Kandil Halkı: Kürtlerin ana gündemi ulusal birlik olmalı

Kandil halkı, Güney Kürdistan’daki siyasi partiler başta olmak üzere, Kürdistan’i tüm partilere, ulusal birlik çağrısı yaptı.

Türk devletinin Güney Kürdistan’ı yıllardır bombaladığı ve saldırdığına dikkat çeken halk, “Önceliğimiz ulusal birlik olmalı” mesajı verdi.

Mihemed Îbrahîm: Türk devleti evlerimizi hedef alarak yakıp, yıkıyor. Ben de Kürdistani tüm kurum ve partilerin Türk devletinin gerçekleştirdiği bu faşist saldırılara karşı tutum almaları çağrısında bulunuyorum. Başûrê Kürdistan’da halkımız yıllardır bombardıman altında yaşam mücadelesi veriyor. Kendini bölgenin sorumlusu olarak gören siyasi çevreler bu halktan sorumlu olduklarını bilmeli ve halkın çıkarlarını göz önünde bulundurmalıdır.

Mihemed Îdrîs Ebdulla: Beş aydır Başûr’da ‘bağımsızlık’ referandumu tartışmaları yürütülüyordu. Son olarak bu referandum gerçekleştirildi. Fakat şimdiye kadar bölgesel hükümet çıkıp bizim için tek bir açıklamada bulunmadı. Referandum sonrası Türk devletinin bölgeye dönük artan saldırılarına ve gerçekleştirdiği katliamlara karşı tek bir değerlendirmede bulunmadı, tepki göstermedi. Referandum öncesi daha iyi bir durumdaydık. Şimdi ise Irak, İran ve Türkiye sınırlarını kapattı, ekonomimiz çökmüş durumda. Özgür bir ülke için birlik olmamız gerekiyor. Eğer kendi aramızda birliğimizi sağlayabilirsek o zaman bugün bize saldıran düşmanlarımıza en büyük cevabı vermiş olacağız.

‘ORTAK SAVUNMA İLE SALDIRI TEHDİTLERİNİ BERTARAF ETMELİYİZ’

Osman Mihemed Emîn: Kürt Ulusal Birlik Kongresi’nin toplanması gerektiğine inanıyorum. Bu süreçte Ulusal kongre de öncelikli. Kürt siyasi öncülerinin bu çatı altında bir araya gelmesi lazımdı. Ancak halen kimi partiler ve bu partilere öncülük eden liderler aşiretçilik ve ailecilik karakterleriyle öne çıkıyor. Kimisi YNK’li olduğunu, kimisi KDP’li olduğunu, kimisi de başka partiden olduğunu söylüyor. Mesut Barzani aşiretçilik yapmaktan vazgeçmeli ve bir çözüm arayışında olmalıdır. Anlaşılıyor ki ne Türkiye’den ne Irak’tan ne de İran’dan bize dost olur. Bize yönelik saldırılar hep vardı; Kürtler enfalden, kimyasal saldırılarından, açlık, ölüm ve göçertmelerden geçti. Evet, şu an üzerimizdeki tehlike çok daha büyük. O bakımdan; şehitlerimizin kanları için, gerillalarımızla ve peşmergelerimizle bir olup saldırı tehditlerine ve bu tehlikelere karşı koymalıyız.

Türk devleti uzun süredir askeri üslerini Başûr’da Behdînan, Mergêsor ve bu çevrelerde konumlandırıyor. Bize göre artık bu güçlerin bölgemizi terk etmelerini zamanı geldi. Fakat halen bazı siyasi partiler Kürt halkına karşı katliam saldırısı gerçekleştiren bu güçlerin arkasında durmakta ve dost olduklarını iddia etmektedirler. Bu olacak şey değildir. Onlardan bize dost olmaz. Kürt halkı olarak kesinlikle bu yaklaşımlara sessiz kalmamalıyız.

Binarê Kandil Belediye Eşbaşkanı Momeste Mihemed Hesen: Başûrê Kürdistan son üç yıldır DAİŞ çetelerinin saldırı altında. DAİŞ başta olmak üzere, Başûr halkı düşmanlarının bu saldırılarına karşı direniş içerisinde oldu. Ve görüyoruz ki, artık bölgemizde DAİŞ son demlerini yaşanıyor. Ve yine görüyoruz ki, 26 yıldır hüküm süren Başûr hükümetinin aynı minvalde yürümesi mümkün görünmüyor. Bölgede ciddi siyasi ve ekonomik sorunlar devam ediyor. İşte böyle bir süreçte bağımsızlık referandumu gündeme geldi. Kuşkusuz bağımsızlık her halk için meşrudur. Hele bir de ülkesi dört parçaya bölünmüş Kürdistan halkı için bu böyledir.

Kürtler için tek çözüm kendi içinde güç birliğini oluşturmak ve saldırılara karşı direnmektir. Onun için de Kürt ulusal birliğinin gerçekleştirilmesi referandumdan önce atılması gereken bir adımdı. Kürtler ulusal kongrenin gerçekleşmesini her şeyden önce ele almalı ve gerçekleştirilmesi için seferber olmalıdır. Düşmanlarımız bizi yok etmek için görev başındalar. Geçtiğimiz yıllarda Zergelê katliamını yaptılar. İşgalci Türk devlet referandum öncesi Şeladize’yi bombaladı ve katliam yaptı. Biz bu saldırıları lanetliyor ve bir kez daha Başûr hükümetinin katliamlara sessiz kalmasını kınıyoruz. Sözde bağımsızlığı isteyen ama düşman saldırılarında katledilen insanların hesabını sormayan hükümet ne devleti kuruyor ve halkı korumayacaksa bu devlet neye hizmet edecek? Neredeyse her gün onlarca Başûrlu genç Akdeniz açıklarında boğuluyor. Tüm bunlardan Başûr hükümeti sorumludur. Başûrê Kürdistan’ın bu durumda olmasının tek sorumlusudurlar. O nedenle ‘bağımsızlık’ referandumu veya devlet Kürtlerin geleceğine iyi bir ufuk olmayacaktır.

İlla bir referandumun yapılması gerekiyorsa, ‘Kürtler birlik olmak istiyor mu’ sorusunun hepsinden daha önemli ve öncelikli olduğunu söyledi. Şu anda Kürtler Ortadoğu’da önemli bir aktör haline geldiği. Kürtler özgürlük umuduna ve imkanına çok yakın. Kürt halkının Ortadoğu’da demokratik sistemini inşa etmesi, ulusal kongresini gerçekleştirmesi için var gücümüzle çabalamalıyız.

Mamoste Belên: 25 Eylül’de yapılan referandum seçimlerinde yüzde 92 ‘Evet’ oyu çıktı. Kürtlere dönük bu kadar saldırıların olduğu bir dönemde, bölgemizde siyasi ve ekonomik kriz yaşanırken birlik olmalı ve düşmanlarımızın komplo planlarını boşa çıkarmalıyız. Birlik olamayışımız, siyasi parti ve örgütlerin çıkarlarını esas olarak ortak payda da buluşamamaları Kürdistan’a olumsuz etkide bulunuyor.

Birliğimizi sağlayabilseydik durumumuz bu şekilde olmazdı. Düşmanlarımız gözü dönmüşçesine bize saldıracak cesareti kendinde bulamazdı.