Topkan: AKP kaybedeceğini anladığı an savaş konseptine geçti!

SES Batman Şubesi Başkanı Deniz Topkan, AKP'nin emek mücadelesi yürütenlere karşı saldırılarına dikkat çekerek, "AKP kaybedeceğini anlayacağı anda yeni bir savaş konseptini gün yüzüne çıkardı" dedi.

AKP iktidarının tek devlet, tek dil, tek bayrak faşizmine karşı çıkan her kesimin kendi düşmanı olarak gördüğü bu süreçte 

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Batman Şubesi Başkanı Deniz Topkan, Kürdistan’da sendikal olarak yaşadıkları baskılar ve buna karşı verecekleri mücadele üzerine ANF’ye konuştu...

‘KİLİT VURDULAR, KİLİTLERİ KIRDIK’

Konuşmasına Kürdistan’da ve özellikle Batman’da devletin sendikal ve sivil insanlar üzerindeki baskılarının tarihçesine değinerek başlayan Topkan, "1995 yılından beri aktif sendikal bir mücadelenin içinde olan bir kurumdur. Yaklaşık 6 dönem şube başkanlığı yaptım. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası '90’lı yıllarda, özellikle Batman ilinde faili meçhullerin yoğun yaşandığında o dönemlerde de demokratik bir çerçevede sendikal mücadele veren bir kurumdur. O dönemlerde de yine devlet baskılarıyla, gözaltılarıyla, sürgünleriyle, sendikaların kapatılmalarıyla karşı karşıya kaldık. Sendikalarımıza kilit vurdular, kilitleri kırdık. Birçok arkadaşımız sürgün edildi, sürgünlere rağmen mücadelemizden geri çekilmedik. Şehitler verdik, ciddi bedeller ödedik ama mücadelemizi kararlılıkla yine sürdürdük’’ diye belirtti.

‘AKP KAYBEDECEĞİ KORKUSUYLA SENARYOLAR OYNADI’

AKP iktidarının demokrasi ve özgürlük mücadelesine karşı kaybedeceğini anladığı için türlü senaryolar oynadığına ve baskıları arttırdığına vurgu yapan Topkan, şöyle devam etti:

"Türkiye’de hukukun ayaklar altına alındığı, özellikle Kürdistan’da yok sayıldığı süreci hep beraber yaşadık. Lakin bu dönem, diğer dönemlerden daha farklı, daha sistematik bir şekille gelişen bir dönemi yaşıyoruz. Bizler faşizmin her dönem kurumsal bir kimliğe bürünmesini ve Kürt halkı üzerindeki o soykırımcı politikalarını biliyoruz. 7 Haziran seçimindeki kamuoyunda oluşturulan barışçıl bir sürecin umutlarını tam da yeşertmiş iken, AKP iktidarı kaybedeceğini anlayacağı anda eski süreçlerle beraber yeni bir savaş konseptini gün yüzüne çıkardı. Belki de 15 Temmuz bunun bir bahanesi oldu. Yani 15 Temmuz sürecinden önce yıllarca beraber çalışmış, beraber kurumsallaşmış, kendi kurumlarında 'Hoca Efendi' diye övgüler, methiyeler dizmiş ve geldiği aşamada bütün kurumları ele geçirmiş, muhafazakar ve seküler anlayışı da beraberinde işleyerek yeni bir dizayn, tekçi bir zihniyet amaçlı bir senaryo oynandı. Bununla beraber, 16 Temmuz sabahında, hükûmete muhalif olmuş bütün oluşum ve güçleri tasfiye etme süreci başlatıldı."

Bundan önceki sistemlerin anti-demokratik baskılarına karşı mücadele verdiklerini, AKP hükûmetinin emek sömürülerine karşı da mücadele vereceklerini aktaran Topkan, "Sendikalarımız yıllardır bu ülkede özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesiyle, kendi haklarını talep ettiği noktada hep sistemlerin baskısı altında kalmıştır. Bu anlamda SES, hem emekçilerin hak ihlallerine karşı mücadele veren, hem de yaşadığı coğrafyanın acılarını da görüp, içinde barındıran ve bu acılara karşı sesini çıkartan; demokrasi, barış için sorumluluk alan bir kurumdur. Yıllarca SHP, ANAP, RP gibi sistemlere muhalefet eden bir örgütüz. İktidarı AKP’ye ve yürüttüğü emek sömürüsü politikalarına da karşı muhalif olan bir örgütlenmeye sahibiz. Bu misyonumuzdan dolayı AKP iktidarının bize karşı sessiz kalacağını da beklemiyorduk’’ diye konuştu.

