Narin Efrîn: 6-8 Ekim ruhuyla birliğimizi güçlendirelim

Tarihi Kobanê direnişinin komutanlarından Narin Efrîn, bu dönemde Kürtlerin kazanımlarını savunmanın her zamankinden önemli olduğuna değindi. Efrîn, 6-8 Ekim Kobanê direniş ruhuyla Kürtlerin tehlikelere karşı harekete geçmesini istedi.

Tarihi Kobanê direnişinin komutanlarından Narin Efrîn, 6-8 Ekim serhildanlarını üçüncü yıldönümünde ANF’ye değerlendirdi. Narin bu dönemde Kürtlerin kazanımlarını savunmak için 6-8 Ekim serhildanlarının her zamankinden daha önemli olduğunu belirtti.

6-8 Ekim serhildanlarının Kuzey Kürdistan’da bir devrim anı olduğunu belirten Narin Efrîn, “Kürtler ve özelde Kuzey Kürdistan halkı DAIŞ çetelerinin Kobanê’ye saldırmaya başlamasıyla, Kobanê’yi sahiplenmenin tüm Kürdistan’ı, halkını sahiplenmek olduğunun bilincine vardı. Kuzey Kürdistan halkının bu bilinci faşist ve sömürgeci Türk devletine karşı uzun yıllar sürdürdüğü mücadelesinden ve direnişinden geliyordu. Bu bakımdan 6-8 Ekim serhildanları Kuzey Kürdistan’ın da devrim anıydı. Bu Kürt halkının yurtseverlik duyguları, toprağına, ülkesine, Önderliğine, şehitlerine bağlılığın bir gereğiydi ve direnmek kaçınılmaz bir seçenek oluyordu. 6-8 Ekim serhildanlarında Kuzey halkı yediden yetmişe yer aldı ve 40 yurtsever insanımız Kobanê için şehit düştü. Yaşamını yitiren şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum” dedi.

‘6-8 EKİM SERHILDANI FAŞİST ZİHNİYETE KARŞI PATLAMAYDI’

Efrîn, 6-8 Ekim serhıldanlarının AKP ve DAIŞ çetelerinin faşist zihniyetine karşı bir patlaması olduğuna vurgu yaparak, serhıldanların Kobanê direnişini dünyaya yaydığını şu sözlerle belirtti: “Eğer 6-8 Ekim serhıldanları gerçekleşmeseydi tüm dünya Kobanê’de gelişen direniş ve savaş karşısında sessizliğini sürdürecekti. Kobanê direnişinin sesi Kuzey Kürdistan serhıldanını, serhildanlar YPG/YPJ, gerilla ve halkın Kobanê’deki direnişini büyüttü, dünyaya yaydı, dünyaya yayılan devrim zaferi getirdi.”

‘KOBANÊ'DE AKP ve DAİŞ’İN SÖMÜRGECİ PLARLARI BOŞA ÇIKARILDI’

“Yurtsever, özgürlüğe bağlı olan her Kürt kendi varlığını Kobanê’yi savunmada gördü” diyen Narin Efrîn, “6-8 Ekim serhıldanları Doğu, Güney ve Batı Kürdistan’ın sokaklarına da yansıdı. Avrupa’da yaşayan halkımız televizyonları, uluslararası kurumları işgal ederek tüm dünyaya ‘Kobanê direnişine gözünüzü kapatmayın’ dedi.  Yurtsever, özgürlüğe bağlı olan her Kürt kendi varlığını Kobanê’yi savunmada gördü. Kürt halkı, “eğer Kobanê olmasa Kürt halkının varlığından söz edilmez” diyerek AKP ve DAIŞ çetelerinin tüm faşist ve sömürgeci planlarını boşa çıkardılar. Kuzey Kürdistan’da gelişen bu serhıldan tüm gençlerde büyük bir coşku ve heyecan uyandırdı. Bu coşku ve heyecan ile gençler sel olup sınıra aktılar, Kobanê direnişine katıldılar. Bu coşku ve heyecan da kendisi ile beraber Kobanê direnişi içerisinde büyüdü ve tüm Kürdistan’a yayıldı. Kobanê tüm Kürdistan halkının direniş zaferi ve başarısı olarak tarihe kazındı” şeklinde konuştu.

‘KOBANÊ’DE EYLEME GEÇEN ÖNDER APO’NUN DÜŞÜNCELERİYDİ’

Kobanê direnişi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın büyük düşüncelerinin destansı eyleme dönüştüğü bir alan olduğunu belirten Efrîn şöyle devam etti: “Önder Apo’nun gücü Kobanê’de bir kez daha ortaya çıktı. Bu güç Önder Apo’nun halkları örgütlediğinin bir göstergesiydi ve özgür bir ülkenin hazırlığında ortaya çıktı. Şunu söylemek mümkün, Önder Apo’nun düşünceleri Kobanê direnişinde hayat buldu, büyük bir eyleme dönüştü. Bu Önder Apo’nun büyük eyleminin bir sonucuydu. O’nun düşüncelerinin eyleme geçmesiydi. Önder Apo’dan alınan güç ile ortaya çıkan bu direniş büyük bir destan yarattı. Kadınlar silah kuşandı. Büyük intikam hamlesinde yerini öncü olarak aldı.”

