşlara vurursunuz.”

'UMUT TACİRLİĞİ YAPIYORLAR'

Botan ayrıca İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun "HDP’li belediyeler dağa kahvaltı servisi yapıyorlardı" şeklindeki açıklamasını ise ‘deli saçması’ olarak değerlendirdi. ‘Erdoğan Başkan olsun, Çözüm Süreci yeniden başlar’ şeklinde bir algı operasyonu yapıldığını ifade eden Botan, şöyle konuştu: "Böyle umut tacirliği yapanlar alçaktır. Şu an tamamen Ergenekon ve Bahçeli’ye teslim olmuş bir Erdoğan’ın dış politikası tamamen maceraperest bir politikadır. Bu politikalar neo-Osmanlıcı politikaların bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Mesele 'Çözüm Süreci' değil, mesele çok büyüktür. AKP istikrar istemiyor, Amed mitingimize bomba koyanlar ile nasıl barış yapacağız? Bu bir savaş konseptidir. Algı operasyonları ile her şeyi manipüle ediyorlar. Mesele Kürde yaklaşımdır. 5 Nisan 2015’den beri Sayın Öcalan tecrit altında tutuluyor. Tek yol, diyalog ve müzakeredir. Bugün de bunu söylemeye devam ediyoruz. Ama onlar gidip korucubaşları ile güya görüşmeler yaparak çözüm üreteceklerini söylüyorlar. Eğer çözüm isteniyorsa taraflar bellidir.”