'KAYYUM, TUTUKLAMA, İHRAÇLAR İLE YILMAYACAĞIZ'

Herkesin AKP’li gibi ve hatta Recep Tayyip Erdoğan gibi düşünmesinin dayatıldığını söyleyen Topkan, şunları dile getirdi:

"15 Temmuz bahanesiyle beraber, Kürt şehirlerindeki belediyelere atanan kayyumlar, gasp etmeler, vekillerin tutuklanmaları, yöneticilerin gözaltına alınmaları, Kürt emekçilerinin işten atılma furyasının yoğun olduğu bir süreci yaşıyoruz. Gece yarılarında çıkartılan KHK’ler ile FETÖ'cü, Bylock’çu, sol muhalefet ve Kürt diyerek 100 binin üzerinde kamu emekçisi işlerinden ihraç edildi, atıldı. Batman ilimizde toplamda 85 KESK üyesi ihraç edildi. Bunun 21 tanesi SES’ten örgütlü olan arkadaşlarımızdı. Bu ihraç edilen 21 kişinin profillerine baktığımızda; sendikada başkanlık veya yöneticilik yapmış arkadaşlarımızdan oluşuyordu. Bu da demokratik sendikal mücadele veren bizlere tamamen bir gözdağıdır. AKP iktidarı tarafından, binlerce üyesi olan, nitelikli yöneticilere sahip olan bir sendikanın çalışmaları kriminalize edilerek suç olarak gösterilmeye çalışıldı. Hakkımızda açılan onca davada haklı olduğumuzdan kaynaklı sonuç alınamadı. Bu, devleti kendi şirketiymiş gibi görüp, 'sizi şirketimde çalıştırmak istemiyorum' demek gibi bir şeydir. Yani AKP hükûmeti kendisi gibi düşünmeyen, ona itaat etmeyen herkesi yok saymaya çalışan bir yaklaşım ve politikayla ayakta durmaya çalışıyor. 

Tekleştirme, tek tipleştirme ilk günden AKP’nin söylediği bir vurgudur. Tek dil, tek millet, tek bayrak gibi yaklaşım içerisindedir. Şimdi de tek adamla beraber, tekçi bir partinin zihniyeti olan AKP herkesin de AKP’li olmasını istiyor. AKP’li hatta Recep Tayyip Erdoğan gibi düşünülmesi isteniliyor. Olmayacağımızı ve beklemeyeceğimizi de biliyorlar. Özellikle Kürt halkının bu baskı ve dayatmalara biat etmeyeceğini de biliyorlar. Demokrasi ve özgürlük mücadelesini her koşulda vereceklerini bilmelerinden dolayı da ihraçlarla, uzaklaştırmalarla, sürgünlerle, tutuklamalarla yıldırmaya çalışıyorlar" diye belirtti. 

‘HÂLÂ O OSMANLI KAFASI...'

AKP'nin, yüz yıldır Kürt halkına yapılan katliamların artık geride kalacağının umutları yeşermiş iken, yeniden Kürdistan’da katliamlar gerçekleştirildiğine ve bunlara sendikal bir örgüt olarak seyirci kalmayacaklarına vurgu yapan Topkan, şöyle konuştu: "Belki çağ atlıyoruz ama 100 yıldır bu ülkede Kürtler üzerinde uygulanan asimilasyon poltikalarıyla soykırımı gerçekleştirmeye çalışıyorlar.  Hâlâ o Osmanlı kafası, hâlâ o Türkiye’nin kuruluş dönemindeki algının değişmediğini de görüyoruz şimdi. 37’de Dersim Katliamı, Zilan Katliamı gibi katliamlarla gelişen süreçleri yaşadık. Tam da her şeyin geride kaldığı konuşulan bir döneme girme durumu söz konusu iken yeninden katliamlar gerçekleştirildi. Şehirlerimiz yerle bir edildi. Cizre, Sur, Nusaybin, Şırnak gibi şehirler bombalandı, yerle bir edildi. Şehirlerinizi yıkarım, olmadı cezaevine atarım, olmadı sizi açlıkla terbiye ederim gibi bir mantıkla insanları kendine biat ettirmeye çalışıyorlar. Günümüz iktidarı AKP’nin de yürüttüğü bu politikalara karşı mücadele vermeye devam ediyoruz ve vermeye de devam edeceğiz."

‘DAHA KARARLI BİR ŞEKİLDE DEVAM EDECEĞİZ’

Faşizme karşı mücadele vermeye devam edeceklerine dikkat çeken ve bütün kesimleri dayanışmaya çağıran SES Şubesi Başkanı Deniz Topkan, son olarak şunları kaydetti:

"Batman SES’in 1200’ün üzerinde üyesi vardır. Her ne kadar OHAL durumuyla bölgemiz keyfi uygulamalarla sınanıyor olsa da, Kürdistan’da yaşanılan önceki süreçler de OHAL şartlarından farklı değildi. Sendika olarak emek, demokrasi ve adalet için verdiğimiz mücadelemizde nasıl ki geçmişte geri adım atmamışsak, bu süreçte de asla geri adım atmayacağız. Bu sürecin bir ömrünün olduğunu düşüyoruz ve kararlı bir şekilde mücadelemizi daha güçlü bir şekilde sürdüreceğimizi belirtiyoruz. Halkımıza da faşizme karşı demokrasi ve özgürlük mücadelemizde emeği ve özgürlüğü ortaklaştıran bu sendikalarımızla dayanışma içerisinde olmalarının çağrısını yapıyoruz."