Karayılan: Halkımız zindanlardan yükselen çığlığa sessiz kalmamalı

Murat Karayılan: Amara’da ve her yerde 4 Nisan’ı kutlayan halkımız, bu şekilde Önder Apo’nun özgürlüğüne ve zindanlardan yükselen bu çığlığa sahip çıkacaktır.

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Stêrk TV’de katıldığı özel programda gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Murat Karayılan şunları ifade etti:

4 NİSAN BİR KİŞİNİN DEĞİL, BİR HALKIN DOĞUŞ GÜNÜDÜR

“Önder Apo’nun Doğuş Günü olan 4 Nisan’ı, tüm Kürdistan Özgürlük Gerillaları adına başta Önder Apo’ya, tüm yoldaşlara, Kürdistan halkına ve halkımızın dostlarına kutluyorum. 4 Nisan, bir tek kişinin doğum günü değildir. “Önderler seçilmez; doğar” denilir. 4 Nisan’da da Önderliksel bir doğuş gerçekleşmiştir. Önder Apo’nun şahsında, Kürdistan’da gelişen Önderliğin yürüttüğü mücadele ve geliştirdiği felsefe, Kürdistan’da yeni bir dönemi başlatmış, Kürt toplumunda temel değişimlerin yaşanmasına yol açmıştır. En bilinçsiz kişi bilinç, en zayıf kişi güç kazanmıştır. Umutsuzluktan umut yaratılmış ve bu umut büyütülmüştür. Önder Apo’nun Kürdistan’da geliştirdiği felsefe, insanlarda böylesi temel değişimler yaratmış, asimilasyon ve soykırım siyasetine karşı bu şekilde kararlılıkla durulmuştur.

Çünkü sömürgeci siyaset, Kürt toplumunda umutsuzluğu hakim kılmıştı. Ama bu umutsuzluğun karşısında, umut, ısrar, kararlılık, bilinç ve irade geliştirilmiştir. Apocu felsefeyle yola çıkan mücadele, Kürdistan’da böylesi temel bir değişimi geliştirmiştir. Düşman, ülkemizi gericiliğin ve bilinçsizlerin ülkesi haline getirmek istiyordu ama Önder Apo’nun çıkışıyla gelişen mücadele, Kürdistan’ı bilinçsizliğin değil bilincin, gerilemenin değil ilerlemenin, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin ülkesi haline getirmiştir. Kürt halkı bugün Ortadoğu’da özgürlük ve demokrasi bayrağını en çok yükselten halktır. En önemlisi de Kürt kadını bu felsefeyle güçlenmiş ve kadının özgürlüksel çıkışı gerçekleşmiştir. Önder Apo’nun geliştirdiği paradigma; asimilasyona ve soykırıma karşı durduğu gibi, kapitalist moderniteye karşı yeni bir alternatif geliştirmiştir. Hem Kürdistan, hem de bölge ve dünya halkları için yeni bir çıkışı işaret etmiştir. Bu tabii Önder Apo’nun emeği, çabası ve destanlara konu olacak şekilde kendini feda eden binlerce kahraman şehidin mücadelesi temelinde oluşturulmuştur.

DÜŞMAN, ÖNDER APO’NUN MESAJLARINDAN KORKUYOR

Önder Apo sadece siyasi ve toplumsal mücadele yürüten bir önder değildir. Aynı zamanda bir filozoftur. Toplumun bilinçlenmesini sağlayan, derin analizlere dayalı, 200’den fazla kitabı mevcuttur. Yani tek bir açıdan değil, birçok açıdan yürütülen mücadele, Kürt toplumunu adeta yeniden yaratmıştır. Bunun için halkımız bugün Önderliğine bu kadar bağlıdır. Bazen kimi kişiler ve düşman buna anlam veremiyor. Tabi bu mücadeleyi, inancı, gücü ve iradeyi oluşturan bir önderlikten bahsediyoruz. Bunun için toplum tabii her koşul altında Önderliğine sahip çıkıyor. Çünkü topluma umut verdiği gibi, enerji de veriyor. Bunun için düşman şimdi dünyada eşi benzeri olmayan bir yöntemle İmralı’da bir tecrit ve işkence sistemini yürütüyor. Biz bunun gibi bir sistemi daha duymuş değiliz. Bir halkın önderi tutuklanıyor ve yıllarca kimse kendisinden bir haber bile alamıyor. Düşman niye böyle yapıyor; çünkü onun mesajlarının halka ulaşmasından korkuyor. Halka ulaşınca halk da ondan güç alıyor. Bunun için sesini kesmek istiyor. Ama orada tecrit altına aldığı yalnızca bir tek kişi değildir; bu halkın geleceğini tecrit altına almış oluyor. İmralı tecridi, halka dönük uygulanmış bir tecrittir; İmralı işkencesi, Kürdistan halklarının geleceğine dönük yapılmış bir işkencedir.

APOCU DİRENİŞLE MUTLAKA SONUCA ULAŞILACAKTIR

Başta Şakran Cezaevi olmak üzere birçok alanda zindanlardaki yoldaşlar, bu 49 gündür açlık grevindeler. Tabi bu arkadaşlar kendi kararlarını kendileri almışlar; bunun için bir şey diyemiyoruz ama önlerine koydukları amaç, kutsal ve çok değerli bir amaçtır. Bu grev bugün 50’li günlerine doğru gidiyor ve her geçen gün yaşam riskini de kendisiyle birlikte getiriyor. Bu, önemli bir sestir. Halkımız zindanlardan yükselen bu çığlığa elbette sessiz kalmamalıdır. Amara’da ve her yerde 4 Nisan’ı kutlayan halkımız, bu şekilde Önder Apo’nun özgürlüğüne ve zindanlardan yükselen bu çığlığa sahip çıkacaktır. Zindanlardan açlık grevleriyle yükselen bu çağrı, önemli ve ciddi bir çağrıdır. Bu vesileyle açlık grevlerinde yer alan tüm yoldaşların da doğuş gününü kutluyorum ve onları selamlıyorum. İnanıyoruz ki, halkımız ve mücadelemiz, Apocu direnişle yükselecek ve mutlaka sonuca ulaşacaktır; zafer bizim olacaktır. Bu umut ve inançla bir kez daha tüm yoldaşların, halkımızın ve Önder Apo’nun doğuş gününü kutluyorum.”