‘DİRENİŞ, SİLAH VE ASKER ÜSTÜNLÜĞÜ İLE OLMAZ!’

Tarihi Kobanê direnişinin genel Komutanlarından Narin Efrîn sözlerine şöyle devam etti: “DAIŞ çeteleri Eyn İsa’da Baas rejiminin bulunduğu 48. Fırka’ya (Tabur) saldırdığında, taburda 600 rejimi askerinin yanısıra 30 tank, çok sayıda silah ve cephane bulunuyordu. DAIŞ bu kadar tekniğe sahip olan rejim güçlerini sadece birkaç saat içerisinde etkisizleştirdi ve tüm mühimmata el koydu. Kobanê’de de teknik ve savaşçı üstünlüğü DAIŞ’ın elindeydi. Peki, neydi DAIŞ’ın Kobanê’de yenilmesine sebep olan veya bu neyin göstergesiydi? Bana göre direniş silah ve asker üstünlüğüyle olmaz; bilinçle, inançla, umutla, cesaretle ve örgütlülükle olur, Kobanê bunun ispatıydı. Bu örgütlü güçle direniş Kobanê’de, Kürdistan ve tüm dünyada ortak bir ruha kavuştu. Ve tüm dünya devletlerinin devasa ordularının karşısında durmaktan çekindiği vahşi çeteler yenilgiye uğratıldı. Kobanê direnişinde ortaya çıkan bu ortak ruh şimdi bile farklı ulustan gençleri bir araya getirmektedir. DAIŞ’ın Kobanê’de yenilgiye uğratılması Minbic ve Raqqa zaferini de beraberinde getirdi. Bunun için Kobanê direnişi hem dünya halklarının hem de Rojava ve Suriye’de yaşayan Arap ve diğer tüm halkların umut kapısı olmaya devam ediyor.”

‘KOBANÊ KÜRTLER ARASINDA ULUSAL BİRLİĞİ ORTAYA ÇIKARDI’

Kobanê direnişinin ilk defa Kürtler arasında ulusal birliği ortaya çıkardığını kaydeden Narin Efrîn, Kobanê’nin Kürt halkının ‘kırmızı çizgim’ dediği yer olduğunu belirtti. Efrîn, Kobanê direnişinin Türk devletinin Kürt halkına yönelik düşmanlığını ortaya çıkardığını, DAIŞ şahsında Kürt halkının kendi düşmanlarını tanıdığını, Türk devletinin Kürdistan’ın hiçbir parçasında Kürt halkının kazanımlarını kabul etmezken, ilk defa Kobanê’de yakalanan ulusal birlik ruhuna yüklenerek Türk devletinin düşmanlığını gözler önüne serdiğini ve kazanımlarını koruduğunu söyledi.

‘YPG, HALK, GERİLLA VE PEŞMERGE KOBANÊ DİRENİŞİNDE YER ALDI’

Tarihi direnişin komutanı, Kürt halkının sömürgeciliğin dayatmaları altında yaşamak istemediğini ve özgür olmak istediğini belirtti ve ekledi: “Kürt halkı özgür yaşamak istiyor. Bu yönlü bilinçlenen halk kendi hakkında kararlar almak istiyor. Ancak buna engel olunmak, kazanımları ortadan kaldırılmak isteniyor. O nedenle Kürtler düşmanlarına karşı bugünde ortak bir direniş içerisinde olması gerekiyor. Kobanê direnişi neden sonuç aldı? Çünkü Kobanê direnişi ortak bir direnişti. Çünkü YPG, halk, gerilla ve peşmerge Kobanê’ye giderek direniş içerisinde yer aldı. YPG ve gerilla bu direniş içerisinde yer aldı.”

‘KÜRT KAZANIMLARINI KORUMAK BUGÜN HER DÖNEMDEN DAHA ÇOK ÖNEMLİDİR’

“Kürt halkının kazanımları tüm dönemlere göre bugün çok daha önemlidir” diyen Narin Efrîn, dört parça Kürdistan’da Kürt halkının kazanımlarına karşı saldırıların arttığını, daha öncede Kürt halk Önderi Öcalan’ın bu saldırıların şiddetlenebileceğine dikkat çektiğini dile getirerek, Öcalan’ın tehlikelere karşı ‘Ortak irade, ortak savunma gücü, meclis, ortak diplomasi’ ayaklarından bahsettiğini hatırlattı. Efrîn Kürdistan’ın tamamında ortak bir savunma iradesinin oluşturulması gerektiğini belirtti.

‘KÜRTLERİN BİRLİĞİ EKMEK VE SUDAN DAHA ÖNEMLİDİR’

Narin Efrîn, “Türk devleti Kürt düşmanlığı politikasında her zaman Kürtleri parçalamak istiyor. Örneğin Kobanê’de parçalansaydık, Kuzey Kürdistan halkı da destek veremezdi. Ve Kobanê’de başarı sağlayamadık. Kuzey Kürdistan halkı 6-8 Ekim serhıldanları ile ayağa kalkmasaydı, Kobanê’de başaramazdık. Avrupa’daki halkımızın sesi, eylemleri olmasaydı, uluslararası güçlerin hava desteği olmazdı. Kürt halkı Milyonlar olup ayağa kalktığı zaman uluslararası güçler de mecbur kalıp bu direnişi görmek zorunda kaldı, destek verdi. Sonuç almamızda da birlikte hareket etmemizdendi. Bunun için birlik şarttır. Kürt düşmanlığına karşı birliktelik tüm Kürdistan parçaları için de geçerlidir. Örneğin DAIŞ Güney Kürdistan’a saldırdığı zaman gerilla Kerkük ve Hewler’e gitti. Yani gerilla bu benim bayrağım değil burada savaşmam demedi. Kendini Kürdistan’a ve Kürt halkına karşı sorumlu gördü. Bugün Kürt halkına yönelik herhangi bir saldırı gelişse gerilla Kürt halkını savunmaya hazır. Bugün gerilla tüm Kürdistan’ının savunmasının öncülüğünü yapabilir, halkının serhıldanlarını savunabilir, tüm saldırılara karşı direnebilir ve düşmanı yenilgiye uğratabilir” şeklinde konuştu. 

‘KOBANÊ’DE HALK BİZİMLEYDİ’

“Bir gücün arkasında halk desteği varsa asla yenilmez ve kazanır” diyen Efrîn, Özgür Suriye Ordusu (Arteşa Azad)’a halkın destek verdiği sıralarda belli kazanımlar elde ettiklerini fakat sonrasında bünyesinde bulunan pek çok gücün dış güçlerin denetimi altına girmesiyle halkın desteğini kestiğini ve kaybetmeye başladıklarını hatırlatırken, Kobanê’de halkın desteklerini aldıklarını, yeri geldiğinde öncülük dahi ettiğini söyledi.

‘ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMLER DEVRİM ANLARIDIR’

Rojava devriminin bütün halkların devrimi olduğunu söyleyen Efrîn, “Rojava devrimi Kürt halkının yanında diğer bütün halkların devrimidir. Çünkü birçok güç bu devrim içerisinde kendini gördü ve yerini aldı. Halkların örgütlülüğü bugün hem Kuzey Suriye’de hem de Kuzey Kürdistan’da kendini örgütlemiştir. Kuzey Kürdistan’da halklar HDP içerisinde kendi örgütlülüklerini oluşturdular. Yine HDP ile Türkiye halklarının örgütlülüğüne dönüşmüştür. Bugün AKP hükümeti Türkiye’yi açık bir cezaevine çevirmiş durumdadır. Bunun için bu örgütlülük kendini hem askeri alanda, hem de toplumsal alanda güçlü kılmalı ve Kobanê serhıldanın da olduğu gibi ortaya çıkarmalıdır. Önümüzdeki dönemlerde öyle anlar var ki bu anlar devrim anları olmalıdır. Bu Türkiye, Güney ve Doğu Kürdistan için de geçerlidir. Yani bu anlar halkın patlama anları olmalıdır. Rojava Kürdistan’ını savunarak, tehlikeyi büyüklüğünü ortaya koydu. Şuanda faşist Türk devleti Kobanê, Efrin, Cizîr ve Kuzey Suriye’de Kürt halkının kazanımlarını tehdit etmektedir. Bu tehditlere karşı cevap Kuzey Suriye bileşenlerinin ve Demokratik Suriye Güçlerinin devasa iki hamlesidir” şeklinde konuştu.

‘İNKAR POLİTİKALARI HALKLARIN DEMOKRATİK BİRLİĞİYLE BOŞA ÇIKARILIR’

Tarihi Kobanê direnişinin genel komutanlarından Narin Efrîn son olarak şunları belirtti: “Arap halkının bilinçliliği ortak yaşam ile gücünü bugün devrimin teminatına çevirdi. Eğer yarın Türk devletinden Rojava’ya yönelik bir saldırı gelişirse sadece Efrin, Kobanê ve Cizre kantonlarında yaşayan halkının tepkisi olmamalıdır. Minbic, Girê Spî, Raqqa ve tüm Kuzey Suriye halkı bu saldırılar karşısında durmalıdır. Ancak bu şekilde Türk devletinin saldırıları kırılır. Bugün de Türk devleti bazı bahanelerle Kuzey Suriye’ye girmek istiyor. Fakat Kuzey Suriye’de oluşturulan demokratik yaşam, ortak yürütme meclisi ve komünler ile Türk devletinin imha, inkar politikaları boşa düşürülmektedir. Bugün buna daha çok ihtiyaç vardır; ulusal birlik, halkların birlikteliği, demokratik ulus inşası ve ortak yaşamın ortaya çıkardığı özgürlük sistemi faşizm ve Türk devletinin yaklaşımını boşa çıkaran yegane karşı duruştur.”